
Prof. Dr. Sıtkı Göksu
“Merak İlmin Hocasıdır”
Başarı merak olmadan gelmemektedir. Her zaman öğrenme için gayret sarf etmeliyiz. "Merak ilmin hocasıdır." Öğrenmede meraklı olmalıyız. Çünkü insanı en çok harekete geçiren meraktır. İnsandaki merak duygusu, insanı hem kendini hem çevresini öğrenmeye teşvik eder. Bu durum şahsı ilmi öğrenmeye ve çalıştığı konuda alim olmaya teşvik eder. Merakı olmayan birisinin alim olması zordur.
Hangi iş olursa olsun, işi ehline sormalıyız. Bir iş ehlinden sorulur; mahallinde, yerinde halledilir. Çünkü iyi bilinen bir gerçektir ki bir şeyden uzak olan, o şeye yakın olan kişi kadar onu göremez, ayrıntıları bilemez. Yanında olan daha iyi bilir. Eşyanın mahiyeti, içyüzü hakkında yakında olanın sözü daha çok geçerlidir.
“Birşey bütün elde edilmezse, bütün bütün elden kaçırılmaz” kuralına uygun hareket etmek gerekir. Hangi konu olursa olsun, insan kabiliyeti ve çalışması oranında istifade eder. Yani insan bir dersten 100 üzerinden 50 alsa da, 100 alsa da sınıfı geçiyor. Gönül ister ki o insan 100 alarak sınıfı geçsin. İnsan seçici bir tavırla en çok ilgisini çeken konuda yoğunlaşmalıdır. İnsan çok meşgul olduğu konuda derinleşir. Az meşgul olduğu konuda sathileşir, yüzeyselleşir.
Hangi konu anlatılırsa anlatılsın, insan bir öğretmenden tam istifade etmek için o konuyu bilmediğini, ihtiyacı olduğunu düşünürse istifade eder. İhtiyacını hissetmek çok önemlidir. Yoksa ben bu konuyu biliyorum diyerek hülyalara dalar ise o ders boşa geçer. Bilgiye ihtiyacın hissetmek ve merak etmek insanın kazanç sağlamasına yardımcı olur. İnsan her konunun alimi olmayabilir. Bilmediği en basit bir konuda bile onlara danışarak, diğer insanların yardımı ile yaşayabilir. Onlardan yararlanabilir. Diğer hayvanlar gibi bir postla yaşayamayacağına göre insan diğer insanların yardımına muhtaçtır. Sosyal hayatı diğer insanların yardımı ile devam edebilir. Bir ekmeği yemek için kaç ellere muhtaçtır ve ona mukabil o elleri manen öpmektedir. Ayrıca giydiği elbise ile kaç fabrikayla alakadar olduğunu düşününüz. İnsan yaratılış olarak medeniyeti ister. Sırf kendi menfaatini düşünen, insanlıktan çıkar, masum olmayan cani, katil bir hayvan olur.
Nasıl ki bir ekmeğin meydana gelmesi için; tarla, harman, değirmen, fırın vs gerekir. Öyle de, eşyaların tertibinde de hikmetli bir ilerisini düşünerek acelesiz iş görme vardır. Acele edip, hırs gösterme sebebiyle, acelesiz iş görme ile hareket edilmediği için, o tertipli, düzenli eşyadaki basamaklara uymaz. Yani kainattaki sebeplere tam uygun hareket etmez. O zaman sonuçlarına katlanır.
İnsan maalesef bazen gafil olup sanki binlerce sene ömrü var gibi, lüzumlu bilgiler yerine, en lüzumsuz bilgilerle vakit öldürebilmektedir. Doğru olan lüzumsuz, malayani, boş, faydasız bilgilerle vakit geçirmemektir. Biz peygamberimizin dediği gibi "Faydasız ilimden Allah'a sığınırım." deriz. Faydalı ilimler, bilgiler ile uğraşmaya gayret ederiz.
Başarılı insanlar iki kanatlı kuş gibi olmalıdır. Maddiyatla aşırı meşgul olan maneviyatta sathileşir, yüzeysel kalır. Bu yüzden insan maddi ilimler kadar manevi ilimlerde de ilerlemelidir ki iki kanatlı kuş olsun. "Nefsini ıslah etmeyen başkasını ıslah edemez." Önce kendimizi terbiye ve ıslah etmeliyiz. Tavır ve davranışlarımızın dili karşımızdaki insanlara dilimizden, lisanımızdan daha çok şey anlatır. Bu dili, hatta küçük çocuklar bile anlar. Kendilerini seven insanlara koşar, kendilerine kötü davranan insanlardan kaçarlar. Bu gerçeğe dayanarak dilden ziyade davranışlarımızla ve karşımızdakinin gönlüne hitap ederek çalışmalıyız, meramımızı anlatmalıyız.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.