Soğuk kış günün sıcak bir selamla başlıyoruz “Salı yazıları”ma.. Gaziantep için gurur dolu bir hafta sonunu daha geride bıraktık. 101. kurtuluş yıldönümünü bizim gibi Gaziantep sevdalısı olan herkes büyük coşkuyla kutladı. Fakat, eski kutlamalara nazaran bu kez biraz daha sönük geçti sanki kutlamalar. Ama 6 bin 317 şehit verdiğimiz “Ya ölüm, ya istiklal” dediğimiz Gaziantep Kurtuluş savaşında gözlerini kırpmadan canlarını seve seve veren aziz şehitlerimizi bir kez daha minnetle, rahmetle anıyorum. Yazıma 101. kurtuluş yıldönümünü kutlayarak başlamak istedim. Ve şimdi bu Gazi şehri uyarmak istiyorum. Biliyorsunuz geçen kış, 1968 yılından sonra büyük kar yağışının olduğu bir yıldı. Büyük bir kar yağıyı sonrasında yollarda kalanlar, karda zor günler geçirenler gördük. Tabii haliyle belediye hizmetleri aksadı. Zamanında müdahale yapılmasına rağmen zaman zaman yetersiz kalındı. Kimse bu kadar büyük bir kar yağışını beklemiyordu. Onun için, kara kışa girdiğimiz şu günlerde, havanın soğuması ve karın yüzünü göstermesiyle bende üzerime düşeni yaparak, dingil kırılmadan yol göstermek istedim… Kar geliyor, kış etkisini gösterdi. Onun için şimdiden önlem alınırsa, tedbiri elden bırakmazsak bu yıl çok büyük sıkıntı olacağını zannetmiyorum…

GAZİANTEP TV’LERDE FARKLI GÖRÜLÜYOR
Yukarıda söylediğim gibi bu şehir örnek gösterilecek bir kurtuluş savaşı sonrasında “Gazi” üvanını almış tek şehir. Kenetlenen, büyüyen, sanayisiyle, ekonomisiyle, ortak aklıyla gerçekten örnek bir şehir.  Fakat, gerek sabah programları gerekse akşam saatlerinde yayınlanan yaşanan olayların anlatıldığı ve aileler arasındaki tartışmaların olduğu bu programlarda Gaziantep’li sayısı çok fazla. Buda şunu gösteriyor, sanki Gaziantep’te bu tür olaylar her zaman oluyormuş gibi. Aslında bir kaç menfur olay dışında bu tür yaşamların çok nadir olduğu bir şehir Gaziantep. Öyle o programlarda anlatıldığı gibi değil. Tabii bu tür olaylar şehrin reklamını kötü yapıyor ama, yapacak birşey yok. Maalesef bunlarda yaşanıyor. Aslına bakarsan Gaziantep’te bu tür ailevi olayların çok olmadığını söylemek istiyorum. Fakat, şehir adına ekonomi adına reklam düzgün yapılırsa daha iyi olacaktır. Buna dikkat etmek gerekiyor..

BORÇSUZ KULÜP, NASIL BORÇLANDIRILDI?
Geçtiğimiz hafta maalesef Gaziantep Futbol Kulübü için hareketli bir haftaydı… Kayyuma kalıp kalmayacağı bile konuşuldu. Büyük emekler vererek, 20 kişiyle aldığımız ve 20 bin kişiyle teslim ettiğimiz kulübü yakından takip ediyorum.. Bu kulübün başarısıyla seviniyor, mağlup olduğunda inan çok üzülüyorum. Geçtiğimiz hafta yaşanan kongre sürecini ise titizlikle takip ettim. Yazılan, konuşulan borç rakamları beni çok şaşırttı. Türkiye’nin borçsuz tek kulübü Gaziantep FK, bu hale nasıl geterildi? merak ettim… Bir kulüp ayağını yorganına göre uzatmaz, har vurup harman savurursa ve bir yılda 24 transfer yaparsa olacağı bu. Siz, scout ekibini iyi seçmezseniz o zaman menejerlere teslim olursunuz. Sonrası borç batağı ve kapıya kilit vurmak. Neyse ki, Gaziantep ortak akılla yönetilen ve ekonomisi güçlü bir şehir. Yine birilerini borçlardan dolayı zor durumda bıraktığı kulübe el attılar. Sağolsunlar el birliğiyle bu borcun bir kısmını ödeyip kulübün hem puan silinme cezası almasını engellediler, hemde Beşiktaş karşısındaki havayı değiştirdiler.. Fakat, kulübü yönetenler artık kuralları çok iyi bilmesi, ayağını yorganına göre uzatması gerekiyor. Yoksa, bugün kurtulan Gaziantep Futbol Kulübü, yarın olmaz… Benden söylemesi…