Mustafa Özzorlar
Süperman Suriyeliler… Öcü Gaziantepliler... Gaziantep’te Filyasyon… Ve alınan pandemi kararları...
Türkiye’de korona virüs süreci, normalleşme sürecinde olsada Gaziantep’te korona virüs artarak devam ediyor. Sağlık Bakanı Sayın Fahrettin Koca’nın artık dilinden düşmeyen Gaziantep, gerek pozitif vaka oranıyla, gereksede vefatlarıyla Türkiye standartlarının çok üstünde seyrediyor. Günlük ortalama 2 bin test, 200 vaka ve 5 vefatın görüldüğü Gaziantep’te herkes tehdit altında yaşıyor. Nitekim bu kötü reklam nedeniyle, bayram sürecini fırsat bilerek şehir dışına tatile giden Gaziantepliler, her yerde öcü misali uzak durulan bir etikete sahip oldu. Haa birde Gaziantep’te korona virüs bu kadar yaygın iken Suriyelilerin vaka sayısının düşüklüğünden bahsediyorlar. Ve neymiş efendim Suriyelilerin bağışıklık sistemi kuvvetliymiş. Dünyada her yer bu illet ile uğraşırken, maske ve mesafe kurallarına uymayan Suriyeliler süperman oldu sanki! Belkide; Gaziantep’te korona virüs bulaş riskini arttıran en büyük kaynaklardan birisi de Suriyeliler… Ve nitekimde bildiğim kadarıyla Suriyelilere test yapılmıyor! Gaziantep’te yapılan testler, dün itibariyle 100 bini aşarken, Suriyelilere yapılan test sayısı ise sadece 2 bin olunca Suriyelilerin vaka sayısı da düşük çıkar, ölüm oranları da… Belkide Suriyelilere yapılmayan bu testler nedeniyle, hepsi hayalet taşıyıcı olarak aramızda dolaşarak bulaş riskini arttırıyorda olabilirler. Korona virüs sürecinde büyük önem taşıyan filyasyon, Gaziantep’te ne derece yapılıyor bilmiyorum ama doğru yapılmayan her uygulamanın neticesi, zarar olarak dönüyor. Türkiye’nin ekonomisine büyük katkı sağlayan Organize Sanayi Bölgesi’nin üretiminin önü kesilmesin diye yapılanları düşününce esnafa ve vatandaşa aynı kolaylık yapılmıyor. Mesela; İl Umumi Hıfzıssıhha Kurulu tarafından alınan kına ve nişan organizasyonun iptal kararı var. Burada, filyasyona ne kadar bakılmış, kaç kişinin bulaş sebebi düğün veya bu tür organizasyonlar olmuş hepsi muamma! Alınan bir karar var ve sonucunda yüzlerce kurum ve kişi mağdur. 1 Temmuz’da hizmet vermeye başlayan düğün salonları, aldıkları nişan, kına ve düğün organizasyon randevularını, nişan ve kına organizasyonlarının iptal kararıyla birlikte bir bir iptal etmek zorunda kaldılar. Alınan bu ani karar nedeniyle, salon işletmecileri iptal ettikleri tarihlere yeni müşteri bulamayınca ekonomik olarakta zarar gördüler. Düğünlerinde 2 saat ile sınırlandırılması nedeniyle düğünden de vazgeçmek isteyen düğün sahipleri, işletmecilerle tartışmak zorunda kalıyorlar. Bunun kuaförü, fotoğrafçısı, organizasyon şirketleri ve müzisyenlerini de varsayarsak, binlerce kişi, bu karar nedeniyle mağdur. ‘İnsan sağlığı her şeyden önemli’ düşüncesiyle alınacak her karar kimi mağdur ediyorsa etsin, alınması gerekir. Bunda hemfikiriz. Ama kişiye, kurumlara ve sektörlere göre değişen sistemde, sorgulanması gereken çok fazla şey oluyor. O açıdan hangi makam ve mevkide olunursa olunsun, yetkililer aldıkları kararların vebalini taşıdıklarını hatırlatmak isterim. Ülkenin hatta dünyanın yaşadığı şu zor şartlarda, işleri zorlaştırmaktan çok kolaylaştırmak ve herşeyden önemlisi empati yapmak gerek...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.