Prof. Dr. Sıtkı Göksu
İsm-i Azam’dan Adl İsmi
Mübarek Ramazan ayı vesilesi ile Cenab-ı Hakkın bir rivayete göre İsm-i Azam (Allah’ın en büyük isimlerinden) olan altı isminden birisinden bahsedeceğiz. İsm-i Azam olduğu rivayet edilen isimler: Ferd, Hay, Kayyum, Hakem, Adl, Kuddüs’tür. Biz şimdi Adl isminden bahsedeceğiz.
"Hiçbir şey yoktur ki, hazineleri Bizim yanımızda olmasın. Her şeyi Biz belirli bir miktarla indiririz." Hicr Sûresi, 15:21. âyetinin bir nüktesi ve bir İsm-i Âzam veyahut İsm-i Âzamın altı nurundan bir nuru olan Adl isminin bir cilvesini anlatacağız. O konuyu akla yakınlaştırmak için yine örnek yoluyla deriz:
Şu kâinat öyle bir saraydır ki, o sarayda mütemadiyen tahrip ve tamir içinde çalkanan bir şehir var. Ve o şehirde her vakit harp ve hicret içinde kaynayan bir memleket var. Ve o memlekette her zaman ölüm ve hayat içinde yuvarlanan bir âlem var.
Halbuki o sarayda, o şehirde, o memlekette, o âlemde o derece hayret verici bir muvazene (denge), bir mizan (ölçü), bir tevzin (ölçülü yapılma) hükmediyor. Açık bir şekilde ispat eder ki, bu sayısız varlıklarda olan sayısız değişimler ve gelirler ve masraflar, giderler, her bir anda umum kâinatı görür, denetleme bakışından geçirir bir tek Zâtın mizanıyla, ölçüsüyle ölçülür, tartılır.
Yoksa balıklardan bir balık, bin yumurtacıkla ve bitkilerden haşhaş gibi bir çiçek, yirmi bin tohumla ve sel gibi akan elementlerin, değişmelerin hücumuyla, şiddetle dengeyi bozmaya çalışan ve istilâ, işgal etmek isteyen sebeplerin tasarrufu yok.
Sebepler başıboş olsalardı veyahut maksatsız, serseri tesadüf ve ölçüsüz, kör kuvvete ve şuursuz, karanlıklı tabiata havale edilseydi, o varlıkların dengesi ve kâinat dengesi öyle bozulacaktı ki, bir senede, belki bir günde karmakarışık olurdu.
Yani, deniz karma karışık şeylerle dolacaktı, kokuşacaktı. Hava zararlı gazlar ile zehirlenecekti. Yeryüzü ise bir çöplük, bir mezbaha (hayvan kesim yeri), bir bataklığa dönecekti. Dünya boğulacaktı.
İşte, hayvanların bedeninin hücrelerine ve kandaki alyuvarlar ve akyuvarlara ve atomların değişimlerine ve bedeni oluşturan organların uygunluğuna bak. Denizlerin gelirler ve giderlerine bak. Zemin altındaki çeşmelerin gelir ve sarfiyatlarına (harcamalarına) bak. Hayvânlar ve bitkilerin doğumlar ve ölümlerine bak. Sonbahar ve baharın tahripler, yıkımlar ve tamirlerine bak. Elementlerin ve yıldızların hizmetler ve hareketlerine bak. Ölüm ve hayatın, ışık ve karanlığın ve sıcaklık ve soğukluğun değişmelerine ve döğüşmelerine ve çarpışmalarına bak.
Bütün bunlara kadar, o derece hassas bir mizanla ve o kadar ince bir ölçüyle tanzim edilir ve tartılır. İnsan aklı hiçbir yerde hakikî olarak hiçbir israf, hiçbir anlamsızlık görmez.
Hikmet-i insaniye (İnsan aklının ürünü olan fen ve felsefe ilmi) dahi her şeyde en mükemmel bir intizam, en güzel bir ölçülü olma görüyor ve gösteriyor. Hikmet-i insaniye, o intizam ve ölçülü olmanın ortaya çıkmasıdır, bir tercümanıdır. Bütün bunlar Adl ismine dayanıyor. (Bu yazının hazırlanmasında Lem’a’lar’dan faydalanılmıştır.)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.