Memleket sevdalısı TAHAP
Kısa adı TAHAP olan Tarım Hayvancılık ve Arıcılık Federasyonu, siyasetçilerin yaptığı açıklamara sert cevap verdiler. Tarım Hayvancılık ve Arıcılık Federasyonu tarafından yapılan açıklamada, federasyonun memleket sevdalısı isimlerden oluştuğunu dile getirdiler.
Tarım Hayvancılık ve Arıcılık Federasyonu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçtaroğlu ve bazı milletvekillerinin açıklamalarına cevap vererek, “Kısa adı TAHAP olan Tarım Hayvancılık ve Arıcılık Federasyonu olarak kuruluşumuzun hikayesi şu şekildedir; Biz bir grup insan ile dertlerimizi anlatmak ve sektörün sorunlarını ortaya koymak için yola çıktık, ilk başta sosyal medyada platform olarak kurulan bu oluşum, tarımın bütün bileşenlerinde üretim yapan vatandaşlarımızın, bizlerden onların sesi sözü ve nefesi olmamız şeklindeki büyük ısrarı üzerine bu günkü profesyonel ve kurumsal yapıya geçmemiz ihtiyacını doğurdu . Bizlere üreticilerimiz tarafından yüklenen bu önemli misyonu şuur edinerek, tarımın tüm bileşenlerindeki insanların sesi olmak için hızlı bir şekilde örgütlenerek 2 yıl gibi kısa bir zaman zarfında, 81 ilde, 256 ilçe ve beldede 4 farklı tüzükle 1087 dernek kurduk ve bu dernekleri Federasyonumuza bağlayarak bu gün siyasetin bile gündemine oturan TAHAP oluşumunu kurduk.
TAHAP bir gönül hareketidir. Memleket sevdalısı insanların yönettiği, hiçbir yöneticisinin maaş almadığı ve yaptıkları tüm giderleri ceplerinden karşıladığı imece ve yardımlaşma usulünü misyom edinmiş üretim ve millet sevdası milli tarım davasıdır.
Bilindiği üzere ülkemizde, tüm dünyada da olduğu gibi bir takım lobiler ve gruplar, piyasayı, tarımı ve tarımın tüm bileşenlerini hatta ülkenin siyasi gündemini kontrol altına almak amacı ile lobicilik faaliyetleri göstermektedir. Bu amaca hizmet eden bu gruplar ülkemizde de yıllardır faaliyet göstermekte olup, ülke tarımını ve tarım politikalarını kendi rant ve çıkarları doğrultusunda şekillendirmek için kendilerine bazı çıkar ve rant ortakları edinerek hedeflerine ulaşmak için her türlü faaliyeti kendilerine mübah görmektedir. Bu günlerde Federasyonumuzun suçlamalara maruz kalmasının tek sebebi TAHAP'ın bu grupların lobi faaliyetlerine engel olarak, ülke tarımında üretim, istihdam, üretimde kardeşlik, milli birlik ve beraberliğe katkı sağlayarak üreten Türkiye'nin üreten sesi olmasıdır.
Maalesef dün, ülkemizin başta ana mualefet partisi Genel Başkanı sayın Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere farklı siyasi partilere mensup bağzı milletvekillerinin yaptıkları açıklamalar ve söylemlerle TAHAP'a yönelik yaptıkları suçlamalar onlarında, bahsettiğimiz lobiler ve gruplar tarafından yanlış yönlendirildiğini ortaya koymaktadır. Ana muhalefet partisi liderinin ve TAHAP hakkında açıklama yapan farklı siyasi partilerdeki millet vekillerine, bahsettikleri aslı astarı olamayan, hiç bir kanıta ve gerçeğe dayanmayan mesnetsiz açıklamaları yaptıran STK' lar bu lobilerin ortaklığını, uşaklığını ve maşalığını yapanlardır. TAHAP hakkında bu iftirayı atanlar maalesef bu lobilerin ve rant gruplarının uşaklığını yapan bu STK'lar tarından yanlış yönlendirilmiş ve kandırılmıştır.
Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ve farklı siyasi parti mensubu olan milletvekilleri, bu açıklamaları yapmadan önce bizlerden hiç bir şekilde görüş ve bilgi talep etmeden bu açıklamaları yapması bizleri, on binlerce ÜRETEN YÜREĞİ ve TAHAP'a gönül vermiş yüz binlerce millet sevdalısı insanı fazlasıyla üzmüştür. Oysa TAHAP ülkemizde bilinen ve faaliyet gösteren tüm tarımsal STK'lar dan farklı olarak sınırsız şeffaflığı ilke edinmiş, gerçeklerin savunuculuğunu yapan yaptığı her faaliyeti resmi olarak gerçekleştiren ve uyeeri olan ÜRETEN YİREKLERE verdiği her hizmeti imzalı, resmi tutanaklar ile tescilleyen bir STK'dır. TAHAP elindeki bilgi ve belgeleri, hiç kimseden saklamaz talep eden tüm muhattaplara eksiz bir şekilde bilgi akışını sağlayarak paylaşır. Bugünlerde savunuculuğunu yaptıkları STK devletten aldıkları hizmetin kimlere verildiğini hiç bir şekilde ne kanıtlayabilir nede paylaşabilir.
Sayın Kılıçdaroğlu'unun grup toplantısında ismini zikrettiği Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği Başkanı ve il başkanları, yıllardır ne arıcının ne tarımın ne hayvancının ne de gerçek balın temsilcisi olmadığı her türlü kanıt delil ve belge ile tescillidir. Bahsi geçen STK'nın yaptıkları uzlsulsuzlukler ve yanlışlar tüm arıcılar tarafından ve devletimiz kamu kurumları tarafından bilinmektedir. Bu STK'lar yıllardır arıcının sorunlarını çözmek ve dile getirmek yerine kendi çıkar ve rantlarını korumaya çalıştıkları için, devletimiz tarafından yaptıkları usulsüzlüklerin tespit edilmesi üzerine, yetkileri elinden alınmış ve haklarında Tarım Bakanlığı Teftiş Kurulu tarafından devam eden soruşturma vardır. Bu birlikler devletimizin kendilerine verdikleri yetkilerin tamamını kötüye kullanmışlardır. Hali hazırda arıcılarda bu durumun farkında olup bu birliklerden akın akın istifa ederek arıcının ve tarımın gerçek temsilcisi olan TAHAP'a üye kaydı yaptırmaktadır.
Yaklaşık bir haftadır ülkemiz gündemindeki şeker konusuna gelecek olursak;
Devletimizin yanlı davranarak sadece TAHAP'a destek olduğu söyleniyor. Bu söylem tamamen yanlıştır ve hem devletimize hemde TAHAP'a iftiradır. Devletimizin kurumu olan Türk Şeker'in kayıtlarına bakıldığında birliklerin yıllardır, devletimizden şeker aldığı ortadadır. Fakat birlikler arıcılara vermek amacı ile devletimizden sübvanse olarak temin ettikleri bu şekeri yıllardır, bir kısmını arıcılara bir kısmını ise, haksızca ve kanunsuzca pisadaki esnaflara, toptancılara ve rantçılara sattığı kanıtlıdır. Bu bilgi ve belgeler hem Türk Şeker'de hemde Tarım Bakanlığımızda mevcuttur.
TAHAP' a kovan başı 36 kilo şeker verildiği bilgisi tamamen yanlıştır. TAHAP'ın 1501 üyesi olduğu da yalandır ve birliklerin 50.0000 üyesi falanda yoktur. Bu bilgilerin tamamı yanlıştır. Devletimiz arıcılara dağda ve sahada kendilerini güvende hissetmeleri için taşıma silah alabilme ruhsatı hakkı tanımıştır. Birlikler bu durumda ranta çevirmiş ve yıllardır, arıcı olmayan ve silah ruhsatı almak isteyenlere bedel karşılığı silah ruhsatı alabilmeleri için üye olarak kaydetmiş, hem devletimizi gerçek arıcı sayısına ulaşabilme konusunda yanıltarak suç işlemiş hemde orantısız silahlanmaya sebep olarak ikinci suçu işlemiştir. Aynı şekilde birlikler, vefaat edenleri bile üyelikten düşmemiştir, Ziraat Bankası arıcılara neredeyse faiz oranı yok denecek kadar az oranda kredi imkanı tanımaktadır. Birlikler bu durumu da kötü amaçla kullanmış, arıcı olmayanları üye gibi kaydetmişler bu insanlara kovan plakası satmışlar ve kredi çekmelerini sağlamışlardır. Bunu yaparak, yine gerçek arıcı sayısı konusunsa devletimizi yanıltmış hemde devletin kaynaklarında israfa sebebiyet vermiştir. Birlikler yine aynı şekilde kendisinden istifa eden ve bize kayıt olan arıcıların üyeliklerini sistemlerinden düşmemişlerdir, bunları yapan bu birlik 50.000 üyesi olduğunu söylemektedir, bu tamamen yanlıştır. TAHAP'ın 1501 üyesi değil 1087 derneği vardır dernek kurmak için 16 kurucu üyeye ihtiyaç vardır. Basit bir matematik