Gençlerbirliği takımı ligin ilk yarısında 12 galibiyet, iki beraberlik ve iki mağlubiyet ile tamamladığında herkes Gençlerbirliği takımını şampiyon, teknik direktör Erkan Sözeri'yi imparator ilan etmişti.

Sonrası tam üst üste dört mağlubiyet ve liderlik gitti, avantaj kaçtı bu ortamda herkesin baklediği Erkan Sözeri'nin istifasını vermesi, yada yönetimin onu görevden almasıydı. Ama o anda takımın kaptanları devreye girdi, Selçuk, Nobre ve camianın çocuğu Ahmet Oğuz ile takımın liderlerinden Sesignion " hocam gidemezsin, biz bu duruma getirdik, beraber çıkaracağız hep birlikte " deyip yönetime ve başkanada bunları söyleyince tepe taklak giden takım toparlandı, herkes elini taşın altına koydu ve üst üste iki galibiyet geldi.

Şimdi gelelim Gazişehir'e!;

Yetmedi mi ;

Yıllardır sezon öncesi 20 transfer, olmadı devre arası 10 transfer ve her sezona neredeyse üç teknik direktör değiştiren zihniyet.

Onun için şimdi protesto, takım otobüsünün önünü kesmeler, tesislere gitmeler, havaalanında tehditler, istifa zamanı değil.

Şimdi transfer zamanı değil bu takım ligi bu futbolcu kadrosu ile bitirecek. O zaman bu takıma, bu başkana, bu yönetime, bu hocaya sahip çıkma zamanı.

Bu takımın kadrosu inanın bana göre çok süper lig takımından iyi ama ortada bir senkron, doku uyuşmazlığı, panik, stres ve özgüven kaybı var.

Eğer bu panik hali ve istifa rüzgarı, tesis, otobüs, havaalanı olayları devam ederse sadece hoca gitmez, Adil başkan'da ben bu oyunda yokum derse şaşırmayın.

Ülkenin yangın yerine döndüğü , ekonominin dört büyük kulubün kapısına kilit vuracak düzeye geldiği dönemde, sakin olmanın yanında akıllı olmak lazım.

Bence, sizi bilemem!..!