Prof. Dr. Sıtkı Göksu

Prof. Dr. Sıtkı Göksu

Rızık, İktidar ve İhtiyar

Müşahede ederek, bakarak görüyoruz ki: rızık, iktidar (güç, kuvvet) ve ihtiyar (seçmek, istek) ile ters orantılıdır. Buna örnek mi istersin? Daha dünyaya gelmeden evvel bir yavru, ana rahminde ihtiyar ve iktidardan bütün bütün nimetlerden uzak kaldığı bir zamanda nasıl besleniyor? Ağzını kımıldatacak kadar muhtaç olmayacak bir surette rızkı veriliyor, gönderiliyor. Yani göbek kordonu ile, plasenta ile “ekmek elden, su gölden” mükemmel besleniyor. Sonra, dünyaya geldiği vakit, iktidar ve ihtiyar yok, fakat bir derece kabiliyeti ve potansiyel olarak bir hissi olduğundan, yalnız ağzını yapıştırmak kadar bir harekete ihtiyaç gerekiyor. En mükemmel ve en gıdalı, besleyici (kolostrum, ağız sütü de dahil) ve hazmı en kolay ve en lâtif bir surette, en acayip bir yaratılışta, memeler musluğundan ağzına veriliyor.

Memeler musluğu benzetmesi çok orjinaldir. Evet, kâinatın şahitliği ile, nihayet derecede Rahmân, Rahîm ve Lâtif ve Kerîm olan Allah bütün mahlukatın rızıklarını gönderiyor. Çocukları dünyaya gönderdiği vakit, arkalarından rızıklarını gayet lâtif bir surette gönderip ve memeler musluğundan çocukların ağızlarına akıtıyor. Diğer memeli hayvanların ve insanın yavrularına memeler musluğundan Kevser suyu gibi hoş, gıdalı, besleyici, saf, halis, beyaz sütü gönderiyor. Sütü kırmızı kan ve kirli, pislik içinden bulaşmadan, bulandırmadan çocukların yardımlarına gönderir. Çocuklara annelerin şefkatlerini yardımcı verir.

Sonra, iktidar ve ihtiyara bir derece ilgi duyunca, o kolay ve güzel rızık, bir derece çocuğa karşı nazlanmaya başlar. O memeler çeşmeleri kesilir. (Ayet Mealinde: Anneler, çocuklarını, emzirmenin tamamlanmasını isteyenler için tam iki yıl emzirirler. Bakara  Suresi 233. Buyurulur.) Başka yerlerden rızkı gönderilir. Fakat iktidar ve ihtiyarı rızkı takip etmeye müsait olmadığı için, Rezzak-ı Kerim, baba ve annesinin şefkat ve merhametlerini, iktidar ve ihtiyarına yardımcı gönderiyor. Her ne vakit iktidar ve ihtiyar ilerler; o vakit rızkı ona koşmaz ve koşturulmaz. Rızık yerinde durur, der: "Gel, beni ara ve bul ve al." Demek rızık, iktidar ve ihtiyar ile ters orantılıdır. En ihtiyarsız ve iktidarsız hayvanlar daha iyi yaşıyorlar, daha iyi besleniyorlar. En âciz, en nazik mahlûk, en iyi rızkı o yer (çocuklar ve yavrular gibi). (On ikinci Lem’a’dan)

Bahtiyar odur ki, mutluluk vesilesi ve lezzet vesilesi olan iktisat ve kanaatle helal çalışmayı, bir nevi ibadet ve rızık için bir fiilî dua bilsin. Teşekkür ederek ve minnet duyarak o ihsanı, ikramı kabul edip hayatını mutlu bir şekilde geçirir. Ve bedbaht, talihsiz odur ki, her türlü bela ve sıkıntının ve elemin kaynağı olan israf ve hırs ile helal çalışmayı bırakarak, her kapıya başvurup, tembel bir şekilde ve zulmederek ve şikayet ederek hayatını geçirir, belki öldürür.

Nasıl ki mide bir rızık ister; öyle de, kalb ve ruh ve akıl ve göz ve kulak ve ağız gibi insanın lâtifeleri ve duyguları dahi Rezzâk-ı Rahîmden rızıklarını isterler ve teşekkür ederek alırlar. Her birisine, ayrı ayrı ve onlara lâyık ve onları memnun eden ve lezzet veren rızıkları, Allah’ın rahmet hazinesinden ihsan edilir, ikram edilir. Rezzâk-ı Rahîm, onlara daha geniş rızık vermek için göz ve kulak, kalp ve hayal ve akıl gibi o lâtifelerin her birisini Allah’ın rahmet hazinesinin birer anahtarı hükmünde yaratmış.

Meselâ göz, kâinat yüzündeki güzellik ve cemal gibi kıymetli maden hazinelerinin bir anahtarı olduğu gibi ötekiler dahi, her biri birer âlemin anahtarı olur. İnsan iman ile istifade eder. (Yedinci Şua’dan faydalanılmıştır.)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof. Dr. Sıtkı Göksu Arşivi