Tıp Doktorluğu Nedir? Hakkında Her Şey

Tıp Doktorluğu Nedir? Hakkında Her Şey

Hepimizin en büyük hayali, anne ve babamızın istediği gibi bir evlat olmak ve onların gönüllerinde yatan mesleklere sahip olabilmek. Tıp doktorluğu da birçok ebeveynin istediği ve beğendiği mesleklerden. Türkiye’deki eğitim sisteminden dolayı tabiri caizse yarış atı gibi koşturulan çocuklar, ortaokulda ve lisede zorlu yarışları geçtikten sonra belli bir puan elde ederek üniversitelerin tıp fakültelerine yerleşebilmekteler. Süreç burada anlatıldığı gibi basit değil elbette. Bir sürü sınav, yazılı ve sözlülerden geçiliyor. Soru bankaları bitiriliyor, doğru ve yanlışlar belirlenerek eksikler analiz ediliyor ve sonrasında da büyük sınava hazır hale geliniyor. Zorlu yarıştan çıktıktan sonra yerleştirme sonuçlarına göre tıp fakültesi kazanan öğrencilerin esas imtihanı, fakülteye başladıktan sonra oluyor.

Tıp Fakültesi Kaç Yıl? Mezun Olduktan Sonra Ne Doktoru Olunuyor?

Türkiye’de tıp okumak, eğer İngilizce hazırlık sınıfı bulunmuyorsa 6 yıldır. Yabancı dil hazırlık sınıfı varsa süre 7 yıla çıkmaktadır. Tıp fakültesi sayısal meslekler arasında yer almaktadır. Birinci sınıfta tıpta öğrenilmesi gereken en basit dersler verilir. Yani basit dediğime bakmayın. Yeni başlayan öğrencilere göre elbette alışma sürecinde zorluklar yaşanmakta. İkinci sınıf, aslında tıp fakültesinin teorik bilgiler olarak en yoğun sınıfıdır diyebiliriz. Tüm hastalıkların fizyolojisini öğrenirsiniz. ‘Vücutta ne gibi değişiklikler oluyor da sonucunda bu hastalıklar görülüyor?’ daha çok bu soruya cevap ararsınız. Üçüncü sınıfta hastalıklarla ilgili ilaç bilgilerini yoğun bir şekilde almaya başlarsınız. Dördüncü sınıfta artık stajyer doktor olmanın gururuyla, beyaz önlüklerinizle hastane koridorlarında dolaşırsınız. Hocalarla hasta vizitleri yapılır ve poliklinikte asistanların yaptıkları muayeneleri izlersiniz. Stajyer doktor olduktan sonra, ilk üç sene girdiğiniz komite sınav sistemi değişir. Dördüncü ve beşinci sınıfta stajyer doktor olduğunuz için artık hastayla direkt muhattap olursunuz ve sınavlarınız da hocalarla karşılıklı sözlü şeklinde gerçekleşir. Altıncı sınıfa sağ salim geldiyseniz sınav derdinden kurtulmuşsunuz demektir. Fakat bu son senenin asıl ağırlığını tutulan uzun nöbetler oluşturur. Hastayla temasınız iyice ilerlemiştir ve bazen, iyi bir intern (tıp fakültesi son sınıf öğrencisi) doktorsanız, asistanlar size hasta bile emanet edebilir. Süreci tamamlayıp mezuniyet gününe kadar ulaşabildiyseniz sizden mutlusu yoktur. Artık pratisyen hekim unvanını almış bulunuyorsunuz. Mezuniyetten yaklaşık 2 ay sonra yapılan Tıpta Uzmanlık Sınavı’na (TUS) girerek uzman doktor olabilmek için ter dökmeye başlarsınız. Sınava hazırlık süreci de öyle kolay değildir. Bir rivayete göre dünyanın en zor ikinci sınavı. Eğer devlet atamaları sonucunda mecburi hizmetinizi başarıyla tamamladıysanız ve TUS’ta istediğiniz puanı aldıysanız, yerleştirildiğiniz hastanede asistanlık görevinize başlayabilirsiniz. Asistanlık süresi temel, cerrahi ve dahili bilimlerde farklılık göstermektedir. Cerrahi asistanlık eğitimi genelde 5 yılken, temel bilimlerde 3 yıldır. Şimdi sizlere tıp alanında yer alan branşlardan bahsedelim;

