Prof. Dr. Sıtkı Göksu
Karlar ki Semadan Düşer Düşer Ağlar
Biz hayatımızdaki tecrübelerimizle biliyoruz ki her şey, her hadise ya bizzat kendisi güzeldir veya sonuçları itibariyle güzeldir.
Örnek vermek gerekirse kış mevsiminde yağan kar zahiren soğuk, sıkıntılı, eziyetli, tatsız, istenmeyen bir durum gibi görülebilir. Halbuki o soğuk, tatsız perdesi altında o kadar hararetli gayeler ve öyle şeker gibi tatlı sonuçlar vardır. Sonucu noktasından güzeldir. Çünkü bahar, bolluk, bereket gibi güzel sonuçlar yağan kar altında saklanıyor.
Atalarımız “Kar yılı, var yılıdır. Kar ekinin yorganıdır.” demişler. Kar bir örtü gibi toprağı kaplıyor. Isı değişiklikleri ve suyun buz haline gelmesi sonucu toprak tabakasının daha iyi havalanmasını sağlıyor. Kar suları yavaş yavaş eridiği için toprağın derinliklerine doğru nüfuz ediyor, yayılıyor. İnsanlar zahiri dış görünüşe bakıp yanlış hüküm verebilirler.
Evet, hiçten, birden harika bir gürültüyle Gök boşluğunu konuşturmak ve fevkalâde bir nur ve ateş ile karanlıklı gök boşluğunu ışıkla doldurmak kimin işidir? Ve dağ gibi pamuk misâl ve dolu ve kar ve su tulumbası hükmünde olan bulutları ateşlendirmek gibi hikmetli ve hayret verici vaziyetlerle baş aşağı gafil insanın başına tokmak gibi vuruyor. "Başını kaldır, kendini tanıttırmak isteyen çalışkan ve kudretli bir Zâtın hârika işlerine bak. Sen başıboş olmadığın gibi, bu hadiseler de başıboş olamazlar. Her birisi çok hikmetli vazifeler peşinde koşturuluyorlar. Bir her şeyi hikmetle yaratan ve her şeyi idare eden Allah tarafından çalıştırılıyorlar" diye ihtar ediyorlar. Yağmış olan kar, sesi de yuttuğu için etraf sessiz olur, sessizliğe bürünür. Karın taneleri incelendiğinde, kar kristallerinin hiçbirinin diğerine benzemediği ve hepsinin altı köşeli olduğu görülecektir.
Şair Cenab Şahabettin “Elhan-ı Şita” isimli kışla, karla ilgili meşhur şiiri vardır. Bu şiirin başlığı “Kış sesleri, kış nağmeleri, kış ezgileri, kış musikileri” gibi Türkçeye çevrilebilir Şiirin içinde;
“”Karlar
Ki semadan düşer düşer ağlar!
Karlar
Ki havada uçar uçar ağlar!” der.
Her şeyde hatta en çirkin görünen şeylerde bile bir güzellik yönü vardır. Bir kısım hadiseler zahiren çirkin, karışıktır. O dıştan görünüşün altında gayet parlak gözelikler ve intizamlar vardır. Bahar mevsiminde fırtınalı yağmur, çamurlu toprak perdesi altında, nihayetsiz güzel çiçek ve muntazam bitkilerin tebessümleri saklanmış. Allah güz-kış mevsiminin haşin tahribatı, üzücü ayrılık perdeleri arkasında kış hadiselerinin tazyikinden ve azabından muhafaza etmek için, nazlı çiçeklerin dostları olan nazik hayvancıkları hayat vazifesini sonlandırıp, terhis eder. Kış perdesi altında nazlı, taze, güzel bir bahara yer hazırlanmaktadır.
Fakat insan, hem daima işin zahirine dış yüzüne baktığı ve daima bencil olduğundan dış görünüşe bakıp çirkin olduğuna hüküm verir. Halbuki eşyanın insana bakan yönü bir ise Allah’ın isimlerine bakan yönü bindir. Bize görünen çirkin mahlukların ve hadiselerin zahiri yüzleri altında gayet güzel ve hikmetli sanat ve yaratılışlarına bakan güzel yüzler yaratıcısına bakar. Çok güzel olan bu perdeler bize bu yaratılanların hikmetlerinden haber verir. Pek çok dışarıdan görülen intizamsızlıklar ve karışıklıklar pek muntazam bir kusursuz ve eksiksiz yazılardır. Bunun için görecek göz olması yeterlidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.