Prof. Dr. Sıtkı Göksu
Caize
Şair Ebu Dellame ile Halife Mehdi arasında şöyle bir vakıa geçmiştir:
Ebu Dellame, Abbasi hükümdarlarına bir kaside takdim eder. Halife kasideyi pek beğenir:
- Sana bu kasiden için ne caize vereyim?
(Caize: Hediye, armağan, bahşiş. Edebiyatta: Eskiden takdim olunan medhiyeli bir şiire veya bir sanat eserine karşılık olarak verilen eşya, para veya benzeri armağan.)
- Efendimiz bendeniz bir av köpeği isterim.
- Bu kadar güzel bir kasidenin caizesi bir av köpeği olur mu?
- Efendim kulunuz böyle istiyor.
Halife Mehdi işe şaşar, ama şairi de kırmak istemez:
- Peki, istediğin gibi sana bir av köpeği versinler.
- Fakat Efendim bendeniz ava ne ile gideceğim?
- Hakkın var bir de at versinler.
- Ata nasıl bineceğim?
- Doğru, güzel bir eğer takımı da versinler.
- Efendimiz ata kim bakacak?
- Haklısın, bir de köle versinler.
- Ama Efendim ben atı nerede barındıracağım?
- Bir de ahır versinler.
- Köleyi nerede yatırayım?
- Bir ev versinler.
- Bu kadar halkı ne ile doyuracağım?
- Bin altın da haçlık versinler.
- Efendim.
Halife Mehdi şairin sözünü kesmiş:
Eğer masrafı idare etmeye bir kethüda, hesapları tutmaya bir katip istersen köpeği geri alırım ha!..
Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olmak
Dimyat, Mısır’da Süveyş Kanalı ağzında ve Portsait yakınlarında bir iskeledir. Eskiden Mısır’ın meşhur pirinçleri, ince hasırdan örülmüş torbalar içinde buradan Türkiye’ye gelirmiş.
Dimyat’a pirinç almaya giden bir Türk tüccarının bindiği gemi Akdeniz’de korsanları tarafından soyulmuş ve adamcağızın bütün altınlarını almışlar.
Binbir müşkülât içinde İstanbul’a dönen pirinç tüccarı o yıl iflas etmiş. İstanbul’dan kalkmış memleketi olan Karaman’a gitmiş. O sene tarlasından kalkan buğdayları da bulgur tüccarlarına sattığından, kendi ev halkı kışın bulgursuz kalmışlar.
Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olmak sözünün aslı buradan kalmıştır.
“Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olmak” deyimi, daha çok kazanayım derken, elde avuçta ne varsa hepsini harcayıp, tüketenleri tarif için kullanılır. (Deyimler ve Öyküleri. İkinci Kitap, Selim Gündüzalp, Zafer Yayınları, 2. Baskı, Eylül 2003, İstanbul)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.