Temel Tıp Bilimleri

Tıp doktoru unvanını elde edip TUS sonucunda temel bilimlerden bir bölüme yerleştiyseniz, ortalama 3 yıl sonra (bazen 4 yıl olabilmekte) asistanlık eğitiminizi tamamlayıp Anatomi, Biyokimya, Mikrobiyoloji, Patoloji, Farmakoloji, Histoloji-Embriyoloji, Fizyoloji, Tıbbi Biyoloji, Tıbbi Etik, Biyofizik, Biyoistatistik, Tıp Eğitimi-Bilişimi alanlarında uzman doktor unvanı elde ediyorsunuz. Eğer bir üniversite hastanesinde ders vermek için görev alırsanız unvanınız yardımcı doçent doktora dönüşüyor. Kıdemlendikçe ve sınavlarını verdikçe doçent doktor ve daha sonrasında ise profesör doktor oluyorsunuz.

Temel bilimlerde uzmanlığınızı tamamladıysanız, hasta görmediğiniz için diğer cerrahi ve dahili bilimlere göre yoğunluğunuz daha az olmaktadır. Ancak hastalığın temelinin araştırıldığı bilim dalları olduğu için etken doğru tespit edilmezse, teşhis ve tedavi basamakları da tamamen yanlış ilerleyecek, hasta daha da kötüleşecektir. Bu bakımdan kritik noktada bulunuyorsunuz.

 

Dahili Tıp Bilimleri

Dahili tıp bilimlerinde tıp doktoru görevinde bulunmak hem çok eğlenceli hem de çok yorucudur. Hastayla direkt temas halinde olan dahili tıp branş hekimleri, bazen yoğunluğa dayanamayarak isyan etme noktasına kadar gelmektedir. Ancak işini severek yapan doktorlar, elbette bu yoğunluğa da bir şekilde katlanacaktır. Şimdi sizlere dahili tıp bilimlerinin anabilim dalları hakkında bilgi vermek istiyoruz;

Dahiliye; dahili tıp bilimlerinin tabiri caizse babasıdır. İç hastalıkları olarak da geçer. Vücudun temel işleyiş mekanizmalarında bir bozukluk olduğu zaman genelde olay kronik döneme gelmeden önce teşhis konulmakta ve dahiliye uzmanları tarafından tedavilere başlanmaktadır. Diyabet, hipertansiyon, karaciğer hastalıkları, mide rahatsızlıkları gibi iç organlardan kaynaklanan durumlarda dahiliyeciler olaya hemen müdahale edebilirler.

Acil Tıp; en zor ve yorucu bölümlerden biridir. Yaklaşık 24 saat nöbetleri olmakta ve asistanlık süreci boyunca hastane yoğunluğuna göre değişmekle birlikte nöbet sayısı ayda 10’a kadar çıkmaktadır. Acil tıp hekimi olmayı düşünüyorsanız acilin yoğunluğuna ayak uydurmayı göze almanız gerekir.

Adli Tıp; genelde hastaların vefatında şüpheli bir durum varsa devreye girerler. Otopsi durumlarıyla ilgilenirler ve genelde adli vakalarla uğraşırlar.

Aile Hekimliği; son zamanlarda uzmanlık gerektiren alanların arasında yer almıştır. Eskiden pratisyen hekimler TUS’a girmeden aile hekimi olabiliyordu. Fakat şimdi aile hekimi olabilmek için de TUS’a girip uzmanlığa başlamak gerekiyor.

