Esat Aytan
Başarıda baba rolü
Akademik yaşamları ile ilgilenilen çocukların, okul hayatında akranlarına oranla daha başarılı olduğunu fark edersiniz. Bunda en önemli etken, anne faktörü kadar – baba faktörünün de etkin bir şekilde bu konuda aktif pozisyon belirlemesi ve etkin bir ebeveyn görevi üstlenmesidir. Araştırmalar gösteriyor ki; baba – çocuk etkileşimi arttıkça, çocuğun akademik yaşantısında etkili olan matematik zekâsı ve kelime haznesi yükselmekte, çocuk kendini ifade edebilme özgüveni ve cesaretine sahip olmaktadır. Çocuk yetiştirmede anneler kadar babalara kültürümüzde yer verilmemiştir. Babalar bu nedenledir ki; Çoğu zaman kendilerini çocuklarının gözünde ikinci planda tutarlar. Fakat bu alanda yapılmış bilimsel araştırmalar; baba faktörünü ortaya koymakla beraber haklarını da babalara teslim etmektedir. Varılan sonuçlardan göze çarpan en önemli hususlardan biri; çocuğun babasıyla kurduğu ilişkinin, çocukta kelime dağarcığından, analitik zekâsına kadar pek çok noktayı biçimlendirmede kritik rol oynadığının ortaya konulmuş olmasıdır.
Çocukların ruh sağlığının gelişiminde anne kadar babanın rolünün de çok önemli olduğunu hatırlamakta fayda vardır. Babalar ile yapılan bazı yeni çalışmalar, babanın doğum sonrasında devam edecek ilgisinin doğum öncesindeki ilgisi ile bağlantılı olduğunu göstermiştir. Bebeğin anne rahmine düşmesi ile birlikte, annelerde gözlemlenen hormonal değişimler kadar olmasa da, babalarda da bazı hormonal değişimler olduğu saptanmıştır. Bunlara rağmen, babaların bebeğini kucağına ilk aldığı an itibariyle babalık duygusunu hissetmeleri beklenmez. Araştırmalarda bir diğer önemli husus; özellikle çocuklarıyla çok zaman geçiren, fiziksel temas (sarılma, çeşitli aktivitelerde bulunma vb ) halinde olan, çocuğunun öz bakımı konusunda yardımcı olan erkeklerde, baba rolünün gelişiminin daha kolay olacağı sonucuna varılmış olmasıdır.
Araştırmanın diğer önemli bulgularından birisi de; babanın yakın ilgisi ile büyüyen çocukların, akademik başarılarının belirgin düzeyde yüksek olduğu sonucudur. Ayrıca bu çocuklarda okula karşı olumlu tutum, motivasyon ve bilişsel becerilerin baba ilgisinden yoksun çocuklara oranla daha yüksek olduğu tespitinde bulunulmuştur.Babadan ilgi görmenin çocukların öz güveninin artmasına, çocukların kendi iç kontrol mekanizmalarına doğru orantılı bir katkı sağladığı tespit edilmiştir. Çocukları ile daha fazla etkileşimde bulunan babaların çocuklarının, matematik zekâlarının olumlu etkilendiği ve daha geniş bir kelime dağarcığına sahip oldukları ortaya konulmuştur.
Belirtilen hususlar dikkate alındığında; Çocuğun duygusal ve fiziksel ihtiyaçlarının baba tarafından da karşılanmasının önemi anlaşılacaktır. Örneğin baba, en az annesi kadar çocuğuna onu sevdiğini söylemeli, ona sarılmalı, kendisine tebessüm ederek bakmalı, kendisiyle yaşına uygun şakalaşarak sevgisini somut bir şekilde ifade etmelidir. Çocuğunun yaşadıklarını müdahale etmeksizin dikkatle dinlemeli, kendi değer yargıları doğrultusunda yargılamadan, çocuğunun fikirlerini dikkate alarak birlikte çözüm yolları bulmaya çalışmalıdır. Baba tarafından bu denli yaklaşımlar ve yakın kurulan ilişki sonucunda; çocuk, kendini değerli görüp, kendini güvende hissedecektir.
Çocuğun kişiliği mi?
