Seyyid Abdûlkadir Geylani hazretleri zamânında bir sarhoş yıllarca meyhaneye gider gelir. Yolu üzerinde de bir tekke vardır ancak içeriden gelen seslere rağmen hiç merak etmez . Bir gün o kadar çok içmiştir ki yine tekkenin önünden geçerken dervişlerin zikir seslerini duyar bu defa içeriye şöyle bir başını uzatıp bakar o sırada Abdulkadir Geylani hazretleri ile göz göze gelir. Hızla oradan uzaklaşıp evine gidip yatar. Rüyasında kıyamet kopmuş, mizan kurulmuş hesaba çekiliyor, cehennemliklerden... Melekler koluna girmiş cehenneme doğru götürürken karşılarına Abdulkadir Geylani hazretleri çıkar.Onu nereye götürdüklerini sorar cehenneme götürdüklerini duyunca olmaz o bizim der melekler de aman efendim o sadece başını uzattı. Abdülkadir Geylânî de o zaman başı benim bedeni sizin olsun der rüya bu ya cebinden bıçağı çıkarır başını keser bu benim gerisi sizin dediği an büyük bir korkuyla uyanır tabi .. Heralde çok içtim diye düşünüp tekrar yatar ama yine aynı rüya bir, iki derken bir kaç kez aynı rüya tekrarlanınca Hemen yerinden kalkar koşa koşa kendini tekkenin içine atar "şükür Allahımın izniyle bu iş tamam der!. "
Dünya ve ahiret selametine erişmek için sadıklarla beraber olmak şart.Rabbimin ruhumuza yüklediği şeref ve izzeti ortaya çıkarmak, O saf neşeyi kaybetmeden tamahkârlıktan arındırıp özümüze dönmeliyiz. Insanın yildızının parlaması da ancak ruhunun Allah'a yükselmesi ile olur.
HAYIRLI CUMALAR dilerim