Ali Babat
Güneydoğu iş dünyasında Irak endişesi
Ünlü düşünür İbn-i Haldun, "Coğrafya kaderdir" demiş. Hem stratejik açıdan çok önemli olan hem de zorlu bir coğrafyada yaşıyoruz. Suriye meselesi, ABD ile S-400 gerilimi ve Güney Kıbrıs'la yaşadığımız sorunlar devam ederken, komşumuz Irak'la da henüz adına kriz demesek bile ekonomik anlamda ciddi sorunlar yaşamaya başladık.Â
Irak, bir süredir Türk mallarına tek tek yasak getiriyor. Irak merkezi hükümetinin aldığı kararla önce yumurta, ardından da içecek, dondurma, sofralık tuz, şehriye ve makarna çeşitlerine yasak geldi.Â
Yasaklar yürürlüğe girmeye başladı. Yumurta yasağı ile birlikte yumurta sektörü krize girdi. 30'luk yumurtanın kolisi marketlerde maliyetinin çok altında fiyatlarla daha doğrusu ortalama 5 liradan satılmaya başlandı. Kan ağlayan sektörde yakın bir tarihte iflaslar başlarsa hiç şaşırmamak gerek.Â
Olayın daha da vahim tarafı, Türk mallarına olan yasakların genişlemesi ihtimali. Irak'a en fazla ihracat yapan bölge Güneydoğu Anadolu. Dolayısıyla da bu yasaklardan en fazla bölgemiz etkileniyor. Irak, bölge ekonomisi için can simidi. Fabrikaların önemli kısmı ihracata dayalı üretim yapıyor. Kapasiteler buna göre artırılmış. Irak'a ihracat sürekli artarken, fabrikalar da artan talebe oranla kapasite artışına gitmişler. İhracatın aniden durması ile bu tesisler atıl duruma gelmeye başladı.Â
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre, geçen yıl Irak'a 1 milyar 600 milyon dolar değerinde hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamulleri ihracatı yapıldı. Bu ihracatın 1 milyar 20 milyon dolarlık kısmı Güneydoğu İhracatçı Birlikleri Genel Sekreterliği'ne üye firmalar tarafından gerçekleştirildi. Yine Irak geçtiğimiz yıl 47.7 milyon dolarlık makarna-şehriye ithal etti. Bunun 32.6 milyon dolarlık kısmı Türkiye'den alındı.Â
Irak en çok ihracat yaptığımız ülkelerin başında geliyor. Türkiye, özellikle de bölgemiz için önemli bir pazar. Ancak, Bağdat hükümetinin aldığı kararlar bu ticareti tehlikeye sokmaya başladı. Yaşanan olumsuzluklardan dolayı Güneydoğu iş dünyası endişeli. Endişelenmekte de haklı, çünkü çözüm konusunda henüz umut verici bir durum gözükmüyor.Â
Irak neden böyle yapıyor? Yıllardır en fazla ithalat yaptığı Türkiye'den bazı malların alımını neden durduruyor?Â
Burada iki önemli husus ortaya çıkıyor. Birincisi Irak'ın yerli üretimini destekleme, geliştirme amacı, diğeri de siyasi sebepler. Türkiye-Irak merkezi hükümeti arasındaki gergin siyasi ilişkiler ekonomik ilişkileri olumsuz yönde etkiliyor.
Irak mallarımızı almıyor diye ne yapacağız? Elbette kaderimize razı olacak değiliz. Bir taraftan diplomasi daha yoğun bir şekilde devreye girerek, gerilen ilişkileri düzeltme yoluna gitmeli. Bu konuda zaman geçirmemek gerek. Çünkü, aldığım bilgilere göre, Türk mallarından boşalan-boşalacak rafları İran malları ile dolduracaklar. Tüketici İran'ın ürünlerine alışınca, tekrar bizim o pazarda etkin bir rol oynamamız çok zorlaşacak. Buradaki görev başta Ticaret Bakanlığı olmak üzere Hükümete düşüyor.Â
Diğer taraftan da yeni pazar arayışlarını yoğunlaştırmak gerek. Irak ürünümüzü almıyorsa mutlaka dünyanın bir köşesinde o ürünü talep eden ülkeler vardır. O ülkeleri bulmak ve ihracatı devam ettirmek gerek. Ancak, hemen yanı başımızdaki Irak'a ihracat yapmakla, dünyanın öbür ucundaki ülkeye mal satmak arasında çok fark vardır. Çünkü, Irak'ın coğrafi yakınlığı bizim için önemli bir avantajdır.Â
Irak pazarının kaybedilmesinin sonuçları Güneydoğu Anadolu Bölgesi için ağır olacaktır. Irak'a ihracatın durması ve sanayi tesislerinin kapılarına kilit vurulması doğrudan ya da dolaylı olarak bölgede yaşayan herkesi etkileyecektir. Ciddi bir sorun olan işsizlik oranları daha da yükselecektir. Bu kötü senaryonun gerçekleşmemesi için diplomasi silahına çok büyük ihtiyacımız var.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.