Kişilik; insanları birbirinden farklı kılan fiziksel, düşünsel ve ruhsal özelliklerdir. Çocuğun kişiliği anne karnında başlayıp, yaklaşık 5 yaşına kadar devam eder. Bu yaşta kişiliğin oluşmasının neredeyse sonlandığı tespiti yapılmıştır. Bu yüzden anne – baba, çocuğu eğitmeye anne karnında başlamalı ve devamında eğitime bilinçli bir şekilde devam etmelidirler.
Örnek teşkil etmesi amacıyla bir deneyi paylaşmak isterim…
Psikologlar 7 aylık hamile bir bayanı ultrasonda gözlemler. Bebek halinden gayet memnun bir biçimde tekmeler atmaktadır. Sonra anne ve baba adayının rol icabı ciddi bir biçimde kavga etmeleri istenir. Eşler tartışmaya tutuşur, sesler iyiden iyiye yükselir. Bunu hisseden bebek hemen korkuyla büzülüp içe doğru kapanır. Bu durum bize bebeğin nasıl da dış dünyaya açık olduğunu, her şeyi hissedebileceğini ve bunun sonunda da kişiliğinin şekillenebileceğini
göstermesi açısından önemlidir.
Hamilelik döneminde sürekli tartışmalarla, stres dolu bir ortamla büyüyen bebek, ruhi sıkıntılarla gözlerini hayata açar ve kişilik bozuklukları göstermesi kaçınılmaz olur. Mutlu ve huzurlu bir ortamda gelişen bebek dünyaya mutlu ve sağlıklı bir şekilde adım atar.
Kimi insanlar çocuk istememekte ya da sürpriz bebek karşısında ne yapacaklarını kestirememekte ve uzun bir kararsızlık dönemi geçirmektedirler. Bebek istenilmediğini kesinlikle hisseder. Anne karnında 4.aydan sonra bebek tamamen dış dünya ile ilişkilidir. İstenilmediğini hisseden bebek; kişilik bozuklukları ve ruhi bozukluklarla dünyaya gelir. Özgüven eksikliği, içe kapanıklık, asosyal kişilik, asabiyet bu rahatsızlıkların sadece bir kaçını teşkil eder.
Baba dış dünya için en iyi rehberdir.
Okul öncesi dönemde babanın çocuğu dış dünyaya hazırlamak için; fiziksel oyunlar oynamaya teşvik etmeli ve çocuğun özerkliğini kazanması için, küçük adımlarla özgüven inşa etmelidir. Baba, okul öncesi dönemdeki çocuklarına nasıl giyinmelerini, eve gelen misafirleri nasıl karşılamalarını, günlük yaşamdaki problemlerle nasıl başa çıkabileceklerini öğretebilir. İlkokul çağında; çalışmaya teşvik etmek için para yönetimini, bunun yanı sıra bir spor, bir sanat dalını öğrenme konusunda teşvik etmelidir. Kendi okul deneyimlerini anlatabilir. Ergenlik döneminde ise; babaların ergen ile konuşmak için hevesli olduğunu göstermesi, onun kendisi ve hayat hakkındaki düşüncelerini merak etmesi, hayat tecrübelerini öğüt vermeden anlatması, diyaloglarının sürekliliği yakın ilişki içinde kalmalarına destek olacaktır. Ev dışında birlikte yapacakları aktiviteler, sosyal sorumluluk projelerine ya da babanın kendi işine bunaltıcı ve yorucu olmadan ergeni dâhil etmesi de ergenin kendini değerli görmesi ve kendini güvende hissetmesini sağlayacaktır.
ÇOCUĞUNUZA ÖZGÜVEN NASIL KAZANDIRIRSINIZ?
Sevginizi gösterin: Çocuğun anne - baba tarafından istenilmesi, kabul görmesi, değer verildiğini hissetmesi ve sevildiğini bilmesi kendisini güvende hissetmesine neden olacaktır. Özellikle, babanın çocuğuna sarılmaya istekli olması ve bu konuda kendisini rahat hissetmesi son derece önemlidir. Anne – babanın çocuğuna ilgi ve yakınlık göstermesi, çocuğun sevildiğini bilmesi ve hissetmesinin en iyi yoludur.
