Prof. Dr. Sıtkı Göksu
Akdağ Yaylası
Kütahya/Gediz Orman Müdürü İzzet Akgün’ü 10.07.2023 tarihinde lise müdürü Cengiz Altıntaş hoca ile beraber ziyaret ettik. Sağolsun o yoğun programı içinde bizlerle ilgilendi.
Daha sonra söz dönüp dolaşıp, Akdağ’a ve Akdağ Yaylası’na geldi. Akdağ Gediz ilçesi sınırlarında bir nevi Gediz’in sırtını dayadığı, sularının oradan geldiği, meyve sebzelerin eteklerindeki köylerde bolca yetiştiği, ormanlık bir dağımız. Fazla değil tepesinin rakımı 2074 metredir.
Konu Akdağ olunca müdürümüz bize arazi aracı, pikap ile tepedeki yangın gözleme kulesine gitmeyi teklif etti. Biz de seve seve kabul ettik. Müdürümüzle gitmemizin sebebi o bölgeye yaz ayında yangın ihtimali olduğundan Akdağ’a giriş çıkışın yasak olmasıydı.
Her neyse 12.07.2023 tarihinde Çarşamba günü sabahtan Gediz Orman Müdürlüğünün önünde toplandık. Pikabı süren kaptanımız, Orman Müdürümüz İzzet Akgün ve lise müdürümüz Cengiz Altıntaş Hoca ve ben-fakir olmak üzere dört kişi yola revan olduk. Kaptanımız yol çok kısa ama stabilize kısımlar olduğu için 50-60 dk sürebilir dedi.
Sonuçta Gediz’den Eceköy’e kadar yol asfalttı. Daha sonra stabilize yol başlıyor. Yollarda büyük taş var. Toprak yol ve dar. Virajlı kısımlarda araba zorla dönüyor. Üstüne üstlük gözetleme kulesine giderken devamlı yokuş çıkıyorsunuz. Sonuçta biraz meşakkatli de olsa Akdağ’ın tepesindeki 2074 metre rakımlı Gediz Orman İşletme Müdürlüğü Akdağ Yangın Gözetleme kulesine ulaştık.
Oradan Gediz İlçesi, Şaphane İlçesi ve diğer köyler çok rahat görünüyordu. Hatta hava açık olduğunda Uludağ da görünüyormuş. Şehirde hava 30-35 derece selsiyus iken burası tam yayla havası. Tepe fırıl fırıl esiyor. Orada biraz istirahat ettik. Müdür bey, tetkiklerde bulundu. Daha sonra da inişe geçtik. Bazen bu yolların inişi çıkışından daha zor olabiliyor.
Bütün yol boyunca çam ağaçları, envai çeşit bitkiler, otlar, çeşit çeşit kekikler, çeşmeler bize iştirak ediyordu. Hikmet nazarı ile baktığımızda; dağlar dahi, deprem etkisinden dünyanın sükûnetini sağlıyor. Ve dağların içindeki değişimlerin fırtınalarından sükûtuna ve denizlerin istilâsından kurtulmasını sağlıyor. Ve havanın zararlı gazlardan arındırılmasına ve suyun muhafaza ve depolanmasına ve canlılara lâzım olan madenlerin hazine bekçiliğine hizmetleriyle ve hikmetleriyle Allah’ı tanıyorlar ve tanıttırıyorlar.
Evet, dağlardaki taşların türlerine bak. Ve çeşitli hastalıklara ilâç olan maddelerin kısımlarına bak. Ve canlılara özellikle insanlara çok lâzım ve çok çeşitli olan madenlerin cinslerine bak. Dağları, sahrâları çiçekleriyle süslendiren ve meyveleriyle şenlendiren bitkilerin sınıflarına bak. Hiçbirisi yoktur ki, tesadüfe havalesi mümkün olmayan hikmetleriyle, intizamıyla, yaratılış güzelliği ile, faydalarıyla bizi düşündürüyor. Özellikle madenlerin tuz, limon tuzu, sulfato (kinin) ve şap gibi şeklen birbirine benzemekle beraber, tatlarının zıt olmalarına dikkat et. Ve bilhassa bitkilerin basit bir topraktan çeşit çeşit türleriyle, ayrı ayrı çiçek ve meyveleriyle, nihayetsiz Kadîr, nihayetsiz Hakîm, nihayetsiz Rahîm ve Kerîm bir her şeyi sanatla yaratan Allah’ın varlığının zorunlu oluşuna açıklıkla şahitlik ederler. Hepsi birden idarenin tek elde olması ve bir elden yönetme ve kaynak ve ev ve yaratılış ve sanatça beraberlik ve birlik ve ucuzluk ve kolaylık ve çokluk ve yapılmakta çabukluk noktalarından, her şeyi sanatla yaratan zatın birliğine ve ehadiyetine şahitlik ederler. (Münacat’tan)
Böylelikle güzel bir günü kainat kitabını tefekkür ederek geçirmiş olduk.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.