Prof. Dr. Sıtkı Göksu

Prof. Dr. Sıtkı Göksu

Kıssadan Hisseler

Bilmiyordu Ama Gayret Ediyordu


Erzurum’un bir köyünde bir kadının kocası ölmüş. Cenazeyi bir ikindi vakti defnetmişler. Herkes duasını okuyup uzaklaşırken kadın kabrin başında kalmış.
Ve bir ağıt tutturmuş ki sormayın: “Oy benim yiğidim, oy benim aslanım, Fransızca bilirdi, İngilizce bilirdi, Almanca bilirdi, Arapça bilirdi, Portekizce bilirdi, İtalyanca bilirdi…” diye sayıyor, eğer birisi durdurmasa yeryüzündeki tüm dilleri sayacaktı.
Ve bu garip ağıtı duyan akrabalardan erkek birisi araya girer ve şöyle der:” Kız teyze, vallahi eniştem Türkçeyi zor konuşuyordu, İngilizce, Fransızca nereden çıktı?”
Kadın hemen ağıtını değiştirir: “Bilmiyordu ama gayret ediyordu, Bilmiyordu ama gayret ediyordu!
İnsan yaşarken ifade edilmeyen sevgi sözcükleri ne işe yarar?
Öldükten sonra sevgi ve takdir ne işe yarar? (“Kadın mutluysa herkes mutludur” isimli Selahattin Yaylamaz’ın kitabından alınmıştır. Hayat Yayınları, İstanbul 2016.)

Kabir halini müşahede eden keşif ehlinin müşahede etmesi ile, görmesiyle bir
çok vakalarla, ilim tahsili anında vefat eden bazı iştiyaklı ve ciddî bir ilim talebesi şehidler gibi kendini hayatta ve kendi dersiyle meşgul görüyor.
Hattâ meşhur bir kabir halini müşahede eden keşif ehli vefat eden ve Arapça gramer (ilm-i sarf ve nahvi) okuyan bir talebenin kabrinde Münker, Nekir'e nasıl cevap verecek diye gözetmiş. Ve gözetip işitmiş ki, soru meleki ondan sordu. "Men Rabbûke? Senin Rabbin kimdir?" dediği zaman, o nahv dersiyle meşgul olurken vefat eden talebe, o meleğe ğcevabında demiş: "Men mübtedâdır, Rabbûke onun haberidir." Nahiv ilmince cevap vermiş, kendini medresede zannetmiş.

Hem o melekleri, hem hazır ruhları, hem o vâkıayı müşahede eden orada bulunan bir kabirdeki halleri keşfeden veliyi güldürdü ve rahmet-i İlâhiyeyi tebessüme getirdi. Azaptan kurtuldu. Diye anlatılır.
Namazla ilgili bir hikaye
Temsilde hata olmasın—bir Bektaşîye "Niçin namaz kılmıyorsun?" demişler. O da "Kur'ân'da
"Namaza yaklaşmayın…" Nisâ Sûresi, 4:43.
var" demiş. Ona demişler: "Bunun arkasını, yani '"Sarhoş olduğunuz zaman." yı Nisâ Sûresi, 4:43. da oku" denildiğinde, "Ben hafız değilim" demiş. Türünden yanlış yorumlar olabilir.
Halbuki namazda ruhun, kalbin, aklın büyük bir rahatı vardır. Hem cisme de o kadar ağır bir iş değildir. Hem namaz kılanın diğer mübah, dünyevî amelleri, güzel bir niyetle ibadet hükmünü alır. Bu surette bütün ömür sermayesini âhirete mal edebilir; fani ömrünü bir cihette bakileştirir.
Cenâb-ı Hak, Kur'ân-ı Kerîminde, yüz yerde edâsını emrettiği namazdan daha büyük bir hakikat olsaydı, imandan sonra onu emrederdi.” Halbuki namaz kılmak ve zekat vermekten çokça bahsedilmektedir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof. Dr. Sıtkı Göksu Arşivi