Yıllardır söylüyoruz, yazıyoruz, konuşuyoruz.. Türk futbolu dibe vurdu, gelecekte takımların bırak transfer yapmayı sahaya çıkacak halleri kalmayacak diye. Gelinen noktaya baktığımızda hemen hemen her kulübün boyunu aşan borçları var. Ama, ne hikmetse ahbab çavuş ilişkisinin döndüğü kulüplerimizde bir tane genç oyuncu yok. Buna Süper Lig, 1. Lig ve diğer liglerimizin tamamı dahil. Taşıma suyla değirmeni çevirmeye çalışıyorlar. Başkanı, yöneticisi, teknik direktörü, menejeri, geleni gideni herkes hazırcılığı seviyor. Neden? abidik gubidik işlerin döndüğü futbol sektöründe maalesef gençleri kim düşünüyor. Kulüplerin borcu milyar dolarlar olmuş kimsenin haberi yok. Milli takım zaten başarısız… Edirne’yi zor geçiyor. Geçtiği gibide geliyor.. Kulüplerimiz aynı keza… Ancak, şehirde o kadar genç varken, hemde yetenekli çocuklar varken alt yapının başına geçenler, “Bir tane bu şehirden oyuncu koymayacağım. Bir tane teknik direktör bırakmayacağım” diyerek kinini kusuyor. Sonuçta da takımlarımız ahlar vahlar içerisinde 15-16 yabancı transferi yaparak borç batağına düşüyor… Sonu hüsran…
Gelelim asıl meseleye. Kulüplerimiz kendi sorunlarına bakmadan, kimin canı yansa hakemlere isyan ediyorlar. Eh.. Kulüplerin yönettiği federasyon ve MHK ise buna dayanamayarak adeta hakemler arasında deprem yarattı. Yapılan uygulamanın izahının olmadığını düşünüyorum. İzahı olsa çıkar açıklama yaparlardı. Soruları yanıtlarlardı. Fakat olmadı… Otuzun üzerinde hakem ve gözlemci ligin bitimine 10 hafta kala listelerden çıkartıldı. Bütün kamuoyu merak ediyor... Bu isimler ne yaptı? Menfaat mi temin ettiler? Hangi yanlış işe bulaştılar? Tek sebep performans ise zamanlaması bu mu olmalıydı? İşte tüm bu sorular cevap bekliyor. Ama bir Allah’ın kulu ipi çekilen hakemlerle ilgili konuşmuyor. Bende diyorum ki; kulüplerde başkanlar, yöneticiler, teknik direktörler o kadar hata yapıyor ki, ama kimse suçu üstlenmiyor. Peki, bu kulüplerin hesabını kim verecek?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.