Sigmund Freud psikanalizi 1923’de:
“1) başka türlü ulaşılamayacak ruhsal süreçleri incelemekte kullanılan bir yöntem, 2) bu araştırma yönteminden kök alan ve ruhsal hastalıkların tedavisinde kullanılan bir teknik, 3) bu yöntemle elde edilen psikolojik kavramlardan oluşan ve yeni bir bilimsel disiplin oluşturacak bilgi birikimi” olarak tanımlamıştır. Birbirini tamamlayan bu üç tanım psikanalitik kuramın iç dinamiğinin sağlamlığının da garantörüdür. Bu tanımların kendi içindeki bütünlüğü, psikanalitik uygulamanın sürekli dışarıdan beslenebilmesinin yanında aynı zamanda net-açık olmasını da sağlamıştır. O nedenle psikanalizi yalnızca bir araştırma yöntemi olarak anlamak ya da yalnızca bir tedavi biçimi olarak kabul etmek veya sadece onun insan bilimleri ve insan yaratıcılığı alanında sağladığı bilimsel bilgi birikimini görmek psikanalizin tanımını eksik bırakmak olacaktır.
Psikanalizin doğuşundan yüzyıl sonra, aradan geçen zaman bize bu tanıma psikanalistin kendisini de eklemeyi zorunlu kılmaktadır. Çünkü artık psikanalistler olmadan psikanalizi tanımlayamayız. Psikanalizi yüzyıldır kuşaktan kuşağa ileten, geliştiren, kök salmasını sağlayan onlardır. Psikanalistlerin varlığı da şüphesiz psikanalizin bir kurum olmasına ve bir psikanalitik formasyon sunmasına bağlıdır. Kurum bağlantısı olmayan bir psikanalist düşünmek zordur ve şüphesiz psikanalitik formasyon olmadan da psikanalist olunamaz.
Öyleyse psikanaliz araştırma yöntemidir, tedavi tekniğidir, bilgi birikimidir, psikanalist olmanın koşulu olan formasyondur ve psikanalistleri bir araya toplayan kurumdur.
Psikanalitik kuram, sadece psikoloji disipliniyle sınırlı kalmayarak edebiyat ve sinema gibi çeşitli alanların da teorik düzlemi için önemli bir kaynak oluşturur. İnsanın maddesel plandaki görünür bedeninin ötesine dair yeni önermelerde bulunan Sigmund Freud, kendi döneminden taşarak günümüze ve geleceğe de seslenir.
İnsanın düşünce yapısına ve davranış biçimlerine açıklama getiren pek çok düşünürün binlerce yıllık birikimi arasında temel taşlardan biri de Freud'un kuramıdır. İnsan içgüdülerine, isteklerine vurgu yapan Freud, bunların insan kişiliğinde ne çeşit karşılıkları olabileceğine dair açıklamalar sunmuş, bireylerin psikolojisini keşfetmeye yönelik bir kılavuz niteliği taşıyan id, ego ve süper-ego kavramlarını geliştirmiştir.
Freud'un temel fikirlerini edinmek için önemli bir nitelik taşıyan Psikanaliz Üzerine, onun fikirleriyle ilgili genel bir izlenim edinmenin ötesinde, insan davranışlarına ve karşılaştığınız her türlü sanat serine yönelik yeni bir bakış açısı kazanmanıza da imkan tanıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.