Napolyon Bonapart'ın tek bir hayali vardı ?
Birleşik Avrupa İdeali ve kendisinin bu krallıkta tek adam olma isteği. Bu hayali Waterloo savaşı ile sona erer. İngiliz komutan Wellington'a karşı savaşı kaybeder.
Napolyon komutanı Mareşal Ney'ı yanına çağırıp savaşın neden kaybedildiğini sorar ?
Komutan ; " sebeb çok sayın Napolyon " diye başlar sıralamaya.
" Birincisi barut bitti "
" ikincisi " diye devam etmek isteyince Napolyon onu sertce susturur .
" ötekileri saymaya gerek yok " der.
Gelelim Gaziantep FK'ya ;
Bu takımın aylık gideri futbolcu maaşları, personel, deplasman, iaşe ve benzeri giderler 20 trilyon yani şu andaki kur ile aylık 1 milyon euro.
10 ay üzerinden gidersek aylık 20 trilyon ve yıllık 200 trilyon maliyeti var.
Bu paranın naklen yayın gelirleri, iddia, zorla alınan sponsor ve bağışlar çok zorlasanız 50 trilyon.
Açık tam aylık 15 trilyon, sezonluk 150 trilyon.
Bu parayı hiç bir başkan, yönetici cebinden veremez.
Hem neden versin ?
O zaman bu takım para bulmak için Vali, belediyeler, organize sanayi, ticaret odası, sanayi odası arasında pinpon topu gibi gidip geliyor.
Çünkü bu takımın önünde öyle sözleşmeler var ki, inanılmaz.
Örneğin Volkan Demirel Hatayspor ile 400 bin tl'ye sezonluk anlaşırken yani 20 bin euroya imza atarken, bizim teknik heyetin maliyeti bir milyon 200 bin euro 20 trilyonu aşıyor.
Bir Papy, Tosca, Maksim, Figuero, Kitsiou, Sagal maliyetleri 6 milyon euro.
Buna hangi başkan, hangi yönetim, hangi bütçe dayanır.
Her sezon başı 15 transfer, devre arası asgari beş transfer yıllardır bu kısır döngü alttan gelen yok, Türkiye'den gelen yok, Yurt dışından gelen yok ve bu kadar büyük bütçeli takımın bir tane sattığı adam yok, talip olunan yok.
Şimdi kongre zamanı ve yine paralı iş adamları, sivil toplum kuruluşlarından oluşan liste olacak.
Valisi, belediye başkanları, sanayi odası, organize, ticaret hepsi bir araya gelecek.
Oysa çözümü yazıyoruz, okuyorsunuz, gelin yüzünüze söyleyelim, çağırın projemizi, tecrübemizi, bilgimizi, birikimimizi bu memleket için hiç bir karşılık beklemeden, görev beklemeden, para ve ünvan beklemeden sunalım.
Çünkü ben en büyük ünvanı bu şehrin yönetenleri, siyasetçileri, bürokrasisi dışında halkından zaten almışım.
Bu memleket basketbolda bulduğu Boray Dai çözümünü futbolda bulsa cephane için habire el açmayacak.