Hani eski siyah beyaz türk filmlerinde şatolu, kral, kraliçeli prenses ve prensli filmlerde şu senaryo vardır.
Kralın yakışıklı prens oğluna sarayın bekçisinden, soytarısına, askerlerinden, vezirine kadar herkes ona biat eder, onun mutluluğu için yardım eder, sonunda o bal kabağı ve ayakkabı hikayesinde olduğu gibi finalde mutlu olur, herkeste gözyaşları ile filmin sonunu getirir.
Bizde ki hikayede, beyaz atlı prenste iki yıllık senaryoda gördüğüm Erol Bulut.
Çünkü geçtiğimiz yıldan beri yaşadıklarına bakalım.
Daha Gaziantep FK'nın başkan ve yönetimle tanışmadan onursal başkanın yanına gitti, icazeti ve kulübün anahtarlarını teslim aldı.
Sonra hatırlayın imza törenindeki eli cebindeki resimleri ve yanındaki başkan, yöneticilerin durumlarını.
Sonra kendinin dizaynı ve isteği ile başkan, yöneticilerin teknik heyet, futbolcuların yanındaki odaları boşaltıp onları ek binaya, kendisinin başkanın odasına.
Transferler, bütçe, hatta menejer ve transferleri dahil kendisinin yapması.
Sezon başında ilk beş hedefi.
Kısaca takım adeta bizim tabirimizle kapıdan, tağaya kendisinin üzerine monte edilmesi.
Yıl sonunda gelinen nokta.
Ligin deplasmanlarında en kötü performansı.
Ligte bırakın ilk beşi, son beş haftaya kadar küme düşme hattında olması.
Alınan 14 transferin neredeyse tamamından faydalanılmadı.
Peki böyle bir tablo sonrası...!
Hangi anadolu takımı hocasıyla değil ligi tamamlamak, ikinci sezonda da devam eder.
Kayserispor, Malatya veya hangi Anadolu takımı olursa, olsun ilk sekiz hafta değil, beş hafta sonra giderdi ?
Ama Beyaz atlı prens Erol Bulut uğruna kulübün en önemli başkan yardımcıları dahi feda edildi.
Sportif direktör gönderildi, yanına sportif teknik direktör yardımcısı getirildi.
Yeniden transfer bütçesi, takım yapılanması, kurgusu verildi.
Yani müthiş bir kredi.
Öyle kur korumalı filan değil bu başka muazzam bir kredi. İnanmayan gözlerine baksın. Bir uyuyun, uyanın altı ay sonra kupa finalinde, ligte ilk beştesiniz.
Ve iki hafta iki deplasman sayılan maçlardan çıkarılan dört puan, yeni transferlerin iyi görüntü vermesi, sahada takımın fiziki ve teknik görüntüsü şimdilik finalin iyi olacağı.
Aman kırmızı elmalı cadı ortaya çıkmasın.
Hakikaten bir anadolu kulübü için şaşırtıcı bir istikrarlı duruş.
Üç yılda 10 teknik direktör değiştiren Berna Gözbaşı'na selam olsun.