TÜİK enflasyon rakamlarını geçtiğimiz hafta açıkladı. Tüketici fiyatları (TÜFE) nisanda yüzde 7,25 arttı, yıllık bazda yüzde 69,97'ye yükseldi. Üretici fiyatları (ÜFE) ise nisan ayında yüzde 7,67 artarken, yıllık bazda yüzde 121,82 olarak gerçekleşti. Resmi rakamlar bu şekildeyken çarşı-pazar ve mutfakta bu açıklanan rakamların çok üstünde hissediliyor. ÜFE ile TÜFE arasındaki makas açıldıkça piyasalara yeni zam olarak yansımaya devam ediyor. 85 milyon yurttaşımız enflasyon altında eziliyor. Alım gücü o kadar düştü ki, asgari ücretli, emekli, işçi, memur bu yükün altından çıkamaz oldu. Ürünler o kadar pahalı olunca esnafında işleri kırıldı. Piyasalarda satılan hiçbir ürünün fiyat istikrarı kalmadı ve birkaç esnafı kontrol edince satış farklılıklarını da görmüş oluyoruz. Ekonomi yönetiminin panikle yaptığı hamleler vatandaşa pahalıya mal oluyor. Düşük faiz inadıyla önce döviz kuru patlatıldı, akabinde enflasyon artmaya başladı. Yetmemiş gibi ekonomiyi 1970 modele geri götürdüler. Geldiğimiz noktada iktidarın yapmış olduğu her ekonomi hamlesi elinde patlamasına neden oluyor. Peki bu deneme yanılma yöntemlerinin vatandaşa yansıması ise ekonomik çöküntü olarak karşımıza çıkıyor.
Erken seçime hep karşı birisiyimdir ancak ülkemizin düştüğü bu durumdan bizleri sandık çıkaracaktır. Demokrasinin olmazsa olmazı olan sandık tek çaredir ve 6 Kasım 2022 Pazar günü seçime gidilmesi için hazırlıklara başlanılmalıdır. Enflasyon rakamlarının düşeceği görünmüyor, çünkü bunun için ekonomi yönetiminin herhangi bir girişiminin olmadığını görüyoruz. 2021 Mayıs ayında 0,89 açıklanan orana bakarsak 2022 Mayıs ayında da bu orandan fazla açıklanacağa benziyor. Haziran-Temmuz aylarında yaz ayının etkisiyle sebze ve meyve fiyatlarında indirim olacağından rakamların bu seviyelerde kalacağını söyleyebiliriz. Ancak Ağustos ayının tamamlanması ve akabinde sonbahara girilmesiyle birlikte enflasyon rakamlarının tekrar yukarı yönlü seyrinin devam edebileceğini söyleyebiliriz.
Devletin tüm kademelerinde tasarruf yapılması gerekirken hiçbir tasarruf tedbirlerinin alınmadığını görüyoruz. Enflasyon rakamlarının yukarı yönlü çıkmasının en büyük sebepleri enerji ve akaryakıt maliyetleri olduğunu unutmayalım. Böyle bir zamanda tasarruf etmeyip, akaryakıtta uygulanan eşel-mobil sistemi devre dışı bırakıp akaryakıt fiyatlarının yükselmesini sadece Rusya-Ukrayna savaşına bağlamak bu insanlara hakaret olur. Acilen iktidarın akaryakıttan alınan ÖTV’yi kaldırması ve KDV oranını yüzde 18’den 8’e düşürmesi gerekmektedir. Eğer bu tedbirler alınırsa akaryakıtta yapılacak olan 6-7 liralık bir indirim piyasaları canlandıracaktır ve ekonomide iyileşme adımlarının atıldığını görmüş olacağız. Cumhurbaşkanının açıkladığı uygun konut kredisi adeta yangına körükle gidilmesine sebep olmuştur. Pahalı olan konut fiyatları biraz daha artacağa benziyor.