Prof. Dr. Sıtkı Göksu

Prof. Dr. Sıtkı Göksu

Kur'an’ın Bahislerindeki Harika Kapsayıcılık

Kur’an semavi olduğu ve yerler ve gökler sultanın fermanı olduğu için konularında son derece harika kapsayıcılık vardır. Bunu kısaca izah edelim:

Kur’an’ın konularındaki şaşırtıcı kapsayıcılıktır.

Evet, insan ve insanın vazifesi, kâinat ve bütün alemleri yaratan Allah’ın, yer ve göklerin, dünya ve âhiretin, geçmiş ve geleceğin, ezel ve ebedin çok şeylerle ilgili konularını toplamaktadır.

Meniden yaratmak, tâ kabre girinceye kadar halleri anlatır.

Yemek, yatmak adabından tut, tâ kaza ve kader konularına kadar anlatır. Altı günde alemin yaratılışından tut, tâ "Yemin olsun peş peşe gönderilen meleklere." Mürselât Sûresi, 77:1. "Yemin olsun esip kavuran rüzgâra." Zâriyât Sûresi, 51:1. yeminleriyle işaret olunan rüzgârların esmesindeki vazifelerine kadar anlatır.

"Allah dilemedikçe siz hiçbir şeyi isteyemezsiniz." İnsan Sûresi, 76:30. 2 "Allah, kişi ile onun kalbi arasına girer." Enfâl Sûresi, 8:24. işâretleriyle, insanın kalbine ve iradesine müdahalesinden bahseder.

Tâ "Gökler Onun kudret elinde dürülmüştür." Zümer Sûresi, 39:67. Yani bütün semaları bir kabzasında tutmasına kadar anlatır.

"Yeryüzünde hurma ve üzüm bahçeleri yarattık." Yâsin Sûresi, 36:34. Zeminin çiçek ve üzüm ve hurmasından tut, tâ "Ne zaman ki yer müthiş bir sarsıntıyla sarsılır." Zilzâl Sûresi, 99:1. ile ifade ettiği hayret verici gerçeğe kadar anlatır.

Ve semanın "Sonra iradesini buhar halindeki semaya yöneltti." Fussilet Sûresi, 41:11. halindeki vaziyetinden tut, tâ buharla, dumanla yarılmasına ve yıldızlarının düşüp hadsiz fezada dağılmasına kadar bahseder.

Ve dünyanın imtihan için açılmasından, tâ kapanmasına kadar ve âhiretin birinci menzili olan kabirden, sonra berzahtan, haşirden, köprüden tut, tâ Cennete, tâ ebedi saadete kadar anlatır. Geçmiş zamanının olaylarından, Hazret-i Âdem'in cesedinin yaratılışından, iki oğlunun kavgasından tâ Nuh Tufanına, tâ Firavun’un kavminin boğulmasına, tâ pek çok peygamberlerin mühim hadiselerine kadar bahseder. Ve "Ben sizin Rabbiniz değil miyim?" A'râf Sûresi, 7:172. işaret ettiği ezeli hadiseden tut, tâ "Yüzler var, o gün ışıl ışıldır, Rabbine bakar." Kıyamet Sûresi, 75:22-23. ifade ettiği ebedi olaya kadar anlatır.

Kur’an bütün esas ve önemli olayları öyle bir tarzda beyan eder ki, o beyan, bütün kâinatı bir saray gibi idare eden ve dünyayı ve âhireti iki oda gibi açıp kapayan ve zemin bir bahçe ve sema, kandilleriyle süslendirilmiş bir dam gibi tasarruf eden ve geçmiş ve gelecek, bir gece ve gündüz gibi nazarına karşı hazır iki sayfa hükmünde seyreden zatın beyanıdır.

Ve ezel ve ebed, dün ve bugün gibi işler zincirinin iki tarafı birleşmiş, bitişmiş bir surette, bir şimdiki zaman gibi onlara bakan sonsuz haşmet ve yücelik sahibi Allah’a yakışır bir açıklama şeklidir.

Nasıl bir usta, bina ettiği ve idare ettiği iki haneden bahseder, programını ve işlerinin liste ve fihristesini yapar. Kur'ân dahi, şu kâinatı yapan ve idare eden ve işlerinin listesini ve fihristesini, tabir caizse programını yazan, gösteren bir Zâtın beyanına yakışır bir tarzdadır. Hiçbir cihetle yapmacık ve gösterişe dayalı eser görünmüyor.

Hiçbir taklit kusuru veya başkasının hesabına ve onun yerinde kendini farz edip konuşmuş gibi bir hile, aldatmanın işareti olamaz. Bütün ciddiyetiyle, bütün safiliğiyle, bütün halisliğiyle, saf, berrak, parlak beyanı, nasıl gündüzün ziyası "Güneşten geldim" der, Kur'ân dahi "Ben alemin yaratıcısı Allah’ın açıklama ve sözüyüm" der.

Evet, şu dünyayı antika san'atlarla süslendiren ve lezzetli nimetlerle dolduran ve sanatkarcasına ve nimetle besleyerek, şu derece sanatının hayret vericileriyle dolduruyor.

Şu derece kıymettar nimetlerini dünyanın yüzüne serpen, sıralı düzenleyen ve zeminin yüzünde seren, güzelce dizen bir Sanatkar, bir Nimet vericiden başka, şu takdirleri ve güzellikleri haykırma ve teşekkür ve övgü nağmesi ile dünyayı dolduran ve zemini bir zikirhane, bir mescit, bir Allah’ın sanatlarına ibretle bakılan yere çeviren Beyanı Mucize Kur'ân olan kime yakışır ve kimin kelâmı olabilir? Ondan başka kim ona sahip çıkabilir? Ondan başka kimin sözü olabilir? Dünyayı ışıklandıran ziya, güneşten başka hangi şeye yakışır? Kâinatın sırrını keşfedip âlemi ışıklandıran Kur'ân’ın açıklaması, Ezeli Güneş olan Allah’tan başka kimin nuru olabilir? Kimin haddine düşmüş ki ona benzer getirsin, onun taklidini yapsın?

Evet, bu dünyayı san'atlarıyla ziynetlendiren bir San'atkârın, san'atını beğenen insanla konuşmaması imkansızdır. Madem ki yapar ve bilir; elbette konuşur. Madem konuşur; elbette konuşmasına yakışan Kur'ân'dır. Bir çiçeğin tanziminde kayıtsız kalmayan bir Bütün mülkün gerçek sahibi Allah, bütün mülkünü coşkuya veren bir söze karşı nasıl kayıtsız kalır? Hiç başkasına mal edip hiçe indirir mi? (25. Söz’den)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof. Dr. Sıtkı Göksu Arşivi