ile TAHAP'ın sadece yönetici kadrosu 17.392 dir. Bizim hakkımda olumsuz konuşan siyasetçilerin komik bir şekilde yanıltıldığının en büyük kanıtı budur. TAHAP'ın 47,392 üyesinin toplam 3,347.296 arı kolonisi vardır. Verilen şeker miktarı koloni miktarına bölündüğünde uyelerimize kovan başı 36 kg değil 0,09 kr şeker verildiği ortaya çıkıyor yani hakkimizda kovan başı 36 kg şeker aldılar ifadesi çok saçma ve mantıksız bir ifadedir. Sadece üyelerimize şeker verdiğimiz söyleniyor, evet bu ifade doğrudur herkesin bildiği üzere STK'lar üyelerine hizmet verir. Bizim devletimizden üyelerimize vermek için aldığımız bu ucuz şeker hizmetini başka STK'lar gibi üyemiz dışına yani üreticilerimiz dışına vermemiz bi haksızlık değil aksine olması gerekendir. Bizden arıcılar birliği üyeleri de şeker talebinde bulunuyor sebebi, birlikler şekerin tamamını arıcılara vermiyor yandaşı olan arıcılara veriyor ve kalan şekeri satıyor. Bizde bizden şeker talebinde bulunan birlik üyelerine, onlara şeker verbilmemiz için bize üye olmalarını söylüyoruz ve aynı hizmet iki defa haksızca elde edilemesin diye bizden şeker istiyorlarsa bize üye olmak istiyorlarsa birlikten istifa etmeleri gerektiğini söylüyoruz. Bunu söylememizdeki amaç kamu kaynaklarının verimli kullanılması ve devletimiz tarafından arıcıya verilen ucuz sübvanse şekerin doğru bir şekilde dağıtılması içindir.
Arıların açlıktan öldüğü söylenmektedir, evet bu ifade doğrudur lakin ifade de yanlış olan bir şey var, arıların ölmesinin sebebi Tarım Bakanlığı ve Türk Şeker'in arıcılara şeker vermemesi değildir arıcılara güz beslemesi için şeker verilmiştir. Bu arıların ölmesinin tek sebebi Arıcılar birliği ve Bal üreticileri birliğinin kış öncesi aldıkları şekerin büyük bir çoğunu arıcılara vermek yerine piyasaya satmasıdır. Bu birliklerin rant ve para sevdası yüzünden bu günlerde arılar açlık sorunu ile baş başa kalmış ve on binlerce arı kolonisi yok olmuştur.
Son olarak ülkemizde sahte balın olduğu ve bununla mücadele edilmediği öne sürülmektedir. Bakın sayın arkadaşlar dünyanın her yerinde iyiler ve kötüler iyi niyetli insanlar ve kötü niyetli insanlar vardır. Devletin amacı kötü niyetli insanların millete zarar vermesini engellemektir. Bizim devletimiz ve Tarım Bakanlığı bu görevi laiki ile yerine getirmektedir. Evet dünyanın her ülkesinde olduğu gibi bizim ülkemizde de sahte bal üretenler vardır. Lakin devletimiz bunlarlada mücadele etmektedir. STK'ların ise görevi millet ile devlet arasında köprü vazifesi görmektir. Devlet STK'lara ve meslek odalarına sahadan mesleki sıkıntıları tespit edip bildirme misyonunu yükler, meslekler için kendilerine gelen mevzuat ve kanun değişikliklerinde STK'lardan görüş talep eder ve ona göre mevzuat düzenler. Yani mesleki mezuatlar oluşturulurken STK'lar ortaya çıkacak sonuçların bir nevi sorumlusudur.
Ben 29 Aralık 2005 tarihinde Arı Yetiştiricileri Birliğinin Genel Başkanlığına seçildim, ve Cumhuriyet tarihinde ilk defa benim başkanlık dönemimde arı ve arıcıya bizim taleplerimiz ile AK Parti milletvekillerinin katkıları ile destekleler verilerek arıcılık mesleği ve arıcı tanınmış oldu. Yine bizim talebimiz ile 15 Aralık 2007 tarihinde bal aromalı şurup yasaklandı böylelikle sahte balın önüne geçilmiş oldu. Bu ülkede sahte bala NBŞ ye hayır diyen ilk insan benim. Fakat ben milli tarım, sağlıklı gıda üretim dediğim için sahte bala ve nişasta bazlı şekere hayır dediğim için bahsettiğimiz lobi ve gruplar tarafından ve FETÖ terör örgütü tarafından kumpas kurularak arıcılar birliği başkanlığı koltuğumdan edildim. Bu gün arıcılar birliği yönetimi ve ekibi sessiz kalmış ve Şubat 2008 de bal aromalı şurup tekrardan serbest bırakıldı. Bu gün sahte bal diyen bu STK ozaman neden bal aromalı şurubun serbest bırakılmasına, ülkeye bal tozu getirilmesine, balda yapay fruktoz olan hindi bağı fruktozunun kullanılmasına sessiz kaldı hatta olumlu görüş bildirerek hem devletimizi hemde kamuoyunu yanlış yönlendirdi, neden sahteciliğin önünün açılmasına sebep oldu?
