Prof. Dr. Sıtkı Göksu
Kuşlar Söz Dinler mi?
"Bize kuşların dilleri öğretildi." Neml Sûresi, 27:16. "Kuşlar da onun etrafında toplanırdı." Sâd Sûresi, 38:19. Cümleleriyle, Hazret-i Dâvud ve Süleyman Aleyhimesselâma, kuşlar türlerinin lisanlarını, hem kabiliyetlerinin dillerini, yani hangi işe yaradıklarını onlara Cenâb-ı Hakkın ihsan ettiğini şu cümleler gösteriyorlar.
Evet, madem hakikattir. Madem yeryüzü bir Rahmân’ın sofrasıdır; insanın şerefine kurulmuştur.
Öyleyse, o sofradan istifade eden sair hayvanlar ve kuşların çoğu insana boyun eğmiş ve hizmetkâr olabilir.
Nasıl ki en küçüklerinden balarısı ve ipekböceğini çalıştırıp İlâhî ilham ile büyük bir istifade yolunu açmış.
Ve güvercinleri bazı işlerde çalıştırarak ve papağan misilli kuşları konuşturarak insanlık medeniyetinin güzelliklerine güzel şeyleri ilâve etmiştir.
Öyle de, başka kuş ve hayvanların istidat dili bilinirse, çok toplulukları var ki, kardeşleri, evcil hayvânlar gibi, birer mühim işte çalıştırılabilirler.
Meselâ, çekirge âfetinin istilâsına karşı, çekirgeyi yemeden mahveden sığırcık kuşlarının dili bilinse ve hareketleri tanzim edilse, ne kadar faydalı bir hizmette ücretsiz olarak çalıştırılabilirler.
İşte, kuşlardan şu nevi istifade ve boyun eğdirmeyi ve telefon ve fonoğraf (sesleri kayıt ve tespit ederek istenildiğinde tekrar edilmesini sağlayan makine) gibi cansızları konuşturmak ve kuşlardan istifade etmek, en son hududunu şu âyet çiziyor, en uzak hedefini tayin ediyor. En heybetli suretine parmakla işaret ediyor ve bir nevi teşvik eder.
İşte, Cenâb-ı Hak, şu âyetlerin işaret dili ile mânen diyor ki: "Ey insanlar! Bana tam kul olan bir hemcinsinize, onun peygamberliğinin ismetine ve saltanatının tam adaletine medar olmak için, mülkümdeki muazzam mahlûkatı ona boyun eğdirip konuşturuyorum
ve askerlerimden ve hayvânlarımdan çoğunu ona hizmetkâr veriyorum.
Öyleyse, her birinize de madem gök ve yer ve dağlar yüklenmeden çekindiği bir en büyük emaneti, halfeliği emanet etmişim, yeryüzü halifesi olmak kabiliyetini vermişim.
Şu mahlûkatın da dizginleri kimin elindeyse, Ona boyun eğmeniz lâzımdır- tâ Onun mülkündeki yaratıklar da size boyun eğebilsin.
Ve onların dizginleri elinde olan Zâtın namına elde edebilseniz ve istidatlarınıza lâyık makama çıksanız.
"Madem hakikat böyledir. Mânâsız bir eğlence hükmünde olan fonoğraf işlettirmek, güvercinlerle oynamak, mektup postacılığı yapmak, papağanları konuşturmaya bedel, en hoş, en yüksek, en yüce bir mâsumca eğlenceye çalış ki, dağlar sana Dâvudvâri birer muazzam fonoğraf olabilsin.
Ve hoş ve hafif rüzgar havasının dokunmasıyla ağaçlar ve bitkilerden birer musikî teli gibi zikir nağmeleri kulağına gelsin.
Ve dağ, binler dilleriyle tesbihat yapan bir yaratılmışların şaşırtıcı, hayret verici halleri özeliklerini göstersin.
Ve pek çok kuşlar, Süleymân aleyhisselamın Hüdhüd kuşu gibi birer cana yakın arkadaş veya itaat eden birer hizmetçi suretini giysin. Hem seni eğlendirsin, hem kabiliyetli olduğun mükemmelliklere de seni şevk ile sevk etsin. Öteki eğlenceler, oyunlar gibi, insanlığın gerektirdiği makamdan seni düşürtmesin."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.