Çocuk Sağlığı Ve Hastalıkları; pediatri olarak da adlandırılır. 0-18 yaş grubunun her hastalığıyla ilgilenirler. Uğraş alanı çocuklar olduğu için son derece eğlenceli ve zevkli bölümlerdendir.

Çocuk Ve Ergen Ruh Sağlığı Ve Hastalıkları; psikiyatrinin çocuk ve ergen vakalarına bakan dalı gibi düşünebiliriz. Vücudumuz fiziksel olarak hastalandığı gibi beynimizde birtakım hormonların eksilmesiyle de ruhsal olarak hastalanırız. Genelde halk arasında deli doktoru olarak adlandırılırlar.

Deri Ve Zührevi Hastalıkları; sıklıkla Cildiye olarak adlandırılan bilim dalı, son zamanlarda TUS derecelerini kendine çekiyor. Bunun sebebi ise diğer bölümlere göre nispeten daha rahat olması, nöbet vs. gibi durumların olmaması…

Enfeksiyon Hastalıkları Ve Klinik Mikrobiyoloji; bakteri, virüs, mantar gibi mikroorganizmaların sebep olduğu hastalıkların etkenlerinin ne olduğunu araştıran ve tedavisini veren bölümdür.

Fizik Tedavi Ve Rehabilitasyon; genellikle eklem ve kemik ağrıları konusunda problem yaşayan hastaların sıklıkla başvurduğu bölümler arasındadır. Sıcak ya da soğuk dalga terapileri ile hastanın kas, kemik rahatsızlığının önüne geçmeye çalışılır.

Göğüs Hastalıkları; astım, bronşit, KOAH, amfizem gibi hastalıkların tanısında ve teşhisinde büyük rol oynarlar. Türk toplumu sıklıkla nefes darlığı ve öksürük şikayetiyle göğüs hastalıkları uzmanlarına başvurmaktadır.

Kardiyoloji; kalp ve damar yapısıyla ilgili her türlü patoloji bu bölüm kontrolünde tedavi altına alınmaktadır. Hastalarına genelde EKG çekerek ve çeşitli monitörizasyon tetkikleri sayesinde tanı koyan kardiyologlar, eğer cerrahi bir işlem gerçekleşecekse kalp ve damar cerrahisi bölümüne hastalarını sevk ederler. Bunun haricinde anjio işlemlerini de kardiyologlar yapmaktadır.

Nöroloji; beyin ve sinir hastalıkları ile ilgilenen nörolojinin uğraş alanı ve baktığı hasta popülasyonu oldukça geniştir. Çünkü felçten tutun da sinirlerden kaynaklı bacak ağrısına kadar nöroloji bakıp tedavi etmektedir.

Radyoloji; sıklıkla görüntüleme yöntemlerini kullanarak diğer bölümlerdeki doktorlara tanı koyma konusunda yardımcı olur. Girişimsel radyoloji bölümü ile artık daha fazla hasta ile direkt temas haline gelmişlerdir.

Cerrahi Tıp Bilimleri

Çoğu kişi doktoru, ameliyat yapan kişi olarak algılar. Evet cerrahlar da doktordur ama her doktor ameliyat yapmaz. Sadece cerrahi tıp bilimleri alanında uzmanlık alanlar ameliyatları gerçekleştirebilir. Hastalıkların artık çözüme kavuşturulamadığı son aşamada birçok hekim, cerrahi branşlardan yardım ister. Cerrahlar, hastalıklı doku veya organı tamamen ya da kısmen çıkarır. Bu sayede hastalık etkeni büyük ölçüde ortadan kalkmış olur. Cerrahi branşlarda hangi bölümler var? Gelin birlikte inceleyelim;

Anestezi ve Reanimasyon; hastaların ameliyattan önce uyuşmalarını sağlar. Ameliyatın cinsine göre anestezi türünü, anestezist ve ameliyatı gerçekleştirecek cerrah karar verir.

