O iyi adlı, iyi sanlı padişah, bir gece tahtında otururken damda bir tıkırtı, bir hay huy duydu. Sarayın damında sert sert adımlar atılıyordu... kendi kendine kimin ne haddine dedi. Sarayın penceresinden "Kim o... bu, insan olamaz, peri olmalı herhalde" diye seslendi.

Hiç görülmemiş bir bölük halk, damdan başlarını indirdiler... dediler ki: Kaybımız var, gece vakti onu arayıp duruyoruz. İbrahim Ethem "Ne arıyorsunuz?" dedi. Dediler ki: Develerimizi! İbrahim Ethem "Damda deve arandığını kim görmüş?" deyince,

Dediler ki: " Peki... öyleyse sen taht üstünde oturur, padişahlık ederken Allah'ı bulmayı nasıl arıyor, nasıl umuyorsun?" İşte bu oldu, bundan sonra bir daha İbrahim Ethem'i kimse görmedi... peri gibi insanların gözünden kayboldu! (Mevlana'nın Mesnevi'sinden)

Aklı başında olan insan, ne dünya işlerinden kazandığına sevinir ve ne de kaybettiği şeye üzülür. Zira dünya durmuyor, gidiyor. İnsan da beraber gidiyor. Sen de yolcusun. Bak, ihtiyarlık şafağı, kulakların üstünde doğmuştur.Â

Başının yarısından fazlası beyaz kefene sarılmış. Vücudunda vatan tutmaya niyet eden hastalıklar, ölümün keşif kollarıdır. Bununla beraber, ebedî ömrün önündedir. O bâki ömürde göreceğin rahat ve lezzet, ancak bu fâni-geçici ömürde gayret sarfetme ve çalışmalarına bağlıdır. Senin o bâki ömürden hiç haberin yok.Â

Ölüm sekeratı-sarhoşluğu uyandırmadan evvel uyan!

Her kim fâni hayatı esas maksat yapsa, zahiren bir cennet içinde olsa da, mânen cehennemdedir. Ve her kim bâki hayata ciddî yönelmiş ise, iki dünya saadetine sahip olur.Â

Dünyası ne kadar fena ve sıkıntılı olsa da, dünyasını Cennetin ümit ederek bekleme salonu hükmünde gördüğü için hoş görür, tahammül eder, sabır içinde şükreder.

Ey şaşkınlar! Bu dünya bir misafirhanedir.Â

Her günde yaklaşık yüzelli bin şahit, cenazeleriyle "El-mevtü hakkun" (Ölüm haktır, gerçektir) hükmünü imza ediyorlar ve o davaya şahitlik ediyorlar.Â

Ölümü öldürebilir misiniz? Bu şahitleri yalanlayabilir misiniz? Madem edemiyorsunuz; ölüm Allah Allah dedirtir.Â

Sekeratta-ölüm anında Allah Allah yerine hangi topunuz, hangi tüfeğiniz, sonsuz karanlıkları o sekerattakinin önünde ışıklandırır, tamamen ümidini kesmeyi sınırsız ümit bağlamaya çevirebilir?