Bundan yaklaşık bir ay önce Gaziantep'teki 41 sivil toplum örgütü bir araya gelerek Suriyelilerin 13 yıl aradan sonra neden gitmeleri konusunda bir çok madde yayınladılar. Bu maddelerin çoğunda da Suriyelilerin gitmediği takdirde bizleri nelerin beklediği hakkında bilgiler verdiler. Bende 41 sivil toplum örgütünün ortak olarak yayınladığı bu bildirini altına imzamı atarım...

Bu bildiri hem sosyal medya hem yerel hem de ulusal medyada gerçekten de önemli yer buldu. Bunun üzerine Suriyeliler bir anda Türkiye gündemine oturdular ve fitil burada ateşlenmiş oldu.
Şimdi gelelim Kayseri'de ki olaylara. Kayseri'de yaşanan bu olaylar bu işi daha da hızlandırdı. Küçük bir kız çocuğuna taciz eden Suriyeli, Kayseri halkını ayağa kaldırdı. Ben hep söylerim, nicel birikimler nitel patlamalara neden olur. 13 yılın sonunda birikti birikti ve en sonunda Kayseri'de patladı. Taciz olayının yaşanmasından sonra Kayseri'de bir çok iş yeri ve evlere de saldırılar oldu. Güvenlik kuvvetleri ellerinden geldiğince müdahaleye etmeye çalıştı ama nereye kadar. Suriyeliler de Kayseri olsun Gaziantep, Kilis, İstanbul, Şanlıurfa gibi şehirlerde de büyük örgütlenmelere girdiler.

Tam Kayseri'de ki olaylar duruldu derken de bu seferde Suriye'nin kuzeyinde çıkan olaylar fitili iyice ateşlemiş oldu. Suriye'nin kuzeyinde Suriyeliler, Türk bayrağını yaktı, bazı Türk personellerini rehin aldı ve Suriye'ye giden yardım tırlarını yağmaladılar. Kayseri'de başlayan olaylar zinciri Suriye'de devam etti....
Peki biz ne yapmalıyız? İlk olarak Gaziantep Valisi Kemal Çeber yaptığı açıklamada sakin provaktörlere karşı dikkatli olmamız konusunda uyarılarda bulundu. Bizimde işimiz ne provaktörlük yapmaktır ne de halkı galeyana getirmektir. Bizim görevimiz halkı sakinleştirmektir. Haberciliğinde her zaman bir kuralı vardır.

Bizlerde üstümüze düşeni yaptık ve Sayın Vali'nin paylaşımlarını paylaştık.

Toplumun arasında karışmış bir çok provaktör var. Bunların kim olduğunu herkes çok iyi biliyor. Kimine göre Amerikan kimine göre ise İngiliz ajanı. Bunları işi ortalığı karıştırmak bizde buna fırsat vermeyeceğiz. Onun için sakin olmalı ve tahriklere kanmamalıyız...

Bakan Ali Yerlikaya geldi, ne oldu?

41 sivil toplum örgütü yayınladığı bildiride Gaziantep'teki Suriyeliler sorununa karşı büyük bir şekilde tepki gösterdi. Bu tepki sonrasında da Fatma Şahin ve Kemal Çeber bu durumu İç İşleri Bakanı Ali Yerlikaya'ya aktardılar. Bakan Ali Yerlikaya'da daha önce Gaziantep Valiliği yaptığı için bu konu hakkında geniş bir bilgi birikimine sahipti. Bakan Yerlikaya Gaziantep'i ziyaret etti ve bir çok yerde de toplantı yaptı. Sayın Fatma Şahin'de bu konuda kendi fikirlerini bakana anlattı.
Aynı gün Suriyelilerin yoğun olduğu Karagöz, Suburcu ve Gaziler Caddesi'nde 25 tane mobil göç aracı koydular. Bundan sonrada sokaklarda bir anda Suriyeliler azalırken çoğu Suriyeli esnaf ise dükkanını açmadı.

Mobil araçlar Suriyeliler toplamada etkili olacak mı?

