Bir takım kazanabilir, kaybedilir, berabere kalabilir. Bunlar futbolun içerisinde olan sonuçlar. Ama önemli olan takım karakteri, ruhu , birlikteliği, mücadelesi, kazanma azmi, saha içi savaşı ve rakibe ön alandan başlayarak, orta alan, defans hakikaten Gaziantep FK son zamanlarda tam bir takım karakteri oluşturdu.
Aslında Trabzonspor deplasmanını hatırlayın fark yemiştik, hemde üç golle mağlup olmuştuk ama ben o gün takımı inanılmaz beğenmiş, Trabzonspor gibi lider ve o zaman namağlup takımı resmen sahada döven ve bu takıma galibiyet primi veririm demiştim.
Bu takım için evindeki maçlarda zaten sıkıntı yok, 23 puanla lideriz. Dış sahada ise sadece iki puan. Bu feci dış saha istatistiği inanılmaz. Şöyle düşünelim deplasman puanlarımız iç sahanın yarısı olsa şu anda Konyaspor gibi ligin flaş takımlarından biri olurduk.
Ama takım kalede Günay, üçlü Papy, Coulker, Tosca üçlüsü tam bir kanije kalesi, kitsiou, halil ibo kanatlar, orta alanda Doğan çift motor, Maksim profosör, Furkan topla ilişkileri iyi, Joao asistci ve Muhammet Demir santrofor ama adam, takımı için neyini varsa ortaya koyan futbolun namuslu işcisi.
Kısaca takımı seyrederken zevk alıyorsunuz, mücadelesiyle rakibi eziyor, oyunu çirkinleştirmiyor, rakibe pislik yapmıyor, sempatik bir takım.
Teşekkürler Gaziantep FK onursal Başkanı Adil Konukoğlu.
Teşekkürler Başkan Cevdet Akınal ile yöneticiler en başta takımın sallantıda olduğu dönemlerde hep sahada, tesislerde, deplasmanlarda olan Fikret Kileci, Erhan Özmen ve Sezer Cihan.
Teşekkürler Erol Bulut ve ekibi.
Artık bırak Fenerbahçe, Emre Belezoğlu hikayelerini sen Gaziantep ile kendi hikayelerini yaz.
Çünkü bu hikayeye seninde, bu şehrinde ihtiyacı var.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.