Gaziantep Futbol Kulübü'nün nasıl oynadığını ne oynamak istediğini sezon başından bu yana çözemedik, bu gidişle çözme şansımız da zor gözüküyor. Niye? Çünkü gelenler gidenleri aratıyor. Yeni gelip dolar kurunun yükselmesiyle alacaklarını ikiye katlayan oyuncular kayıp, umudumuz geçen yılın emektarları. Eh onlarda küstü, darıldı ama yine de ellerinden geleni yapıyorlar. Trabzonspor karşısına eksiklerle çıkan ve forvetsiz oynayan Gaziantep FK, Dicko ile gol arasada bal yapmayan arı gibi gittiği gibi geri geldi. Birde orta alanda topu çevirmeye kalkınca savunmada açıklar verip golleri ardı ardına kalesinde gördü. Bir ileri iki geri giden Gaziantep belli ki devre arasına kadar böyle idare edecek. Bizde sabırla bekleyeceğiz.
Ve.. Hafta sonu olmak üzere bir çok maçı izledim. Fakat izlerken adeta işkence gördüm. Çünkü; kendilerini kurtarmaya çalışan ve özgüveni kaybolmuş hakemlerle bu Türk futbolunun bir yere gidemeyeceği bir kez daha görüldü. Suat Arslanboğa yılların tecrübesi olmasına rağmen karar verirken ve vermek isterken ne kadar zorlandığını hepimiz gördük. Ve bu sezon bu Trabzonspor'u sanki şampiyonluğa hazırlıyorlar gibi bir hisse kapıldım. Penaltı, faul var veya yok Arslanboğa, Gaziantep FK'yı baskı altında tutmak için elinden geleni yaptı. Futbolculara sarı kart göstermenin yanında kulübeye kadar giderek Erol Bulut'a da kart gösterip kulübeyi de pusturarak maça damga vurdu. Onun emeklerle yazık, harcanan paralara yazık. Bırakın 3-4 takım kendi arasında oynasın Anadolu takımları da kendi arasında idare etsin. Hakemlere güven yok, futbol kulüpleri zaten saldım çayıra mevlam kayıra..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.