Prof. Dr. Sıtkı Göksu

Prof. Dr. Sıtkı Göksu

Naim Hoca Fıkraları

Gülün Oğlum Gülün:

 Naim Hoca bir gün vaaz ederken cemaatte sürekli olarak söyledikleri hakkında gülüşmeler olunca dayanamaz:

-"Gülün oğlum gülün, Berber Naim'den Hoca, sizden de cemaat olursa daha çok gülersiz."

 Hele Bir Cuma Geçsin:

 Naim Hocaya gelir bir adam. “Hocam" der.

 -"Benim babam Cuma günü öldü. Diyorlar ki Cuma günü ölene kabir azabı yoktur. Doğru mu?"

 Naim hoca doğru olduğunu, ölenin kabir azabı çekmeyeceğini söyler. Adam devam eder:

 -"Ama hocam, benim babam üçkâğıtçının tekiydi. Milleti dolandırıp dururdu. ahlaksızlığın hepsi vardı!"

Hoca şöyle der:

 -"Doğrudur! Cuma günü kabir azabı olmaz ama hele bir Cumartesi olsun, onun anasından emdiği sütü burnundan fitil fitil getirirler."

Saflar ve Defans:

 Naim Hoca, futbola ve Erzurumspor'a o kadar düşkündür ki, bazen camideki vazifesiyle stattaki vaziyetini şakacıktan birbirine karıştırırmış. Öyle ki maç sırasında: ''Safları sıkı tutun, uşaklar.'' der, camide de seyrek olan saflar için şaka yollu ''Defansı sıkı tutun ey cemaat'' diye şaka ile karışık ihtar edermiş.

 Ele Hoş Olur ki:

 Naim Hoca şehre gelen anlamlı olan tiyatro oyunlarına giderdi.  Temsilleri protokol bölümünde izlerdi. Gelen üst düzey yöneticilere;

 - “ Bah ben sizin temsilize geldim, siz de benim mekana gelin “ der onları Camiye davet ederdi.

-“ Hocam oyun nasıldı “ diye soranlara da

-“ Uşah ele hoş oliirkiii “ derdi.

Naim Hoca Farkı

Bir gün Ramazan ayında  Teravih namazı kıldırırken kadınların bulunduğu mahfilden gürültü gelir. Kadınlar ve çocukların bulunduğu bölüm, hocadan önce secdeye varır:

Naim Hoca uyarı yaparken şöyle der:

Mahfildeki garılar, ele tek tek yatıp galkmak yok. Bundan sonra bennen yatıp, bennen bereber galkacaksız! Naim Hocanın esprileri ve kendine özgü anlatımı, her kesim tarafından kabul görürdü.

1995 yılında Naim Hoca, Türkiye Milli Olimpiyat Komitesinin önerisiyle Litvanya’da ‘Fair Play’ ödülü alan ilk din adamı oldu.

Kuyumcu Dükkanını Soyanlara Bile Beddua Etmedi

Erzurum’da yüzlerce kuyumcu dükkanı vardır. Ama ne hikmetse hep Naim Hocanın dükkanı soyulurdu. Hatta o küçük dükkanının sekiz kez soyulduğu söylenir. Gazetede Naim Hocanın dükkanının soyulduğunu öğrenen bir ahbabı, ‘Geçmiş olsun’ ziyaretine gider. Bakar ki Naim Hocanın neşesi yerindedir:

– “Hocam, bu hırsızlara hiç beddua etmez misin?

– Hayır. Varisler üzülsün! Fazlası onlara kalacaktı. Allah rızkımı hep verdi, yine de verecektir.” diyor.

 1925’de dünyaya gelen Naim Hoca, 13 Ekim 1999 günü, 74 yaşında yaşama veda etti. ‘Erzurumlu Naim Hoca’ olarak Türkiye’de ‘unutulmayanlar’ listesine girdi, hoş bir sada bıraktı. Nur içinde yatsın. Naim Hoca, bu topraklarda yaşadı, derin bir iz bıraktı ve göçüp gitti. Erzurum, sadece Naim Hocayı değil Nasrettin Hoca’sını da kaybetmiş oldu.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof. Dr. Sıtkı Göksu Arşivi