Kenan Yücel
Gaziantep Basketbol.! Gaziantep FK.!
Önce Gaziantep Basketbol ;
İyi okuyun lütfen, sindire, sindire...!
Karadeniz, Doğu, Güneydoğu ve Akdeniz Bölgesinin Basketbol süper ligindeki tek temsilcisi Gaziantep Basketbol. Yani bu takımın sadece adı Gaziantep ama aslında bu dört bölgeyi temsil ediyor. Yani Türkiye'de basketbolu İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa dörtgeninden kurtaran bir takım.
Peki bu nasıl oluyor ?
Dev bütçesimi var ?
Hayır sadece Gaziantep FK'daki Caulker'in bir yıllık maliyetine kurulan bir takım.
Yani bir milyon dolara kurulan bu takım eurolig şampiyonları Anadolu Efes ve Fenerbahçe'yi buraya getirip Larkin'i, Wessely'i, De colo'yu Şahinbeyin parkelerinde oynatıyor.
Para değil, akıl, bilgi, donanım, tecrübe ve vizyon.
Yıllardır bu takımda başkanlar, yönetimler, coachlar, oyuncular değişiyor ama Boray Dai hep takımın başında. Üç dil biliyor ve sadece Türk basketbolunda değil, Avrupa ve Dünya Basketbolunda her kıtadan oyuncular, menejerler, oyuncular, hocalar tanıyor.
Boray Dai'de kendisine verilen bütçeyle saha içi takımını kuruyor, sonra hocasını getiriyor. Bunun ismi Dedaş, Markoviç veya şimdiki Tutku olsun değişmiyor.
Yani takımın anahtarı ne hocalarda, ne oyuncularda , ne menejerlerde oda omzuna yüklenen sorumluluğun farkında ve en ufak bir hata yaptığında bu şehrin kendisine bakışının nasıl değişeceğinin bilincinde.
Saha sonuçlarında hata yapabilir ama saha dışı, menejer, oyuncu ve benzeri ilişkilerde hata yapma lüksü yok. Bu sistemde başkanda, yönetimde takıma, hocaya, işleyişe karışmadığı ve tüm sorumluluk sportif direktörde olduğu için dedikodu, entrika, arkadan çelme, spekülasyon yok. Çünkü basketbolu playmaker, fast break, pivot, alan savunması, tam saha baskı nedir , bilen yok. Onun içinde herkes işini yapıyor.
O zamanda doğru temel üzerine eğri bina olmuyor.
Gelelim Gaziantep FK takımına ;
Öncelikle bu takım 1. Ligi Erkan Sözeri, Yalçın Koşukavak, Mehmet Altıparmak dönemlerini bırakalım, süper lig dönemini inceleyelim.
Süper lige çıktık kulübün neredeyse anahtarlarını Sumudica'ya teslim ettik. Saha içi başarıları gelince yaptığı tüm olumsuz işleri, hareketleri, konuşmalarında üç maymunu oynadık. Sonra iş transferlerde özellikle Alibec olayında söbelenince frene bastık ve sonrası Sivas'taki konuşmaya kadar uzandı ve bitti.
Geldik Erol Bulut olayına ;
Hatırlayın imza törenindeki eli cebindeki resim muhabbeti ve yanında başkanların, yöneticilerin duruşuna. Sonrası transferleri, para pazarlığına kadar kendisinin yaptığı bir ekonomik özgürlük, yetmedi sekiz yardımcı, yetmedi yanında basın danışmanı, yetmedi başkanlık odası dahil verilen bir sistem.
Sonrası mı ?
Tam 12 transfer ve altı milyon euroluk transfer bütçesi.
Caulker, Mendy, Halil İbrahim, Recep Niyaz, Borwen, Doğan, Mesudi, Merkel, Joao, Kitsou, Ertuğrul.
Ve bu takımın yıllık bütçesi 15 milyon euro civarında.
Şu anda takım 41 puan ile 13. Sırada. Türkiye Kupasından elenmiş, Avrupa Kupaları hedefi yok, tek başarı 15 milyon euroluk bütçe ile kümede kalmışız.
Peki bu 12 futbolcunun bu 41 puanda katkısı nedir, soralım ?
Bizim yıllardır takımımızda olan Kalede Günay, defansta Papy, Tosca, orta alanda Maksim ve forvette Muhammet Demir bu 41 puanın neresinde. Bu 41 puanın en az 35’ini sizce bunlar almadı mı ?
Yani 12 futbolcu bu takıma bunların yaptığı katkının % 10'u var mı, sizce ?
Ya da bu takım deplasmanlarda neden sadece 6 puan alabilmiş, sorgulayan var mı ?
Digitürk çekildi, ortada yayıncı kuruluş yok ve bu anadolu takımlarının iflası demek, bütçenin % 50'sinin gitmesi demek.
Peki önümüzdeki sezon ne olacak sorgulayan var mı ?
15 milyon euroluk harcadığımız takımda satacağımız, talip olunan yeni transferlerden bir tane var mı ?
Bunları soracağına, bu kulüpte devre arası yönetim transfer etti diye 18 yaşındaki Stanskovski, Mirza'yı, Bozan'ı oyuna sokmayıp, illa Mesudi ve benzerleri ısrarlarını sorgulayacağına devre arası transfer yaptırmadı, kulübün parasını çarçur ettirmedi diye Onursal Başkan, şimdiki Başkan, Yönetim kurulu, yetmedi valilik, büyükşehir belediye başkanı ve Türkiye'deki menejerleri, teknik direktörleri arayıp o da yetmedi neredeyse Cimer'e kadar şikayet edip göndermek isteyen ve bu sezonda teknik direktöre dayalı yapının devam etmesini isteyen bir grup
Dört ayda şehirde dört hafta kalmayıp bu takımın 500 bin tl'sini götüren sportif direktörleri, avukatlık, menejerlik işlerini inceleyin.
Son üç yılda neredeyse her sezon başı 15, devre arasında yarısını gönderip yeniden transfer yapılan sistemi sorgulayın.
Borwen, Olkovski, Wetrih, Ulaş, Jefferson, Dico, Kana Bıyık sorgulayın.
Ve Boray Dai Gaziantep Basketbol sistemini inceleyin.
Rahmetli Asım Atmaz’ın transfer sistemini, piramit yapısını, hocaların kulübün sahibi değil, elemanı olduğunu kendisini aşıp Celal Doğan’a gitti diye gönderdiği teknik adam sistemini okuyun.
Yoksa teknik adamlar değişir, sportif direktörler değişir ama zihniyet değişmezse olan bu şehrin takımlarına ve parasına olur.
Benim kimseyle kavgam da, derdim de yok.
Benim kişilerle işimde yok. Benim kaygım ve tasam sisteme.
Sadece konu futbol ve Gaziantepspor olunca, gerisi benimn için teferruattır.
Sumudica konusunda tüm Gaziantep üzerime geldi, besledikleri dahil.
Sonra ne oldu ?
Çaykur Rizespor’u bitirdi, geldi Yeni Malatyasporu küme düşürdü.
Haklı çıkmaktan ben bıktım, siz para harcamaktan yorulmadınız mı ?
Yok mu ?
Bu şehirde ve takımda vatan yahut silistre diyecek zihniyet, başkan, yönetici.
Yoksa onlar yöneticiliği, biz spor yazarlığını bırakalım ?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.