Kenan Yücel
Arap İsmail ve camianın çocukları.!
Ne Löw, ne Jesus, ne Perreria, ne Cocu son dönemde 10 maçta 9 galibiyet, tek beraberliğini de 10 kişi kalmasına rağmen Trabzonspor'dan alan İsmail Kartal yani Ali Koç'un kerhen göreve getirdiği camianın çocuğu Arap İsmail Fenerbahçe'de tüm denklemleri bozdu.
Kadıköy'de Galatasaray galibiyeti sonrası 50 bin kişinin hep bir ağızdan koro halinde " Fenerbahçe'nin çocuğu Arap İsmail " tezahüratları sonrası elini kalbine götürerek ağladı ve o sahneyi izleyenler tv başında, stadda gözleri doldu.
Fenerbahçe ve Arap İsmail onların sorunu, devam eder, etmez, Löw, Jesus gelir, gelmez Koç'un kararı.
Benim gelmek istediğim nokta ;
Bu İsmail Kartal Konya, Ç. Rize, Ankaragücü, Erzurum, Eskişehir dahil bir çok takımı çalıştırdı. Gaziantepspor'da ise hem oynadı, hem çalıştı.
Bu takımlar veya bizim için bırakın ağlamayı, duygulandı mı ?
Veya Galatasaray, Beşiktaş, Fenerbahçe, Trabzonspor gibi camialarda top oynayıp, sonra lejyoner, misyoner gibi Anadolu'ya dağılıp görev yapan Bülent Korkmaz, Okan Buruk, Sergen Yalçın, Bülent Uygun, Samet Aybaba, Yılmaz Vural kısaca liste uzun bunlar çalıştırdığı takımlarda hangi aidiyet duygusu ile çalıştılar.
Bu takımlarda görev alırken, kendi camialarından en ufak bir ışık görseler bırakın uçağı, otobüsü, otomobili koşarak gitmezler mi ?
Onun için camia olmak, camianın çocuğu olmak önemli ?
Ama camia kolay olunmuyor ?
O takımda forma giymek...!
O takımda ter, kan, gözyaşı dökmek...!
O takımla üzülmek, sevinmek, eşini, çocuğunu, aileni, cenazeni, düğününü, çocunun okulunu, diplomasını, mezuniyetini ertelemek...!
O takımla, taraftarla, başkanla, yönetimle şehirle , üzülmek, sevinmek kısaca bütünleşmek...!
Peki onlar Arap İsmail'e, Sergen'e, Okan'a, Bülent'e ve diğerlerine sahip çıkarken...!
Ya bizim camianın çocukları....!
Bu şehrin takımı Kırmızı ve Siyahına, Formasına, Armasına sahip çıkan, o takımla forma giyen, şampiyonlukla olağanüstü sevinen, küme düşünce birlikte üzülen, futbolcu olarak savaşan, teknik adam olarak hizmet veren camianın çocukları nerelerde ?
Sahi bu şehir ve takım Sakıp Özberk'i, Hüseyin Kalpar'ı, Nurullah Sağlam'ı, Mehmet Şahan'ı, İsmet Savcılıoğlu'nu Bünyamin Süral'ı, Ali Güneş'i, Faik Demir'i, Fatih Yılmaz'ı, Ömer Akyılmaz'ı, Seçkin Göksel'i Mehmet Polat'ı, Alper Akıcı'yı, Kemal Aslan'ı ve diğerlerini yaratmadı mı ?
Kırmızı - Siyah ve Gaziantepspor sayesinde şana, şöhrete, itibara, maddi ve manevi güce hak ederek tırnakları ile kaza kaza gelmediler mi ?
Bu takım kendi camiasının çocukları Sakıp Özberk, Hüseyin Kalpar, Nurullah Sağlam, İsmet Savcılıoğlu ile üst yapılarda Türkiye liglerinde ve Avrupa kupalarında tarih yazmadılar mı ?
Diğer hocalar otobüs koltuklarında 20 saatlik yolculuklar ile İbrahim Toraman, Şahintürk, ve onlarca futbolcuları bulup getirmediler mi ?
Alt yapılarda, piramit yapılarda tarih yazmadılar mı ?
Şimdi asgari 30, 40 yıl emek verdikleri bu şehrin ve camianın çocuklarına sekiz yardımcılı ve basın danışmanlı Erol Bulut'un % 1'nin değerini veriyoruz mu ?
Bırakın onları hatırlayan, isimlerini bilen var mı ?
Sürekli başkan, yönetim, teknik adam değiştiriyoruz, futbolcu öğütüyoruz, sadece bu yıl şu anda 15. Sırada olan ve sadece kümede kalan takıma harcadığımız para 15 milyon euro, geri dönüşümü sadece sıfır.
Bizim Gaziantepspor, Büyükşehir Belediyespor, Gaskispor ve Paf takımları ile tarih yazan teknik adamlarımız, futbolcularımız şimdi bırakın görev verilmeyi, ağlamayı, ağlatmayı stadın, tesisin, kulübün önünden geçirilmiyor.
İnanılmaz bilgi, tecrübe birikimlerini bu şehrin takımları yerine, kimi evinde, bağında, Tüfad ve benzeri lokallerde yıl, ay, hafta, gün, saat te boşu boşuna tüketiyorlar.
Sahiden coğrafya kader...!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.