Gaziantep FK takımında son 10 yılda her sezon başı yeni bir takım kurulmuş. Yaklaşık 15 ve 20 futbolcu transfer edilmiş, yetmedi devre arası bunların yarısı gönderilmiş ve tekrar transfer ile bu döngü devam etmiş.

Tabiki bu teknik direktör anlamında da aynı. Sezon başı teknik direktör imzası, sonra 10 maçlık periyot gönderilmiş ve her sezon asgari iki, bazen üç teknik direktör.

Tabii bu süreçte aynı zamanda başkan ve yönetim kurullarıda sürekli değişmiş. Sanki kayyum ataması gibi bazen valiliğin, bazen büyükşehir belediyesinin görevlendirdiği iş adamları kerhen gelmiş ve gitmişler.

Yani yüzlerce futbolcu transferi, onlarca teknik direktör ve sürekli değişen başkan ve yönetim kurulları.
Ama değişmeyen tek hedef var. Sadece kümede kalmanın başarı kriteri sayıldığı, sürekli para akıtılan bir takım.

İşin ilginci bu başkan ve yönetim kurulu üyeleri görevi bıraktıktan sonra değil tesislere, maçlara gelmeyi takımın yanından bile geçmiyorlar.
İlginç değil mi ?

Bu süreç içerisinde sadece geçtiğimiz yıl başkan Memik Yılmaz ve teknik direktör Selçuk İnan bu gel gitleri şimdilik bir anlamda yıkmış gibi görünüyor.

Öncelikle takımda teknik direktör Selçuk İnan ile ikinci sezon, başkan ve yönetim devam, transferde ise Semlih gibi nokta atışı .

Ve birde 10 yılda sadece Başakşehir'e Figureo satılırken şimdi Mustafa Eskihallaç Trabzonspor'a bonservis ile gönderildi.

Tabii birde alt yapımızdan Gaziantepli genç futbolcu yetişmiyor derken Mustafa Burak Bozan'da eldivenleri giyip kaleyi teslim aldı.

Birde olaya puan cetvelinden bağımsız bakerken aynı zamanda Kozlovski, Okereke, Sorescu, Arda gibi oyuncuların piyasa değerlerinin yükselmesinide göz ardı etmeyelim.

Birde hep forma ve arma derim. Son zamanlarda görmediğimiz bu takım bütünlüğü ve sahiplenmesini Sivasspor maçında Arda'da gördüm. İnşallah buna diğerleride eşlik eder.