Fevzi Tekin
Türkler ve Moğollar: Kültürlerin Tarihi Harmonisi
Bozkırın hamlelerini anlamak zordur. Çünkü onun hayranlık uyandıran muhteşem tarihi daima bütünlükten yoksun bir halde sunulmuştur. Sadece yıldızın parladığı anlar, bir birinden kopuk yükselişler, dünyanın gözünü kamaştıran ani parlayışlar ve miras bırakmayan yok oluşlar.
Türk ve Moğol milletleri arasındaki tarihî ve kültürel bağlar, bilinen tarihin en eski dönemlerine kadar uzanmaktadır. Türk-Moğol siyasî birlikteliğinin bilinen ilk örneği Büyük Hun İmparatorluğu’dur. Kendilerine dair ilk bilgileri M.Ö. 4. yüzyıla ait Çince kaynaklardan aldığımız Büyük Hun İmparatorluğu’nda Türk kökenli kabilelerin yanında önemli miktarda Moğol asıllı kabilenin de varlığını biliyoruz. Hatta meşhur Çin Seddi’nin ilk bölümleri M.Ö. 214 yılında, Türk-Moğol siyasî birliğine yani Büyük Hun İmparatorluğu’na karşı inşa edilmeye başlanmıştır. Yine bu dönemde iki müttefik milletin birlikte oluşturduğu “Devlet Geleneği” ve “Bozkır Kültürü” de daha sonra kurulacak olan Avrupa Hunları, Göktürk ve Uygur Kağanlıkları’nın yanı sıra, Cengiz Han liderliğinde Moğol birliğinin sağlanması neticesinde ortaya çıkan Moğol İmparatorluğu ile devam edecektir.
Her ne kadar Moğol İmparatorluğu’nun kuruluşu esnasında yaşanan savaşlar ve katliamlar İslam Dünyası’nda olumsuz olarak algılansa da, Orta Asya’dan batıya yani Anadolu’ya Türkmen nüfusunun göçünü tetiklemesi, yine bir cihan devleti olan Osmanlı İmparatorluğu’nun kuruluşunda ihtiyaç duyduğu insan kaynağını sağlayan önemli bir etken olması açısından da son derece ehemmiyetlidir. Ayrıca Moğol İmparatorluğu’nun kuruluşu, Avrasya’da yeni bir barış ve huzur ortamının yeniden tesis edilmesi anlamında da önemli bir gelişmedir. İşte bu barış ve huzur ortamında Avrasya’da ticaretten ekonomiye, kültürden bilimsel hayata dair pek çok gelişmeye yine bu iki müttefikçe imza atılmıştır. Savaş stratejilerinde de Büyük Hun İmparatoru Mo-tun’dan bu yana izlenen askerî reform ve politikalar zirveyi oluşturmuştur.
Moğolistan, Orta Asya ile Kuzey Asya arasında yer alır. Coğrafya bakımından Türklerin ana yurdu olan bölge, tarihimiz açısından da çok önemlidir. Ayrıca Moğolistan, Rusya Federasyonu ve Çin arasında da yer almaktadır. Kuzeyinde Rusya Federasyonu’na bağlı özerk Cumhuriyet ve bölgeler yer alır. Bunlar Altay, Hakas ve Tuva Özerk cumhuriyetleri ile Buryat Özerk Bölgesi’dir. Güneyinde ve doğusunda ise Çin Halk Cumhuriyeti yer alır. Çin yönetimindeki Doğu Türkistan, İç Moğolistan ve Mançurya ile sınırı vardır. Moğolistan, coğrafya olarak üç parçaya bölünmüştür. Bunlar bağımsız Moğolistan Halk Cumhuriyeti, Çin’e bağlı İç Moğolistan ve Rusya’ya bağlı olan Buryat Özerk Bölgesi’dir. Denize çıkışı olmayan ülkelerden biri de Moğolistan’dır.
13. yüzyılın başında Moğolların tarih sahnesine çıkışına ilişkin yazılanlar gibi daha önce adı sanı duyulmayan küçük bir halk, birden bire Asya’nın en büyük gücü haline gelmiş; 20 yıl içinde kudretinin doruklarına çıkarak dünyayı önünde diz çöktürebilmiştir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.