Kenan Yücel
Sanko, Liste ve Gazetecilik..!
Corona inzivası günlerinde insan sadece şimdiyi değil, geleceği, geçmişi düşünüyor.
Kendiyle yüzleşiyor, iç dünyası ile muhasebe yapıyor, geçmişte yaşadıklarını check ediyor.
İşte size bu dönemde zaman zaman kendi yaşamımdan, gazetecilik, tv dönemi ve sporla ilgili anılarımı yazacağım.
Yıl 1987...!
Aylardan Ağustos...!
Askerden yeni terhis olmuşum.
Nişanlıyım ama ne işim var, ne cebimde tek meteliğim. Sadece elimde Gaziantep Lisesi diplomam ve de futbol lisansım.
Nişanlım Demirligine semtinde ve o dönemler Tedaş Müşteriler Müdürü olan Settar Çanlıoğlu'nun ailesi ile komşular. Bende Settar Çanlıoğlu'nun küçük kardeşi Sermet Çanlıoğlu ile aynı takımda futbol oynuyorum.
Evlenmem için iş lazım, para lazım ama benim değil cebimde kahvede oturup bir çay içecek param yok.
Beni iş bulma konusunda yardımcı olması için Settar Çanlıoğlu'nun yanına gönderdiler. Settar beyin makamına gittim, gayet iyi karşıladı ve o dönemin meşhur Sanko'ya verilmek üzere hamiline kartı alarak yanından mutluluktan uçarcasına ayrıldım.
Ertesi gün ilk işim Sanko'nun ana binasının olduğu Nizip yolu üzerindeki yerine yürüyerek gitmek oldu.
Neden yürüyerek, çünkü cebimde dolmuşa verecek bir para dahi yoktu.
Yorgun, argın mutlulukla kartı sekretere uzattım o kafasını dahi kaldırmadan elime bir form tutuşturdu ve yan tarafa geçmemi,doldurmamı istedi..
Odaya geçtim ve oda ne en az 30-40 kişi daha benim gibi oradaydı. Ben formu çabucak doldururken, o esnada dikkatimi çeken bir şey oldu, Benim gibi işe başvuran çok kişi ismini dahi formlara yazamıyordu.
O an anladım ki , orada tek lise mezunu benim. Çoğu bırakın ilk, orta ve liseyi okuma yazma dahi bilmiyordu.
Ve ben oradaki çoğu kişinin formlarını tek tek doldurdum. Heyecanlanmıştım, çünkü artık bu ortamda işe girmeyi garanti görüyordum.
Formları vermemizi ve iki gün sonra işe gireceklerin isimlerinin fabrika girişinde asılacağını söyledi sekreter hanım.
İçim içime sığmıyordu, o heyecanla adeta koşarak aç susuz bitap bir şekilde nişanlım gile ve babaannemin yanına bu yaşadıklarımı anlatmak istiyordum.
Onlara adeta ağlayarak tek lise mezunun ben olduğumu, başvuranların çoğunun okuma yazma dahi bilmediğini ve işe girmemin garanti olduğunu düğün hazırlıklarına hemen başlamamız gerektiğini söyledim.
İki gün adeta geçmek bilmedi ve listenin asılacağı gün uçarak yine yürüyerek Sanko'nun kapısına gittim ve listenin asılı olduğu bölüme yöneldim.
Benim gibi form dolduranlar bekliyorlardı. Biraz sonra liste asıldı ben büyük bir özgüven ile listenin en üstüne baktım ismim yoktu, sonra aşağılara doğru geldim, kalbim küt küt ata ata Kenan Yücel ismini arıyor du maalesef yoktu. Bu arada formu dolduran ama listede isminin olup olmadığını öğrenmek isteyenler bana soruyorlardı ?
Ve ilginçtir, gariptir çoğunun ismi listede var dı ?
Ben isyan ederek, ağlayarak o uzun yolu düşünerek ve babaanneme, nişanlımgile neler söyleyeceğimi kafamda atıp tutarak yürüdüm, yürüdüm, yürüdüm.
Çok üzgün, kırgın, kaygılıydım. Allahım ben bu kadar üzüntüyü hak edecek ne yaptım diye adeta haşa isyan ediyordum.
Geldim nişanlıma, ailesine anlattım onlar olgunlukla karşıladılar.
Neyse gelelim sonraki senaryoya.
Ben kendime ait çeşitli işler yaptım ve sonradan bir fırsat doğdu ve gazetecilik yapmaya başladım.
Aradan 10 sene geçti spor yazarı olarak yurt içi, yurt dışı seyahatler yapıyorum, gazetede köşe yazıyorum, yerel tvler, ulusal fotomaç gazetesinde görev yapıyordum.
Derken bir hafta sonu Denizli deplasmanında önemli bir maçımız var. Başkan Celal Doğan, futbol şube sorumlumuz rahmetli Asım Atmaz, eski ticaret odası Başkanı Mehmet Aslan, rahmetli Naci Topçuoğlu kısaca Gaziantep'in tüm üst düzey sivili, bürokratı, siyasetçisi Denizli'deyiz.
Pamukkale Richmond Hotel'de maçı bekliyoruz. Maç öncesi gece onurumuza Denizlispor Kulüp Başkanı rahmetli Ali Marım ve oranın protolü yemek verdi. Bende aynı masada Abdülkadir ve Adil Konukoğlu, Naci Topçuoğlu, Asım Atmaz gibi isimlerle birlikte yemek yedim, sohbet ettim, keyifli harika bir gece oldu.
Sonra odama geçtim ve dua ettim.
Allahım ben sana 10 yıl önce Sanko'ya müracaat ettiğimde işe giremediğim ve o listede ismim olmadığı için neredeyse isyan derecesinde üzülmüştüm.
Peki o listede ismim olsaydı, şimdi burada olurmuydum ?
Belkide Sanko'da asgari ücretli çalışan biri olarak hayatımı devam ettirecektim.
Bundan çıkardığım ders şu oldu, hayatımda.
Önemli olan kişilerin yazdığı listeler değil, rabbimin yazdığı listelerdir.
Ve bugün çok isteyipte gerçekleşmeyen işiniz, hayaliniz belkide ileriki yıllarda size açılacak müthiş fırsatların başlangıcıdır.
Kalın sağlıcakla....!
İlginizi çekerse devam edeceğim, hayatımdan ve spordan kesitlere….!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.