Hakkımda 41 dava açıldı, FETÖ savcıları ve hakimleri tarafından 14 yıl yargılandım, fakat gerçek adalet tecelli etti ve 17-25 Aralık sürecinden sonra yargıdaki paralelin temizlenmesi ile bu davaların tamamından hiç bir şekilde hüküm giymeden beraat ettim, sahaya arıcının içine milletimizin ve üreticimizin önüne alnım ak bir şekilde çıktım. Beni yargılayan tüm hukukçular hakimler ve savcıların nerede olduğunu açıklamak devletin görevidir, bana o dönemde yapılan kumpasın gereğini yapmak Tarım Bakanlığı'nın görevidir.
Biz sahaya çıktığımızda yine o dönem olduğu gibi arıcıya hiç bir STK sahip çıkmamış ve sorunları devletimize doğru bir şekilde iletilmemiş hatta kamuoyunu bu birlikler tarafından yanlış yönlendirilmişti. Biz tekrardan arıcının ve Türk tarımcısının sesi ve sözü olmak için sahaya indik arıcı yanlızdı, Onursal başkanımız ile birlikte Muğla Fesleğen de arıcılarımızın çadırına gittik ve onları, dertlerini dinledik. Bizim girişimlerimiz ile 14 yıl sonra ilk defa bir millet vekili arıcının çadırına girdi ve onları dinledi. Biz üreten yürekler, tüketen yürekler ve yöneten yürekler ile tarımda kızıl elmaya yürüyeceğiz slogona ile, milli tarımın ve milli tarım politikalarının destekçisi olduğumuzu beyan ediyoruz. Biz 14 yıldır tarım ve gıda bu ülkede milli güvenlik meselesi ilan edilmelidir diyoruz.
Vekilimize bal aromalı şurubun yasaklanması gerektiğini söyledik 20 Nisan 2020 tarihinde yine bizim girişimlerimiz ile CUMHURBAŞKANIMIZ tarafından yasaklandı. Bir baktık balda hile dev ediyor çünkü sahte balım cezası yani yaptırımları çok zayıf, devletimizden sahteciliğe karşı ağır yaptırım içeren bir yasa çıkarılmasını talep ettik yine Onursal Başkanımızın da yoğun çalışmaları üzerine 16 Nisan 2021 tarihinde Cumhurbaşkanımızın imzası ile Gıda Yasası çıkartılarak balda sahteciliğin tamamen önüne geçilmiş oldu. Peki soruyorum bu STK lara bu 14 yıllık süre içinde neden bunları yapmadılar? Neden sağlıklı gıda için uğraşmadılar? ve neden balda sahteciliğin önüne geçebilmek için bizim bu yaptığımız girişimleri yapıp devletimize doğru bilgi vermediler? Bu konularda takdir milletimizin ve kamuoyunundur. Kimlerin ne amaçla ve kimlere hizmet ettiği ortadadır.
Sözlerime devam ederken başta "üretin dağlar kadar arkanızda biz varız" diyen Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip ERDOĞAN'a federasyon olarak bağlı olduğumuz ve desteklerini bizden milletten asla esirgemeyen, İçişleri Bakan'ımız sayın Süleyman SOYLU beyefendiye, Tarım Bakan'ımız Sayın Bekir PAKDEMİRLİ'ye, devletimizin göz bebeği Türk Şeker Genel Müdürü sayın Mücahit ALKAN'a, her daim millete hizmet eden ve piyasa regülasyonu için canla başla çalışan TÜRK Şeker Tarım Genel Müdür sayın Muhammet GÜMÜŞSOY'a başta üreticilerimiz üreten yürekler ve TAHAP ailesi olmak üzere tarımın bütün üreticileri adına şükranlarımı sunuyorum. Siz basın mensuplarımızı TAHAP ailesinin ve tarımın sesi olduğu için tebrik ediyorum” dediler.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.