Bu makale 7 Eylül 2018 yılında yazılmıştır.
Ve Erhan Yüksek geçte olsa üç yıl sonra Kulübün CEO'su olarak göreve getirildi. Bu görevlendirme basit bir olay değildir. Bu aynı zamanda Kulübün artık teknik direktör takımı, ithal sportif direktör, hırsız menejer ve dolandırıcılardan kurtulduğunun ilk adımıdır . Ve Gaziantep FK takımının şehirle bütünleşmesinin ilk işaret fişeğidir.
Darısı diğer Gaziantepli futbol adamlarının görevlendirmelerine. Hayırlı olsun.

Gaziantepli bir eğitimcinin bankacı oğlu. Ama futbolu ve Gaziantepsporu çok sevmesiyle yolu 2006 yılında Celal Doğan tesislerine düşer ve bir dahada çıkamaz. Önce kulübün muhasebe, finans derken iki yabancı dil ve futbolcu ile hocalar arasında iletişim derken sonra sürekli Dünya'yı transfer için, futbolcu izlemek için dolaşır. Güney Amerika'da Arjantin, Brezilya, Şili, Peru, Bolivya sanki onun için Türkiye'den daha fazla kaldığı, gezdiği yer olmuştur.
Sonra Avrupa, Afrika, Japonya, Çin, Rusya ve Türki devletler yani dünyada gezmediği kıta ve ülke kalmadı futbol için. İki yıl önce Gaziantepspordan ayrıldı. Önce Zürih'te yüksek lisans yaptı, uluslararası menejerlik sertifikası aldı ve kısa sürede hem yurt içi, hemde yurt dışında önemli transferlere imza attı. Ertuğrul Sağlam'ı geçen yıl İran'a götürdü, bu yılda herhalde süper lig ve 1. ligte 20'ye yakın futbolcunun menejerliğini yaptı.
Ama hadi Gaziantepspor'un durumu malum transfer tahtası kapalı ama Gazişehir'den bir allahın kulunun aklına bu Gaziantepli gelmedi. " Gel hele Erhan kardeş senin bu kadar bilgin var, tecrüben var, yüzlerce teknik adam, futbolcu ve her kıtadan dostların var. Bize nasıl yardımcı olursun " demedi.
Geçen yıl ile bu sezon 33 transfer yapan, üç tane teknik adam değiştiren Gazişehir neden kendi öz evladını bırakın çalışmayı, bilgisine, tecrübesine başvurmaz.

Ali Güneş..!
Gaziantepli, yaşı 60'a dayanmak üzereyse herhalde 50 yılını bu şehre, bu memleketin amatör, profosyonel olarak oynadı. Futbolu bıraktı genç takım, amatör takım, Paf takım, Gaski, Büyükşehir , izleme komitesi kısaca her şeyde var. Şampiyonluklar, playofflar teknik adam olarak geldi.
Sonra teknik adamlık siyasetçilerin, İstanbul Dükalığının, eski Digitürk, yeni Bein sportçuların, menejerlerin eline geçince oda kendini Avrupa, Balkan ülkelerine attı. Futbolcu izledi, notlar tuttu, kendini geliştirmek adına cebinden euroları harcayıp maçları izledi. Erhan Yüksek gibi onuda şu ana kadar bir allahın kulu arayıp " Yahu Ali Güneş sen bu bölgeyi, bu şehri, avrupayı, balkanları avucunun içi gibi biliyorsun hele gel neler oluyor " demedi.

İsmet Savcılıoğlu..!
Futbolda şimdi TÜFAD Başkanı. Oda Gaziantepin son 40 yılında var. Gitmediği takım, çalışmadığı hoca kalmadı. İşin teknik adamlık kısmı tamam ama bana göre İsmet Savcılıoğlu inanılmaz organizatör. Türk futbol dünyasında A'dan Z'ye tanımadığı kimse yoktur, Her kulüp için bana göre olmazsa olmazdır. Zekidir, pratiktir, 10 liralık işi 1 liraya bitirme kapasitesine sahiptir.
Ama oda diğerleri gibi unutulmuş ve şimdi tüm bilgi birikimini ancak TÜFAD'da harcıyor.

Orhan Sağlamcan..!
Şehreküstülü, amatör futbol oynadı, futbol uğruna işini kaybetti. Sonra menejerlik dünyasına girdi, işin her yönünü öğrendi, hamdı, pişti, usta oldu. Daha sonra Ünsal Göksen ile birlikte iyi bir ikili oldu. Tam sekiz yıl beraber Büyükşehir Belediyespor'da çalıştı. Ünsal Göksen'in ayrılmasıyla kendisinede güle güle dendi. Şimdi kah petrol'de, kah inşaat şirketlerinde nafakasını çıkarmaya çalışıyor.
Oda inanılmaz federasyon, hakem, kulüpler, futbolcular, teknik adamlar arasında kazandığı deneyimi Gaziantep kulüplerine aktarmak, faydalı olmak yerine kel alaka işlerde çalışıyor.
Aslında bu isimleri hem teknik adam, hem yönetici olarak uzatmak mümkün.
Maalesef şu sözü hatırladım ; zamanında bir değerli büyüğümüz böyle serzenişlerimde şunu demişti " Kenan oğlum hiç kimse kendi köyünde peygamber olmazmış ".
O zaman bence nufüs kütüklerini hep birlikte değiştirelim.