Prof. Dr. Sıtkı Göksu

Prof. Dr. Sıtkı Göksu

Sarı Hayatlarda Geçen Olaylardan Bazıları

Çarşamba'ya…

İstanbul Atatürk Havalimanı'na bayan yolcusunu bırakan taksici, kısmet düşüncesiyle başlamış beklemeye. Çok geçmeden elinde valizleri bir yolcu yaklaşmış yanına. 'Çarşamba'ya gideceğim, müsait misiniz' diye sormuş. 'Elbette' cevabı üzerine, yolcu valizlerini yerleştirmiş bagaja. Taksici oldukça sevinmiş. Çünkü onun memleketi de Çarşamba'ymış. (Yani Samsun-Çarşamba) Uzun zamandır göremediği yakın akrabalarını gitmişken görebilme düşüncesi mutlu etmiş onu.

Yola çıktıklarında yolcusuna, 'Evim yolumuzun üstünde. Bir iki dakikalığına uğrayıp bir şeyler alabilir miyim' demiş. 'Elbette' demiş yolcu. Taksici birkaç dakika sonra elinde küçük bir valizle çıkagelmiş.

'Hayrola şoför bey bir yere mi gidiyorsunuz?' diye sormuş yolcu. 'Çarşamba benim de memleketim. Gitmişken birkaç gün kalırım, diye düşündüm de' demiş taksici.

Demiş demesine de, yolcu başlamış gülmeye. Gülmesi kesileceğine kahkahaya dönüşmüş. Ardından da, 'Çarşamba derken Samsun Çarşamba'ya değil, İstanbul Fatih-Çarşamba'ya gideceğiz' demiş. Mahcup vaziyetteki taksicinin dudaklarından, 'Kusura bakmayın' sözü dökülebilmiş ancak.

'Oğlum Beni Karşıya Atıver'

Taksiye binen yaşlı teyzenin, 'oğlum beni karşıya atıver' demesinden sonra, İstanbul'un öbür yakasına yolcu götüreceği düşüncesiyle sevinen taksici, teyzenin 'şuradan dönüver oğlum' demesiyle birlikte bir 'u' dönüşü yaparak yolun karşısına geçmiş. Ardından da teyzenin, 'ben burada inivereyim' oğlum sesi duyulmuş. Taksici, teyzenin İstanbul'un karşı yakasına değil, yoğun trafik yüzünden geçemediği caddenin öbür tarafına geçmek istediğini öğrendiğinde yapacak bir şeyi yokmuş. Parasıyla değil mi?

Mezardan Evine Ziyarete Gelen Kız

Gece saat 01.00 sularında Aksaray'dan aldığı yolcuyu Zeytinburnu'na bırakan taksici, dönüşte iş almayıp, Kocamustafapaşa'daki evine gitmeyi düşünür. Merkezefendi mezarlığının arasındaki yoldan eve dönüş yaptığı sırada, 19-20 yaşlarındaki bir kızın yol kenarında el ettiğini görür. Gecenin o saatinde bir genç kızı mezarlık kenarında bırakmak istemeyen taksici kızı arabasına alır. Kız taksiciye, 'Beni Kocamustafapaşa'ya götürür müsün' der. 'Tabi kızım' der taksici. Bir müddet sonra kızın, 'Tamam amca burası' demesiyle durur. Kızın, 'üzerimde para yok, izin verirseniz evden alıp geleyim' demesi üzerine 'tamam' der.

Fakat aradan 20 dakika kadar geçmesine rağmen kızın gelmediğini görünce, parasını almak bir yana, kız için kaygılanmaya başlar. Evin zilini çalar.

Bir müddet sonra evin ışığı yanar. Yaşlı karı koca tarafından kapı açılır. Taksici olayı anlatır. İşin parasında olmadığını, ama kız için endişelendiğini söyler. Yaşlı çift taksiciyi içeri buyur ederler. Duvardaki resmi göstererek 'bu muydu?' diye sorarlar. 'Evet' cevabı üzerine, kızı nereden aldığını sorarlar. 'Merkezefendi mezarlığından' cevabı üzerine, o kızın, 20 yıl önce trafik kazasında kaybettikleri kızları olduğunu ve bu olayın sıklıkla yaşandığı söyleyerek, 'bunu unutsanız iyi olur' derler. Bu olay üzerine taksici üç gün uyuyamaz.

İnsanın yolculuğu ise, ruhlar aleminden, anne rahminden, gençlikten, ihtiyarlıktan, kabirden, berzahtan (dünya ile ahiret arasında ruhların kıyameti bekledikleri yer), haşirden (kıyametten sonra bütün insanların bir yerde toplanmaları), sırat köprüsünden geçen, ebedi hayat-cennet tarafına bir yolculuktur.

(http://arsiv.sabah.com.tr/2004/05/15//cp/gnc107-20040502-102.html http://arsiv.sabah.com.tr/2004/05/15//cp/gnc109-20040502-102.html)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof. Dr. Sıtkı Göksu Arşivi