Prof. Dr. Sıtkı Göksu
Kardeşlik ve “Dostun dostu dosttur” Sözü
İman ehli arasında uhuvvet, kardeşlik ve muhabbet esastır.
"Muhabbet, uhuvvet, sevmek, İslamiyet'in mizacıdır (ruhu), bağıdır.
Sırf adaleti ifade eden: “Hiçbir günahkâr başkasının günahını yüklenmez.” En’âm Sûresi, 6:164. sırrına göre, bir müminde bulunan câni bir sıfat yüzünden, sair masum sıfatlarını mahkûm etmek hükmünde olan düşmanlık ve kin bağlamak, son derece hadsiz bir zulümdür.
Ve özellikle bir müminin fena bir sıfatından darılıp, küsüp, o müminin akrabasına düşmanlığını içine almak: “Muhakkak ki insan çok zalimdir.” İbrahim Sûresi, 14:34. mübalâğa kipi ile gayet büyük bir zulüm ettiğini, hakikat ve şeriat ve İslâmi hikmet sana ihtar ediyor.
“Dostun dostu dosttur” sözü atasözü sırasına geçmiştir. Hem onun içindir ki, “Bir göz hatırı için çok gözler sevilir” sözü herkesin dilinde gezer.
Kardeşliğin hakkını vermemek şahsi hayat nazarında dahi zulümdür. Bu konunun esası olarak birkaç düsturu dinle:
BİRİNCİSİ: Sen mesleğini ve fikirlerini hak bildiğin vakit, “Mesleğim haktır veya daha güzeldir” demeye hakkın var. Fakat “Yalnız hak benim mesleğimdir” demeye hakkın yoktur.
İKİNCİ DÜSTUR: Senin üzerine haktır ki, her söylediğin hak olsun. Fakat her hakkı söylemeye senin hakkın yoktur. Her dediğin doğru olmalı; fakat her doğruyu demek doğru değildir. Zira senin gibi niyeti hâlis olmayan bir adam, nasihati bazen damara dokundurur, aksülâmel, reaksiyon yapar.
ÜÇÜNCÜ DÜSTUR: Düşmanlık yapmak istersen, kalbindeki düşmanlık hissine düşmanlık et, onu ortadan kaldır. Hem en ziyade sana zarar veren nefs-i emmârene ve nefsin arzularına düşmanlık et, ıslahına çalış. O zararlı nefsin hatırı için müminlere düşmanlık etme. Eğer düşmanlık etmek istersen, kâfirler, dinsizler çoktur; onlara düşmanlık et.
Eğer hasmını mağlûp etmek istersen, fenalığına karşı iyilikle mukabele et. İyi ve izzetli birine iyilik edersen, onu elde edersin. Kötü birine iyilik edersen, o daha da azar. (Bu beyit Mütenebbi’ye aittir. bk. el-Orfü’t-Tayyib fî Şerhi Dîvâni’t-Tayyib, s. 2:710.)
hükmünce, müminin işi, kerîm olmaktır. Senin ikramınla sana musahhar olur, etkin altında kalır.
Evet, fena bir adama “İyisin, iyisin” desen iyileşmesi ve iyi adama “Fenasın, fenasın” desen fenalaşması çok vuku bulur. Öyle ise, bize düşen
“Boş sözlerle, çirkin davranışlarla karşılaştıkları zaman, izzet ve şereflerini muhafaza ederek oradan geçip giderler.” Furkan Sûresi, 25:72.
“Eğer onları affeder, kusurlarına bakmaz ve bağışlarsanız, şüphesiz ki Allah da çok bağışlayıcı ve çok merhamet edicidir.” Teğabün Sûresi, 64:14.
gibi Kur’ânın kudsi düsturlarına kulak vermektir.
Saadet ve selâmet ondadır. (Uhuvvet Risalesi’nden)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.