Sezon başından buyana bu takımın ne oynadığı ve ne oynamak istediğini bilen varsa söylesin dedim. Ve geçen Giresunspor maçındaki görüntü ve alınan sonuç beni biraz daha karamsarlığa itti. Hafta başında moraller bozuk olsada Erol hoca, takımına hem moral verdi hemde Galatasaray maçına hazırladı. Cumhuriyet balosunda bir araya geldiğimiz Erol Bulut’un inancı, sabır istemesi aslında beni umutlandırmadı değil. Gerçekten umutlandım. Galatasaray karşısında farklı olur, bu takım artık oynar dedim çevremdekilere. Tabi, Galatasaray maçına alıştığımız gibi sağda Oğuz'a solda Tosca'ya savunmada Caulker ile Papy Djilobodji'ye şans verdi Erol Bulut. Dicko ve Muhammet ile kontraatakları iyi değerlendirmeyi düşündü. Bu kez ceza sahasına girmeyide başaran Gaziantep FK, Muhammet Demir ve Dicko'dan beklenen hamleyi yapamadı. Tabi Dicko bir yana Muhammet taaa 9. saniyede ve Başakşehir maçında kaldı. O günden sonra Muhammet Demir'i gören yok. Ha varlığı haa yokluğu.. İlk yarı biterken Galatasaray golü bulunca Gaziantep FK her zamanki gibi eli boş gitti soyunma odasına. İkinci yarıda Erol Bulut’un hamleleri çok bir şey değiştirmedi. Girende çıkanda bildiğiniz gibi. Gaziantep Futbol Kulübü’nde anlamadığım bir şeyler oluyor. Futbolcular adeta ABS'ye basmış gibi. Yüreği yanan bir kişi yok. Saha kenarında Erol hocanın çabası ve gayreti takımı çokta etkilemiyor. Pozisyonsuz maçları tamamlayan bir ekip var. Yani yukarıda söylediğim gibi Bal yapmayan arı gibi. Böyle gitmez diye düşünüyorum. Çünkü bir yerde şok lazım. Bu maçta yine hayal kırıklığı ve kötü Futbol hafızalara yer etti. Uzun sözün kısası saldım çayıra mevlam kayıra...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.