Gaziantep İl Göç İdaresine bağlı geri gönderme merkezi günlük 500 kişiyi toplasa 3 günde 1500 kişi yapıyor. Merkezin kapasitesi ise 500 kişilik. Kapasite yeterli olmadığı içinde Suriyelileri geri gönderme konusunda aksamalar yaşanıyor. Bunun içinde geri gönderme merkezi sayısı artırılmalı ve kapasitesi artırılmalıdır. Ama ne var ki bunları yapmakta çok kolay değil. Kolay olmadığı içinde sürekli lafta kalıyor, icraata dökemiyoruz.
Şunu da unutmamak lazım ki bu işin bir çaresini bulmazsak hem Suriyeliler için hem de bizler için bu iş hiç iyi bitmeyecek. Suriyelilerin geleli tam 13 yıl olmuş ve nüfusları hızlar artıyor. Kimine göre 700 bin kimine göre 1 milyon Suriyeli Türkiye'de doğdu. Komşu ilimiz Kilis'te Suriyeli nüfusunun %60 Türk nüfusunun ise %40 olduğu konuşuluyor.
İşin özü şu ki Suriyeliler konusuna bir an önce çözüm bulmalıyız. Bizlere de bu süreçte sakin kalmak düşer. Sinir ve öfkeyle yaptıklarımız bizleri daha da büyük felaketlere sürükleyebilir...

Nizip Belediye Başkanı'nın trafik kazası gündemden düşmüyor!

Ben Ali Doğan'ı tanımam. Bana söylenene göre Adana'da ekonomik durumu iyi olmadığı söyleniyordu. Ali Doğan 2019 seçimlerinde CHP Karkamış adayı oldu ve belediye başkanlığına seçildi. Halkın seçtiği başkana kimse bir şey diyemez. Karkamış'ta ne yaptı ne etti küçük bir belde olduğu için takip edemedik. Daha sonra Ali Doğan 2024 yerel seçimlerinde Nizip'e aday oldu ve burada Yeniden Refah Partisi'nin AK Parti'nin oylarını almasıyla birlikte aradan sıyrıldı ve belediye başkanlığına seçildi.
Nizip şuanda Gaziantep'in en büyük ilçelerinden birisidir. Burayı yönetmek öyle kolay değildir. Üstelik Nizip 20 yıllık bir AK Parti iktidarından çıkmış bir belediyedir. O nedenle kendisine karşı güçlü bir muhalefet olacağını bilmesi gerekirken kendisi sanki babasını malıymış gibi makam aracı ile Antalya'ya tatile gitti.
Allah'ın işine sual olmaz orada da bir yabancı uyruklu yayaya çarparak ölümüne neden oldu. Bu kazadan sonra dürüst olsaydı bizlerde bu kadar kendisi ile uğraşmazdık. Bizim Ali Doğan'la ne bir alacağımız ne de bir vereceğimiz var.

-Ali Doğan kazadan sonra ise bir çok mizahsenler uydurdu. Güya Antalya'ya Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek ile görüşmeye gitmiş yada bir üniversitenin mezuniyet törenine katılmak için gitmiş.
Her gün yeni bir yalan ortaya çıkardı. Sen bir CHP başkanısın. CHP'liler neyse onu söylerler hata yaptıklarından hatalarını kabul eder doğru yaptıklarında da doğrularını söylerler. Peki Ali Doğan neden bu kadar sessiz? Neden yaptıklarına sahip çıkmıyor?

-Ali Doğan burada ne yaptıysa çıksın kamuoyu ile açıklasın. Eğer ki vicdanen rahatsa bizimde diyeceğimiz bir laf yok. Seni vicdanınla baş başa bırakıyorum. Yoksa bizim Ali Doğan'la bir işimiz yok. Ali Doğan'ı bir kez daha uyarıyorum. Yalan yanlış açıklamalar yaparak bizi kandırma. Sosyal medyadan yaptığın paylaşımlarda lehine bir tek paylaşım yok. Ye iç şükret Yeniden Refah Partisi olmasaydı seni oranın belediye başkanı olarak görmezdik. Oraya layık olup olmadığını zamanla göreceğiz.....