Gaziantep'te Büyü YAPILIR MI? Büyü Nedir? Büyü Yapmak GÜNAH MI? ANTEP 'Elemtere Fiş Kem Gözlere Şiş'

Gaziantep'te Büyü YAPILIR MI? Büyü Nedir? Büyü Yapmak GÜNAH MI? ANTEP 'Elemtere Fiş Kem Gözlere Şiş'
Antep ve Büyü! Yapay zekadan gelen cevap bakın ne? C evap: 'Gaziantep'in kültürel yapısı ve gelenekleri göz önünde bulundurulduğunda, evet cevabını verebileceğimiz bir sorudur.'

Gaziantep, tarih boyunca farklı medeniyetlerin hakimiyetinde bulunmuş bir şehirdir. Bu medeniyetlerin her birinin kendine özgü kültürel ve dini inanışları olmuştur. Bu inanışlar arasında büyü de yer almaktadır.

Gaziantep'te büyü, genellikle maddi veya manevi bir zarar vermek amacıyla yapılır. Büyü yapmak için çeşitli yöntemler kullanılır. Bu yöntemler arasında, muska yazmak, büyülü sözler söylemek, çeşitli ritüeller yapmak gibi yöntemler bulunmaktadır.

'Elemtere Fiş Kem Gözlere Şiş' Ne Anlama Gelir?

Gaziantep ve anadolu kültüründe, nazara karşı sıklıkla kullanılan (en azından bir dönem kullanılmış olan) bir duanın giriş kısmıdır. tamamı şu şekildedir; elemtere fiş / kem gözlere şiş / üzerlik çatlasın / nazar eden patlasın. gözü olanın gözü çıksın'ın kibarlaştırılmaya çalışılmışı.

Büyü nedir? sorusu, büyünün ne olduğuna dair farklı tanımlamaların yapıldığı bir sorudur. Büyü, genel olarak, doğaüstü güçleri kullanarak bir kişinin iradesini kontrol etmek veya ona zarar vermek amacıyla yapılan uygulamalar olarak tanımlanabilir.

Büyünün etkisi olduğuna inananlar olduğu gibi, büyünün etkisinin olmadığına inananlar da vardır. Büyüye inananların savunduğu görüşe göre, büyünün etkisinin olması için, büyünün yapan kişinin ve yaptıran kişinin inanması gerekir.

Büyü yapmak günah mı? sorusu, büyünün etkisine ve büyünün nasıl yapıldığına göre değişebilecek bir sorudur. Büyüye inanmayan kişiler, büyü yapmanın günah olmadığını savunabilirler. Ancak, büyüye inananlar, büyü yapmanın günah olduğuna inanabilirler.

İslam dininde, büyü yapmak, dinen yasaklanmış bir eylemdir. Kur'an-ı Kerim'de, büyü yapan kişilerin cezalandırılacağı belirtilmiştir.

Sihir kavramı iki anlamda kullanılmaktadır:
Birincisi; cinler veya tabiatüstü olduğuna inanılan güçlerle yakınlık kurduğunu iddia ederek ve/veya gizli güçler atfedilen kemikler, cisimler, şekiller ve isimler gibi bazı nesneleri kullanarak iksir, tılsım, efsun vb. şeyler yapmak suretiyle ortaya koyulan işlerdir.
İkincisi ise; el çabukluğu, göz boyama, renk ve duyu yanıltması, yaldızlı sözler söyleme, çeşitli ilaç, kimyasallar, teknik aletler kullanma gibi yollarla insanlarda farklı bir algı oluşturmayı amaçlayan işlemlerdir. İslâm geleneğinde bu tür uygulamalar da sihir kavramıyla ifade edilmektedir.
Türkçede, sihir ve büyü kelimeleri eş anlamlı olarak kullanılmaktadır.
Kadîm toplumlarda yaygın olmakla beraber tarihin her döneminde insanların ilgisini çeken ve varlığını devam ettiren sihrin, yukarıda ifade edilen unsurları kullanarak birine iyilik ya da kötülük etmek veya onu zararlardan korumak, maddî-manevî bir menfaat sağlamak gibi amaçlarla yapıldığı görülmektedir.
İslâm dini, sihirle uğraşmayı büyük günahlar arasında sayarak yasaklamıştır (Buhârî, Tıb, 48 [ 5764]). Kur’ân-ı Kerîm, sihirle uğraşanların âhirette nasibi bulunmadığını ve onların şerrinden Allah’a sığınılması gerektiğini ifade etmiştir (el-Bakara, 2/102; el-Felak, 113/4). Zira şeytan, cinler, ruhlar ve yıldızlar gibi varlık veya nesnelere Allah’ın kudreti üstünde bir güç nispet eden, onlarda olağanüstü bilgi ve güç iddiası varsayan bütün sihir türleri, İslâm’ın tevhid ve tevekkül inancına aykırı olup kişiyi şirke kadar götürebilmektedir. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.s.) bir hadisinde, o günkü uygulamalardan biri olan düğüm yapıp sonra ona üflemek suretiyle sihir yapanların şirk koşmuş olduklarını ve nazar gibi etkilerden korunmak amacıyla bazı nesnelere sığınanların, Allah’ın yardımından mahrum kaldıklarını beyan etmektedir (Nesâî, Muhârebe, 19 [4084]). Zira Müslümanın, kendisini her an koruyan, gözeten, dualarına icabet eden ilahî kudreti bırakıp Allah’ın verdiğinden başka bir gücü olmayan âciz varlıklara sığınması, İslâm’ın ilkelerine aykırı bir davranıştır.
Bunların dışındaki göz bağcılığı, el çabukluğu, telkin gibi çeşitli beceri, teknik ve yöntemlerin kullanılması suretiyle insanları yanıltmaya, aldatmaya, zarara uğratmaya ve maddî-manevî yönden istismar etmeye yönelik davranışlar ise günahtır. Bununla birlikte el çabukluğu ya da göz boyama gibi usulleri kullanarak sadece insanları eğlendirmek maksadıyla yapılan gösteriler dinen sakıncalı bir unsur barındırmadığı sürece bu kapsamda değerlendirilmez.
Sonuç olarak müminlerin sihir veya büyü kapsamında değerlendirilecek her türlü davranıştan özenle kaçınması ve bu tür işlerle meşgul olanlara asla itibar etmemesi, sihirbazların, cinci ve üfürükçülerin tuzağına düşmemesi gerekir. Sihre maruz kaldığını düşünen kişiler, çare olarak alacakları tıbbî destek yanında, Hz. Peygamber’in (s.a.s.) öğrettiği dualarla Allah’a (c.c.) sığınmalıdır.

Kaynak: Haber Mekezi Ve AI

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.