Prof. Dr. Sıtkı Göksu
Nasihat
Nasihatın çok çeşitleri vardır. Nasıl ki sadakanın çeşitleri var nasihatin de çeşitleri vardır.
Sadaka hakkında şöyle söylenir:Sadaka nasıl mal ile olur. ilim ile dahi olur. Sözle, fiil ile, eylemle, nasihat ile de oluyor.
Bunun gibi bilmemiz gereken bir konu da:
Madem bir harf, kâtibini göstermeksizin olmaz. Sanatlı bir nakış, nakkaşını, Nakşı yapanı bildirmemek olmaz. Nasıl olur ki; bir harfte koca bir kitabı yazan, bir nakışta bin nakşı nakşeden nakkaş (Allah), kendi kitabıyla (kainat kitabı) ve nakşıyla (her varlıkta birlik, vahdet mührü ile) bilinmesin?
İÇİNİZDE MÜSLÜMAN OLAN VAR MI?
Hikaye bu ya adam elinde bir bıçak ile camiye girer.’’Ey cemaat içinizde Müslüman olan var mı?’’diye bağırır. Herkes susar. Sadece yaşlı bir amca kalkar’’Ben varım’’der. Bıçaklı adam, amcaya’’Bir dakika dışarı gelir misin?’’ diyerek koluna girer camiden çıkarlar. Biraz ötede bağlı duran bir koyunun yanına gidip “Amca, bu kurbanı kesmeme yardımcı olur musun? İslami kurallara uygun keselim” der. Amca koyunu kesmeye başlar.Yaşlılık bu ya, her taraf kan olur. Amca: “Oğlum yoruldum. Camiye git de başka birini bul” der. Adam elinde kanlı bıçağı ile tekrar girerek bağırır: “İçinizde başka bir Müslüman var mı?” Yaşlı amcayı götürüp kestiğini zanneden cemaatten hiç ses çıkmaz ama topluca dönüp imama bakarlar. İmam telaş içinde konuşmaya başlar: “Ne bakıyorsunuz ulan? İki rekat namaz kıldırdık da Müslüman mı olduk!” Nasibinde varsa alırsın bir karıncadan ders. Nasibinde yoksa bütün cihan önünde serilse sana ters.
Eski zamanda bir şeyhin müridleri pek çok olmasından, o memleketin hükûmeti siyasetçe telâş edip onun cemaatini dağıtmak istemiş. O zat, hükümete demiş: "Benim yalnız bir buçuk müridim var, başka yok. İsterseniz tecrübe edeceğiz." O zat, bir yerde çadır kurdu, kendi binler müridlerini oraya toplattı. O da emretti: "Ben bir imtihan yapacağım. Her kim benim müridim ise ve emri kabul etse, Cennete gidecek."
Çadıra birer birer çağırdı. Gizli bir koyun kesti. Güya has bir müridini kesti, Cennete gönderdi! O kanı gören binler müridler, daha hiçbiri şeyhi dinlemedi, inkâra başladılar. Yalnız bir adam dedi: "Başım feda olsun." Yanına gitti. Sonra bir kadın dahi gitti; başkalar dağıldılar. O zat, hükûmet adamlarına dedi: "İşte benim bir buçuk müridim bulunduğunu gördünüz." Bu hikayeler kıssadan hisse nevinden bazı hakikatlerin değişik yüzlerini anlamak için vesilelerdir. Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna azdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.