Ali Babat
Yardım yap, reklam yapma!
Toplumsal yardımlaşma ve dayanışmanın en güzel, en yoğun yaşandığı ay şüphesiz ki mübarek Ramazan ayıdır. Ramazan ayı adeta yardımlaşma ayıdır.
Gerek dinimiz, gerekse de gelenek ve göreneklerimiz yardımlaşmayı emretmektedir. Ancak yardımlaşmanın da usulüne uygun olarak yapılması, yardım alanın onurunun kırılmaması çok hassas bir konudur. "Sağ elin verdiğini sol el görmemeli" hadisi şerifinde olduğu gibi, yardımlaşırken, karşı tarafı rencide edecek, onur kıracak davranışlar yapılan iyiliği tamamen boşa çıkarabilir.
Yani yardım yap, reklam yapma. Çünkü yardım Allah rızası için yapılır. Reklam için değil.
Gaziantep'te, 1993 yılından bu yana, yoksulun yanında olan, yaptığı yardımı reklam malzemesi olarak kullanmayan bir vakıf var: Gaziantep Yardım Vakfı. Irk, din, dil, mezhep ayrımı yapmadan, adeta yoksulun yoksulunu bularak onun derdine derman olmaya çalışan Gaziantep Yardım Vakfı, prensiplerinden hiç taviz vermeden Türkiye'ye örnek olmaya devam ediyor.
Gaziantep Yardım Vakfı, her türlü torpilin işlemediği bir kurum. Öyle bir sistem kurulmuş ki, yardımlar hak sahiplerinin dışında kimseye gitmiyor. Yardım alacaklar öncelikle vakfa başvuruyor. Vakfın çalışanları, yardım talebinde bulunanların genel durumunu inceliyor, gerekirse evlerine gidiyor. Hazırladıkları raporu, vakıf yönetimine sunuyorlar. Eğer raporda yardım yapılması gerektiği belirtiliyorsa, bu kez vakıf yönetimi devreye giriyor. İkinci bir heyet, yardım talebinde bulunanın ekonomik ve sosyal durumunu mercek altına alıyor. Yine başvuru sahibinin muhtaç olduğu belirlenirse de bu kez nasıl bir yardım yapılacağı yönetim tarafından kararlaştırılıyor.
Sistem çeyrek asrı aşkın zamandan beri mükemmel bir şekilde işliyor. Bu kapsamda ailelere yardımlar yapılırken, öğrencilere de burs veriliyor. Yardım alanların durumları belirli aralıklarla kontrol edilerek, şartları tekrar gözden geçiriliyor. Gaziantep Yardım Vakfı'nın bursuyla üniversite okuyup, bugün vakıfta çalışmalara katılanların olduğunu duymak gerçekten keyif verici bir durum.
Gaziantep Yardım Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Cıncıkcı, 1991 yılında yardım gönüllüsü 10 kişiyle çıktıklarını belirterek, şöyle diyor:
"Gaziantep'te bilgimiz dahilinde kimse aç ve açıkta kalmasın' diyerek çıktığımız bu yolda, 1993 yılında vakfımızı kurarak çalışmalarımızı kurumsal hale getirdik. Başlangıçta yardım ulaştırdığımız ev sayısı 30 iken bugün 500'e yakın muhtaç aileye yardım yapıyoruz. Bu ailelerin üniversitede okuyan çocuklarına her ay burs veriyoruz. Ayrıca, her yıl 1500 civarında öğrenciye kıyafet ve kırtasiye yardımında bulunuyoruz. Vakfımızın en önemli faaliyetlerinden biri de kurban bayramlarındaki verdiği kurban kesim hizmetidir. Her yıl vakfımızda yaklaşık 400 civarında kurban kesiliyor. İnsanlar, bayram sabahı geliyor, daha önceden tartılmış ve kilosu belli olan kurbanlıklarını uygun koşullarda kestirme imkanı buluyorlar"
Vakfın, bir önemli özelliği de, personel, bina vb. tüm cari harcamaların yönetim kurulu tarafından karşılanmasıdır. Yani vakfa yapılan bağışlar, doğrudan ihtiyaç sahiplerine ulaştırılıyor.
Gaziantep Yardım Vakfı, bu özellikleri ile hayır sahiplerinin kapısını gönül rahatlığı ile çalacağı bir kurum olmaya devam ediyor.
MUSA'MIZI KAYBETTİK
Musa Baş'ımız, henüz 38 yaşındaydı. Sevilen bir spor muhabiriydi. Saygılı, terbiyeli, mesleğinin hakkını verme gayreti içinde olan biriydi. Hayalleri vardı. Bir de dünya tatlısı iki kızı ve eşi! Hepsini geride bırakıp aramızdan ayrıldı! Hepimizin başı sağ olsun. Mekanı cennet olsun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.