Prof. Dr. Sıtkı Göksu
“Herşeyin güzel yönüne bakınız”
Başarı yolunda bizlere kilometre taşları olacak, şevkimizi artıracak, bizi motive edecek bazı prensipleri siz çok kıymetli okuyucularımla paylaşayım:
Öncelikle "Kadere iman eden gam ve hüzünden emin olur" sırrını unutmamalıyız. Çünkü kaderin her şeyi güzeldir. Ya bizzat güzeldir veya neticeleri itibariyle güzeldir.
Her türlü hadisede "Herşeyin güzel cihetine bakınız" kaidesinin sırrıyla, bardağın dolu tarafına bakmalıyız.
Bir bahçeye girsem iyisini seçerim. Koparmasından zahmet çeksem, hoşlanırım.
Bahçede meyvelerin çürüğünü, yetişmemişini görsem "Huz mâ safâ" derim. Beni dinleyenlerin de öyle yapmalarını arzu ederim.
Buradaki “HUZ MÂ SAFÂ, DA'MÂ KEDER” ne demektir?
"Safâ olanı al, keder vereni bırak" demektir. Veya "Allahın müsaadesi olan ve neticesi safâ veren şeyi al, sonu keder vereni bırak" demektir. Veyahut "İyisini al, kötüsünü bırak" meâlindedir. Bu kaide bizi her türlü sıkıcı, stresli, üzüntülü, musibetli durumlarda rahatlatır, ferahlatır.
İnsanlar hatasız değildir. Onu hatâsız zannetmek hatâdır. Onun İçin türküde “Hatasız Kul olmaz.” denilmektedir.
Bir bahçede çürük bir elma bulunmakla bahçeye zarar vermez. Bir hazinede silik para (Yazı ve nakışları aşınmış maden para) bulunmakla, hazineyi kıymetten düşürtmez.
Bir bahçeye giren içinde hem güzel çiçek ve meyveleri görür. hem de iyi bakılmadığı için temiz olmayan şeyleri de görür.
Fakat temiz olmayan, pis şeylere dikkat edip meşgul olan midesini bulandırır, o bahçede hiç istirahat etmeden çıkıp gider. Akıllı olan bu zât ise, "Herşeyin iyisine bak" kaidesiyle hareket edip, pis şeylere hiç bakmaz. İyi şeylerden iyi istifade eder. Güzelce bahçede istirahat ederek çıkıp gider.
Kur’anda da "Sözleri dinleyip, en güzeline tâbi olup fenasına bakmayanlar, ilahi hidayete mazhar akıl sahibi onlardır" (Zümer Sûresi, 39:18.) meâlinde ifade vardır. Bizler için şimdi herşeyin iyi tarafına ve güzel yönüne ve ferah verecek yönüne bakmak lazımdır. Ta ki mânâsız, lüzumsuz, zararlı, sıkıntılı, çirkin, geçici haller dikkat nazarımızı çekip, kalbimizi meşgul etmesin. Yukarıda bahsettik bir bahçeye iki adam girer. Adamlardan biri çıkar, biri giriyor. Bu iki kişinin uygulamaları nasıl oluyor.
Bahtiyarı bahçedeki çiçeklere, güzel şeylere bakar, safâ ile istirahat eder. Diğer bedbaht, bahtsız olduğumdan temizlemek elinden gelmediği halde çirkin, pis şeylere bakıp, dikkat eder, midesini bulandırır. Bahçede istirahat etme yerine sıkıntı çeker, bahçeden çıkar, gider. Şimdi insanların sosyal hayatının kısımları bir bahçe hükmündedir.
Hem çirkin, hem güzel, hem kederli, hem ferahlı şeyler beraber bulunur. Akıllı odur ki, ferahlı ve güzel şeylerle meşgul olup çirkin, sıkıntılı şeylere ehemmiyet vermesin. Şikayet ve merak yerinde şükredip, sevinsin. “Herşeyin güzel yönüne bakınız” prensibi unutmasın. (Şualar’dan faydalanılmıştır.)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.