Ali Babat
MASKE SADECE MASKE DEĞİLDİR!
Maske Çocuklarımızın geleceğimizdir. Geleceğimizi karartmayalım.
KOVID-19 salgını dolasıyla Mart ayından bu yana hayatın her alanı büyük yara aldı. İnsanlar evlerine hapsoldu, okullar kapandı, fabrikalara kilit vuruldu… Ekonomik ve sosyal hayat büyük ölçüde zarar görürken en kötüsü de binlerce insanımızı bu pandemiye kurban verdik. Tehdit halen devam ediyor. Hem de etkisini artırarak…
Ne yazık ki, böylesine büyük bir tehlikenin henüz çaresi yok. Ancak tehlikeden korunmanın yolları var. Tehlike büyük olsa da tehlikeden korunmanın yolları basit: Maske, mesafe, hijyen…
Asıl sorun da burada başlıyor. Vatandaşlar bu büyük tehlikeden korunmanın basit yollarını çok basite alıyor, önemsemiyor. Öyle ki, halen sokakta insanlar maskesini çenesinin altına getirerek ya da koluna takarak gezmeye, düğün-dernek vb. organizasyonlar düzenlemeye, evde, işyerinde ve sokakta mesafeyi dikkate almadan kalabalık gruplar oluşturmaya devam ediyor. Böyle olunca da pandemi kontrol altına alınamıyor.
Vurdum Duymazlık Çocuklarımızın Yarınlarını Karartacak
Kurallara uymak, kurallar toplumu olmak bir eğitim ve kültür meselesi. Daha doğrusu her şeyin temelinde eğitim yatıyor.
Bu hafta yeni eğitim ve öğretim dönemi pandeminin gölgesinde başlarken, uzaktan eğitim, interaktif eğitim, yüz yüze eğitim tartışmaları devam ediyor. Okulların açılması pandemiyi nasıl etkileyecek? Aileler çocuklarını okula gönderecek mi? Uzaktan eğitim yapılırsa herkes bundan eşit şekilde faydalanabilir mi? Bu tür soruların ardı arkası kesilmiyor.
Eğitim bizim en önemli sorunumuz olmaya devam ederken, pandemi ile birlikte bu alandaki sorun ve sıkıntılar katlanarak arttı. Şimdi olayı çok basite alıp, “Salgın var. İnsanlar can derdine düşmüş. Bir yıl da okula gitmesinler” diyenler mutlaka olacaktır.
Keşke durum bu kadar basit olsa. Pandemi sonrası eğitime kaldığımız yerden devam edebilsek. Bu mümkün değil. Çünkü pandemi devam ederken, çocuklarımız büyüyor. Okula gitmeden sınıf geçiyor.
Pandemi sürecinde eğitimin aksamaması için uzaktan eğitim modeli uygulamaya konuldu. Türkiye bu alanda önemli bir başarıya imza attı. Ama ne yazık ki, uzaktan eğitimle şu gerçek bir kez daha gün yüzüne çıktı: İnternet ya da televizyon aracılığıyla verilen derslerde öğretim mümkün olsa da olayın eğitim ayağı eksik kalıyor. Yani okulsuz eğitim pratikte mümkün olsa da yeterli olmuyor. Öğrencinin eğitimi, sosyalleşmesi eksik kalıyor.
Eğitim bizim geleceğimiz. Her olayın temelinde eğitim yatıyor. Son günlerde ülke olarak Karadeniz’de bulunan doğal gaz rezervleri ile moral bulduk. Ancak doğal gazı ve diğer yer altı zenginliklerimizi ortaya çıkarmak, işlemek ve insanlığın hizmetine sunmak da eğitime bağlı. Bu alanda yüksek teknolojiye ve yetişmiş insan gücüne bağlı. Yani bilimsel eğitime önem verip, dünya standartlarının üzerine çıkmazsak yer altı zenginliklerimizi çıkarmak ve işlemek için de başkalarına muhtaç oluruz.
Basit bir maske olayından nerelere geldik. Çok basitmiş gibi görünün maske takmanın ne kadar önemli olduğu ortada. Maske takmazsan pandemi kontrol altına alınmıyor. Pandemi devam ettikçe de başta eğitim olmak üzere hayatın her alanı yara alıyor. Daha aydınlık, daha müreffeh bir geleceğin ancak eğitimle mümkün olacağı bilinci ile maskenin geleceğimizi ne kadar etkilediği açıkça görülüyor.
Sözün özü: Maske bizim geleceğimizdir. Geleceğimizi karartmayalım.
Mutlu haftalar dileğiyle…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.