Prof. Dr. Sıtkı Göksu

Prof. Dr. Sıtkı Göksu

İnsanın Vazifesi Yalnız Duadır

İnsan, yaşayış vaziyetince, bir dağdan kopup sel içine düşen veya yüksek bir apartmandan düşüp yuvarlanan bir şahıs gibidir.
Evet, hayat apartmanı yıkılıyor. Ömür uçağı şimşek gibi geçiyor. Zaman da sel dolaplarını süratle çalıştırıyor. Dünya gemisi de, süratle giderken "Bulutların geçişi gibi geçip gider." Neml Sûresi, 27:88. âyetini okuyor.
Dünya gemisi süratle yürürken, dünyanın gayr-ı meşru lezzetlerine uzatılan ellere zehirli dikenlerin batacağı düşünülsün.
Bundan dolayı, o zehirli dünya oklarına bakıp el uzatma. Ayrılığın üzüntüsü, kavuşmanın lezzetinden ağırdır.
Ey nefs-i emmârem! Yani hazır zevke düşkün ve insanı dâima kötülüğe sevk eden duygum, nefsim!
Sana uymayacağım. Sen istediğin şeye ibadet et ve istediğin şeyin peşine düş. Ben ancak ve ancak beni yaratıp, güneş ve ay ve dünyayı bana itaat ettiren (sonsuz haşmet ve yücelik sahibi olan ve her şeyi bir gaye ve faydaya yönelik olarak, tam yerli yerinde benzersiz yaratan) Allah’a kul olurum.
Ve keza, kader okyanusunda uçan ömür uçağına veya hayat dağları arasında açılan çukur, hendek ve tünellerinden şimşek gibi geçen zamanın trenine bindirerek sonsuzluk, cennet memleketinin iskelesi hükmünde olan kabir tünelinin kapısına yönlendiren (çok merhamet sahibi olan ve şefkatle bütün yaratıkların rızkını veren, sonsuz rahmetiyle her bir varlığa ayrı ayrı şefkatini gösteren ve bütün varlıkların yaratıcısı olan) Allah’dan yardım istiyorum.
Ve keza, hiçbir şeyi dualarıma, yardım istemelerime ve niyazlarıma hedef kabul etmem. Ancak dünyayı harekete getiren, felek çarklarını durdurmaya ve güneş ve ayın yerleştirilmesiyle zamanın hareketini sükun ettirmeye ve vücudun zirvelerinden yuvarlanıp gelen şu dünyayı sakin kılmaya gücü yeten kudreti nihayetsiz, sonsuz heybet ve yücelik sahibi ve herşeyin Rabbi olan Allah’a dualarımı, niyazlarımı arz ve takdim ediyorum.
Çünkü, herşeyle alakalı emeller ve gayelerim vardır.
Ve bunun gibi, kalbime gelen en ince, en gizli hatıraları işitir ve kalbimin meyillerini ve emellerini tatmin eder. Akıl ve hayalimin de temenni ettikleri ebedi saadeti vermeye muktedir olan Allah’tan başka kimseye ibadet etmiyorum.
Evet, dünyayı âhirete değiştirmekle kıyameti koparan kudret muktedirdir, âciz değildir.
Bir atom o kudretin nazarında gizlenemez. Güneş, büyüklüğüne güvenerek o kudretin elinden kurtulamaz.
Evet, onun bilinmesi ile üzüntüler lezzetlere değişir.
Evet, Onun marifeti, bilinmesi olmazsa, İlimler vehimlere değişir.
Hikmetler hastalık ve belâlara değişir.
Varlık yokluğa değişir.
Hayat ölüme ve nurlar karanlıklara ve lezzetler günahlara değişir.
Evet, Onun marifeti, bilinmesi olmazsa, insanın ahbabı ve mal ve mülkü insana düşman olurlar. Beka, sonsuzluk belâ olur. Kemal boşa gider. Ömür gelip geçici olur. Hayat azap olur. Akıl azap olur. Emeller, acılar, üzüntülere değişir.

Evet, Allah'a kul ve hizmetçi olana herşey hizmetçi olur. Bu da, herşey Allah'ın mülk ve malı olduğunu iman ve kesin inanma ile olur.
Evet, ezeli kudret, insanı çok dairelerle alakalı bir vaziyette yaratmıştır. En küçük ve en önemsiz bir dairede, insanın eli yetişebilecek kadar insana bir güç, bir iktidar vermiştir. Yerden göklere kadar, ezelden ebede kadar en geniş dairelerde insanın vazifesi, yalnız duadır.
Evet, "De ki: Eğer duanız olmasa Rabbim katında ne ehemmiyetiniz var?" Furkan Sûresi, 25:77. âyet-i kerîmesi, bu hakikatı aydınlatma ve isbata kâfidir.
Öyleyse, çocuğun, eli yetişemediği birşeyi baba ve annesinden istediği gibi, kul da, acizliği ve fakirliğiyle Rabbine sığınır ve Yaratıcısından ister. O isteği o insana verilir, ihsan edilir. Ya istediği dünyada verilir. Veya dünyada verilmesi uygun görülmezse ahirette verilir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof. Dr. Sıtkı Göksu Arşivi