Prof. Dr. Sıtkı Göksu

Prof. Dr. Sıtkı Göksu

Wilma Rudolph’un Azmi

Wilma Rudolph çocuk yaşta azim ve kararlığını göstermişti. Çocuk felci (polio) hastalığı sonrası ilk adımını attı. 13 yaş civarı. Kısa süre sonra 16 ve 20 yaşında (1956 ve 1960) Olimpiyat tarihine geçmişti. Wilma Rudolph’u diğer sporculardan farklı kılan ardından gelenlere ilham vermesidir ve ırkçılıkla mücadele etmesidir.
Alabama eyaletinin Montgomery kenti ırk ayrımcılığına karşı tarih sayfalarına geçen bir eyleme tanıklık ettiğinde, takvim yaprakları 1 Aralık 1955’i gösteriyordu. O dönem 1900 yulından beri yürürlülükte olan Jim Crow yasalarının bir uzantısı olarak, otobüsün arka taraflarında siyahlar ön taraflarında ise beyazlar oturabiliyordu. 40 bin kişi yürüyerek işe gitti. Boykot yaklaşık bir yıl sürmüş ve toplu taşımadaki bu ayrımcı uygulama 1956 yılının Aralık ayında kaldırılmıştı. Wilma Rudolph 1956 Melbourne Olimpiyatları’nda bronz madalya, 1960 Roma Olimpiyatlarda ise 100, 200 ve 4x100 metrede üç altın madalya kazandı. Ülkesine döndüğünde Amerika Birleşik Devletleri Başkanı John F.Kennedy onu Beyaz Saray’da kabul etmişti.
4 Ekim 1960 günü Clarksville caddelerini dolduran binin üzerinde insan, çılgınca Wilma Rudolph’u selamlıyordu. Bu aynı zamanda siyah ve beyazların Clarksville’de bir araya geldiği ilk etkinlikti. Etkinlikte konuşan ilçe yargıcı gözyaşlarına hakim olmakta zorlanarak o unutulmaz sözleri söylemişti. “Yaşadığım duygu yoğunluğunu kontrol edebilirsem konuşacağım. Wilma dünya ile yarıştı ve eve üç altın madalya getirdi. O, Clarksville’de herkesi bir araya topladı. Unutmayın, bir piyanodan eşsiz bir eser yaratmak istiyorsanız hem siyah hem beyaz tuşlara basmalısınız.”
Rosa Parks’ın Alabama Montgomery’de yarattığı etkiyi bu kez Wilma Rudolph Clarksville’de spor eliyle başarmıştı. Artık kesin olan bir şey varsa o da Wilma’nın sadece pistte başardıklarıyla genç atletlere örnek olmadığıydı. O, aynı zamanda ırk ayrımcılığına karşı olan sembol isimlerin arasına adını altın harflerle yazdırmıştı.
1963 yılına gelindiğinde Wilma Rudolph artık emekli bir sporcuydu. O yıllarda siyahlar halen bazı restoranlara kabul edilmiyordu. Sadece beyazları kabul eden Clarksville’in meşhur bir restoranı önünde, 300 kişilik bir grup bu ayrımcı ve ilkel politikayı protesto etmişti. Protestonun öncüleri arasında Wilma Rudolph da vardı. Irkçı beyaz grupların sözlü saldırıları ve Wilma Rudolph’un ölümünden üç yıl önce ifade ettiği gibi polisin göz yaşartıcı gaz kullanmasına rağmen gösteriler iki gün sürmüştü. Bu protesto, bir restoranın ırkçı politikasına yönelik tepki olarak görülse de aslında tüm ayrımcı bakış açısına yönelik bir başkaldırıydı. Protestolar çeşitli alanlarda farkındalık yaratmış, bu kapsamda yüzme havuzlarının ve parkların da ırk ayrımı olmaksızın birlikte kullanıma açılması kararı alınmıştı.
Wilma Rudolph’un kararlılığı ve mücadeleci karakteri çocukluğuna dayanıyordu. Küçük yaşlarda yaşadığı sorunlara rağmen ayağa kalkmayı başarmıştı. Yürümesi bile mümkün görülmeyen bir çocuk, ilk adımını attıktan sonra spor için yaratıldığını anlamıştı. "Doktorum bana bir daha yürüyemeyebileceğimi söyledi. Annem ise yürüyebileceğimi... Ben anneme inandım." Şampiyon atletin hikayesi o ilk adımla başlamıştı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof. Dr. Sıtkı Göksu Arşivi