Altı maçın birisi Sivas, birisi İstanbul kalan dördü Hatay 'da. Artık Hatay ile kardeş şehir, Hatay esnafı, taraftarı ile akraba olduk. Ümraniyespor maçı için yine yollara ekip ile düştük. Bu kez duayenimiz Bedrettin Ay'da var. Biz formda, fizik kondisyon yerinde mental anlamda hazırız. Ama beş maçta 10 puan alan takımın yerinde yeller esiyor. Rakip güya tek puanlı ve ligin dibinde yer alıyor. Süper lige yeni çıkmış, kadro kalitesi, derinliği, tecrübesi bizimle kıyas kabul edilmez. Ama maç başladı ve Ümraniyespor sazı eline aldı. Sağdan, soldan ataklar, direkten dönen toplar, ikiye birler dirençli, istekli bir takım. Biz rakip kaleciyi 35. Dakikada ancak görebildik . Onlar kaçırdı, biz kurtardık. Artık kaptan Günay bile dayanamadı Erol Bulut 'un yanına kadar gelerek sitem etti. Devre ahlar , vahlar arasında berabere bitti.
İkinci yarı Mustafa ve Peckart değişikliği ile ofansif anlamda bir hamle geldi ve çift santrofor derken Kitsiu Ümit Öztürk penaltı noktası ve duran top profesörü Maksim topu Gaziantep 'e kaleciyi Harbiye 'ye gönderdi. Sonrası değişiklikler topu bizde tutma çabası ve Ümraniyesporun sağlı sollu atakları ve savunma. Tam iyi oynarken zaten kazanırsın önemli olan kötü oynarken kazanmak diye yazımı kurgularken aptalca bir penaltı ile rakibe can, kan, heyecan, umut verdik. Biz Ümraniyespor önünde iki puan kaybetmedik aksine tek puan kazandık. Ama bu takım beş haftadır peşinden gittiğimiz o takım değil. Bu takımda dün geceki karşılaşmada garip bir durum vardı. Heyecan, arzu, hırs, istek coşku yoktu. Bunun nedeni ve sebebleri sorgulanmalı. Çünkü daha lig bitmedi aksine yeni başlıyor. Haberiniz Olsun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.