Beyin Ve Sinir Cerrahisi; sıklıkla bel fıtığı ameliyatı için hastalar tarafından tercih edilen beyin cerrahlarının görev alanı sanıldığından daha geniştir. Beyinde gerçekleşen her türlü patolojide tanı ve tedavi konusunda yol gösterici olabilmekteler. Eğer ameliyat gerekirse de cerrahi hazırlıklara hemen başlarlar.

Çocuk Cerrahisi; günümüzde sayılı çocuk cerrahisi uzmanı vardır. Sebebi ise bölümün zorluğundan kaynaklıdır. Asistan eğitimi için tıp fakültesinden mezun olan çoğu hekim, cerrahi branşlardan uzun nöbet süreleri ve malpraktis davaları yüzünden uzak duruyor.

Göğüs Cerrahisi; göğüs hastalıkları ile koordineli bir şekilde çalışır. Göğüste yer alan organ ve dokuların dahili bilimlerde halledilemeyecek patolojilerinde devreye girer.

Göz Hastalıkları; göz gibi detaylı ve kompleks bir organın hastalıklarını teşhis etmek ve tedavisine başlamak elbette zor. Ancak deneyimli göz cerrahları, bu konunun üstesinden pekala gelebilmekteler.

Kadın Hastalıkları Ve Doğum; kadınların ürogenital sistem hastalıklarıyla ilgilenir ve aynı zamanda doğumlarını yaptıran hekimlerdir. Senede milyonlarca doğum olmakta ve çoğunda kadın doğumcuların emeği yer almaktadır.

Kalp Ve Damar Cerrahisi; dahili tıp bilimlerinden kardiyoloji ile ortak çalışmaktadır. Kalp ve damar hastalıkları patolojilerinde bypass, koroner arter ameliyatları, varis cerrahisi gibi işlemleri ameliyathane şartlarında yapmaktadırlar.

Kulak, Burun Ve Boğaz Hastalıkları; yüz ve boyun bölgesiyle tamamen ilgilenen bu bölüm, aslında küçük bir uğraş alanı var gibi görünüyor ama marifeti gerçekten çok fazla. Sinüzit operasyonlarından tutun da fasiyal cerrahi ameliyatlarına kadar her yere elleri uzanmaktadır.

Ortopedi Ve Travmatoloji; kas, kemik ve eklem hastalıkları tanı ve tedavi aşamasında insanların dertlerine deva olan ortopedistlerin görev alanı oldukça geniştir. Dize ya da kalçaya protez yerleştirmekten tutun da boy uzatma ameliyatlarına kadar birçok işlemi gerçekleştirebilmekteler.

Plastik, Rekonstriktif Ve Estetik Cerrahi; estetik doktorları olarak bilinir. Gerçekte durum öyle değildir. Hastada baş,boyun, gövde, kol ve bacaklarda meydana gelebilecek doğumsal travmalar, yanıklar, sonradan oluşabilecek deformiteler, vücudun belli kesimleriyle ilgili estetik sıkıntılar( meme sarkması, yağlanma, mide sarkması, dudak dolgunlaştırma…) genel itibariyle plastik cerrahların sorumluluğu altındadır.

Genel olarak ‘tıp doktorluğu nedir?’, ‘nasıl doktor olunur?’ ‘tıp fakültesinden mezun olduktan sonra hangi aşamalardan geçilir?’ gibi sorularınıza cevap vermeye çalıştık. Hekimlik gibi kutsal bir mesleği icra etmeyi düşünüyorsanız, öncelikle çok iyi bir sentez ve analiz yapmanız gerekir. Avantajları ve dezavantajlarını birlikte değerlendirmelisiniz. Sırf maddi açıdan iyi gelir elde ediliyor diye hekimlik mesleğini seçmek akıl karı bir şey değil. Alttaki link üzerinden Tıp Fakültesi taban puanları ve diğer bölümler hakkında bilgi almak istiyorsanız ÜniRehberi sitesini ziyaret edebilirsiniz. Hepinize hayatta başarılar dileriz.

https://www.unirehberi.com/

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.