Kenan Yücel
ŞEHİR, FORMA VE ARMA
Liverpool trübünleri Salah ve Kloop değil takımları için yıllardır You'll Never Walk Alone " Asla Yalnız Yürümeyeceksini " söylerler.Barcelona trübünlerinde pankartta ''Mes que un club'' yazar. Bu Katalonların bağımsızlık simgesidir. Kimse geçmişte Ronaldo, Xavi, İniesta ve şimdi Messi örneğinde olduğu gibi onları tanrılaştırmaz, kulübün üzerine çıkartmaz.Bayern Münihin mabedi Alianz Arenada " Mia San Mia " yazar. Yani " biz neysek oyuz " . Bizi böyle kabul edeceksiniz. Yazar ne başkanları ve dünyanın imparatoru olarak kabul edilen Beckanbaure, nede şimdilerde her sezon gol kralı olan Lewandoski'ye taparlar.Bu örnekleri çoğaltabiliriz.Benim tek bir savaşım var, bu şehir ve futbol takımlarımız, yönetenlerimiz, teknik adamlarımız, oynayanlarımız için, bu kulübü ve onları hak ettiği yere getirmek. Ama şövence, ırkçı bir yaklaşımla değil, kulübün kurumsal yapısını sağlam zemine oturtmak, bunun için başkanından, kapısındaki güvenlikçisine kadar bir disiplin, düzen, otorite, çalışma ortamı ve profosyonellerin olduğu bir ortam.Örneğin BMV, Mercedes, Samsung, BP, Shell, Marshall, Toyota ve benzeri firmaların başındaki isimler, çalışanlar değişiyor ama gelenek değişmiyor. O kurumsal kimlikleriyle yaşamaya devam ediyorlar.Ben onun için bu takımın başkan Büyükekşi'ye, yöneticiler Özmen, Altunkaya, Akınal, Tural, Çakmak ve diğerlerine, teknik direktör takımı olmamasına, futbolculara günay, Kana, Maksim, Djiboli ve diğerlerine dayalı bir düzen olmaması savaşını veriyorum.30 yıldır bu profosyonel alemin içerisindeyim. Kayseri'ye yenildiğimizde ağlayarak tek başıma lige havlu attık manşetini, buzların içerisinde Gaziantep'e gelişimi, yazımı ve ertesi gün Celal Doğan'ın gazeteye gelerek " Kenan biz havlu atmadık, önce sen ve ekibin inansın, biz kümede kalacağız " deyişini ve 5 maç kala yedi puan geride olduğumuz Kayserispor son hafta küme düştü Van'da birbirimize sarılarak o dev gibi adamla forma ve arma için ağladık.Bu takımla Avrupa zaferleri Groningen, Lierse, Maccabi, Roma gibi zaferler ve Fenerbahçe hüsranını yaşadık.Kendi evlatlarımız Sakıp Özberk için Siirt'e, Hüseyin Kalpar için Yozgat'a, Mehmet Şahan için Sivas'a, Nurullah Sağlam için İzmir Karşıyaka'ya, Faik Demir için Kahraman Maraş'a, Bünyamin Süral için Ankara'ya gittim.Hepsine helali hoş olsun, hepsi bu memleketin çocukları, değerleri gururları.Tek kuruş menfaat için değil, hepsini kendi gazetem ve cebimden karşılayarak gittim. Hiç unutmam bir gün şimdilerde Ankara'da danışmanlık yapan Ömer Lök ile Kocaeli deplasmanında annesinin evinde hazırladığı kumanyaları sabah 05.00'te otogarda yedik.Neden biliyormusunuz ;Ben bu şehirde 1,5 yaşında annesiz, babasız kaldım. Bu şehir bana sahip çıktı. Futbol topu sahip çıktı, batur sahası sahip çıktı. Karadayı, Aziz Sancılı, Talat Özkarslı, Sinek Mamet, Çetin Katırcıoğlu Kamil Ocak Stadyumu Oğuzspor, Şehreküstü, Gazispor Bahri baba, Hasan Çalışıcı, ciğerci mamet ammi sahip çıktı.Herkesin bir babası, bir kaç amcası, teyzesi, halası, dayısı varken benim onlarca, belki yüzlerce babam, annem, dayım, amcam, halam, kardeşlerim, bacılarım oldu.Ben bu yüzden bu şehre, evlatlarına, takımına armasına, formasına, kalesine, şehreküstüne, akyoluna, karşıyakasına nasıl sahip çıkmam.Benden de size naçizane bir tavsiye. İster spor, ister siyaset, ister iş adamı insanları tanrılaştırmayın, kutsamayın, putlaştırmayın.Çünkü onlar gider, bu şehir, bu takımlar, bu belediyeler, bu kurumlar kalır.Bu arada zaman zaman yazamıyorum ?Neden ;Çünkü benim işim sadece gazetede yazı yazmak değil. Bu işi yıllardır gönül, sevgi, aşk, memleket hizmeti gibi görüp, ailemizden, işimizden, zamanımızdan maddi, manevi fedakarlık ederek yapıyoruz. Bu şehrin bize verdiği maddi, manevi statüyü bizde böyle ona vermeye çalışıyoruz. Bana tostçu dediler, gururla iyi ki tostçuyum, çok şükür lopçu değilim deyip gülüp geçtim, şimdi emekliyim, son 10 yıldır turizm işi yapıyorum, kendime ait büfe işletmelerim var ve iyi ki var.Böylece teknik direktörün cebine, başkan, yöneticilerin masasına, iş adamları ve belediyelerin kapısına meze olmuyorum.Biraz dertleşme gibi oldu ama zaman zaman içinizi dökecek dostlar bulmak, sırtınızı yaslayacak dağlar bulmak kolay değildir, bizimde sırtımız sizlere teslim.Onun için şehrinize, takımınıza, formanıza, armanıza sahip çıkın.Bilin ki ;Mezarlıklar kendini vazgeçilmez sananlarla dolu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.