Güya Gaziantep FK ve Galatasaray maçını basın mensubu olarak izlemek üzere saat 20.00 'de evden çıktık. Normalde 10 dakikalık yolu 40 dakikada kilometrelerce kuyrukta stadın yanına yaklasabildik sonra fıstıklık ve beykent arasında arabayı park etmek için dön baba dön. Her yer kilit, 45 dakika sonra artık sokağın ortasına bırakıp stada doğru yürümeye başladık. Arabanın üstünde cimbom bom tezahüratları, sarı kırmızı bayraklar, sanki İstanbul Mecidiyeköy, sanki Rams Galatasaray Stadyumu güya ev sahibiyiz.

Galatasaray 25 milyon euro Şampiyonlar ligine ayak bastı parası, yetmedi Gaziantepli Rams şirketinin 1,5 Milyarlık sponsorluk bedeli, yetmedi İcardi, yetmedi Muslera, yetmedi Tete, yetmedi Torrea, yetmedi Zaha yetmedi stadın 4-3'ü Galatasaraylı yetmedi takımın dört yıllık kaptanı Galatasarayın ikinci kalecisi olmayı kabullenmiş sana onun 4. Kalecisi minnet rica gelmiş.
Bu şehir 54 yıllık Gaziantepsporu gömmüş, şimdide elbirliği ile sanayisi, bürokrasisi, kamusu, taraftarı ile bitirmeye çalışıyorlar.

Bekleyin az kaldı, düşürmeye, bitirmeye.
Ondan sonra İcardi 'yi, Dzeko ve Abubakar ve takımlarını değil buraya getirmeyi maçlarını canlı olarak şifreli kanaldan seyredip posterlerini evinizin ofisinizin duvarlarına asarsınız.
Sahi bir İstanbul takımı olarak taraftarlarının size gol attığı zamanki hareketleri ve küfürleri karşısında ne hissediyorsunuz.
Siyahı 6317 şehit ve kırmızsı onların kanı olan bu kulüp.

Yazıklar olsun ;
Rahmetli Asım Atmaz ve diğerleri iyiki ölmüşler ve bu şehir ve takımları uğruna verdikleri mücadeleden sonra bu tabloyu görselerdi bir kez değil bin kez ölürlerdi.

Sonuç mu ;

Bırakın skoru, puanı siz sarı kırmızı bayraklarınız ile tur atın ve kendi şehrinize küfretmeye, küçültmeye devam edin.
Not : bu yazı maç başlamadan önce yazılmıştır.