Çocuğun annesine saygı gösterin:Babanın yapabileceği davranışlar arasında en iyisi, çocuğun annesine saygı göstermesidir. Evliliğini güçlü ve canlı tutmaya çalışmalıdır. İstenmeyen bir durum olmasıyla birlikte şayet boşanmışsa taraflar, babanın hala anneye karşı saygılı ve destekleyici olması önemlidir. Birbirine saygı duyan anne ve babalar çocuklarına da güvenli bir ortam oluşturmakla birlikte, çocuğun kendisine saygı duyulan ve kendisinin kabul edildiği bir birey olarak görmesine yol açar.
Çocuğunuzla birlikte zaman geçirin:Çocuğunuzla vakit geçirdiğinizde, sizin için ne kadar önemli ve değerli olduğunu hissedecektir. Eğer sürekli yoğunsanız ve onunla vakit geçirmiyorsanız, o da sizin söylediklerinizi dinlemeyecektir. Çocuklar çok hızlı büyürler, şimdi kaçırdığınız fırsatlar ve birlikte yapmadıklarınız hem şimdi hem de ilerleyen zamanda çok şeyi de beraberinde götürecektir.
Onu dinlediğinizi hissetmesini sağlayın:Özellikle ülkemizde çocuklar ile babanın arasında köprü kurmaya çalışan kişiler annelerdir. Bu yüzden babalar çocuğun yaşadığı problemleri ya da yaptığı davranışları anneden öğrenirler. Çocuklarınızın düşüncelerini veya problemlerini dinleyin ve bunun için zaman yaratın.
Sevgi ile disiplin verin:Her çocuğun rehberliğe, disipline ve sınıra ihtiyacı vardır. Ancak cezalara değil. Çocuğun olumsuz davranışlarının sonuçlarının ne olacağına yönelik konuşun ve gerekirse hatırlatma yapın. Olumlu, istenilen davranışlarını ise manevi ödüllerle (sarılmak, aferin demek gibi) pekiştirin. Açık, net, tutarlı ve sakin şekilde sınır koyan babaların çocukları, nerede ne zaman durmaları gerektiğini bilir, sevilen biri olduklarını hisseder ve güvende olduklarını bilirler.
Rol model olun:Babası ile birlikte vakit geçirerek büyüyen kız çocuğu, erkekler tarafından saygı görmenin nasıl olduğunu bilir ve gelecekteki eşlerini de bu şekilde seçerler. Erkek çocuğu ise, hayatta en önemli üç şeyi; dürüstlüğü, alçakgönüllülüğü ve sorumluk sahibi olmayı babasından öğrenir.
Çocuğunuzun öğretmeni olun:Babanın hayata yönelik öğreteceği birçok şey vardır. Çocuğa doğru ve yanlışı göstermek, yapabileceklerinin en iyisini yapmaları için cesaretlendirmek ve iyi seçimler yapmayı öğretmek babanın görevidir.
Birlikte yemek yiyin:Öğünleri birlikte yemek sağlıklı aile yaşamının en önemli parçasıdır. Bu yemekler sırasında tüm aile üyelerinin birlikte sohbet etme ve paylaşma şansları da olur. Bu zamanlar aslında babanın çocuklarını dinleme, anlama, konuşma ve çocuklarına öğüt vermesi için iyi bir fırsattır.
Çocuklarınıza kitap okuyun:Günümüzde televizyon, tablet ve telefonlar, bizim olduğu kadar çocukların da hayatını ele geçirmiş durumda. Çocuklar, okuyarak, görerek, yaparak ve duyarak en iyi şekilde öğrenirler. Çocuklarınız daha çok küçük yaştayken onlara kitap okuyun. Büyüdüklerinde kendi kendine okumaları için cesaretlendirin. Onlara okumayı sevmeyi aşılamak kişisel ve kariyer gelişimlerinde ömür boyu katkı sağlayacaktır.
Unutmayın babaların işi hiç bitmez:Çocuklar büyüyüp evden ayrıldıklarında bile babalarının öğütlerine ve bilgeliğine ihtiyaçları vardır. Okula gitmek, yeni bir işe başlamak ya da evlenmek. Konu ne olursa olsun babalarının kendi hayatlarında ve geleceklerinde her zaman önemli bir yeri vardır.
Son olarak ; Anne ve baba, çocuklarına birbirlerini sevdiklerini ve birbirlerine saygı duyduklarını her fırsatta dile getirmeli ve bunu çocuklarına hissettirmelidirler.
Esat AYTAN
Öğretmen – Eğitim Koçu - Yazar
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.