GBC Başkanı Kurt; "Medyadaki kirlenme hepimizi derinden etkiliyor…"
Basın sektöründeki mesleki sorunların demokratik hukuk sistemi içinde çözüleceği gerçeğinden hareketle Güneydoğu Gazeteciler Federasyonu Üyesi Gaziantep Basın Cemiyetinin’de dahil olduğu Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu’nun sorunlara ve çözüm önerilerine ilişkin çalışma yaptığına dikkat çeken Başkan Kurt, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
“Türk basınında sansür, gazetecilerin 24 Temmuz 1908 tarihinde gerçekleştirdiği onurlu direniş sonucu kalkmış, ancak ardından yapılan yasal düzenleme ve baskılarla yeniden gündeme gelmiştir.
Basınımız 2021 yılının 24 Temmuz’una, ne yazık ki siyaset-mafya-medya üçgenindeki çirkin ilişkilerin, yurtdışından beslenen gazetecilerin varlığının yaşandığı bir ortamda giriyor. Sektörümüzde “adına gazeteci” diyen ama gazetecilik değil, kirli çıkar ilişkilerinin odağı olan insanların mesleğimizi kirletmesine üzülerek tanık oluyoruz. Bu durum hepimizi derinden yaralıyor. Basınımızın özgür, objektif ve tarafsız çalışma olanağı bulması için ilk koşulun, gazetecilik mesleğini ve bu mesleği kimlerin yapabileceğini düzenleyen ‘Gazetecilik Meslek Yasası’nın çıkartılması olduğunu yıllardır her fırsatta dile getiriyoruz. Yaşamakta olduğumuz bu çarpık sürece son vermek için, gazetecilik mesleğini ve bu mesleği kimlerin yapabileceğini düzenleyen “Gazetecilik Meslek Yasası”, teknolojik gelişmeler dikkate alınarak yazılı basının yanı sıra görsel, işitsel ve elektronik medyayı da kapsayacak şekilde günümüz koşullarına uygun olarak mutlaka çıkarılmalıdır.
Öte yandan, Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile yayımlanan ‘tasarruf tedbirleri’ genelgesi, pandemi sürecinde çok zor bir dönemden geçen yerel medya kuruluşlarını olumsuz yönde etkilemektedir. Büyük fedakârlıklarla ve düşük bütçelerle halkın haber alma özgürlüğü adına görev yapan yerel basın kuruluşlarımız, ‘tasarruf tedbirleri’ başlıklı kararlarla önemli ölçüde gelir kaybederek ve ekonomik anlamda daha da zor bir döneme girmiştir. Ekonomik darboğazdan çıkamayacak olan yerel basın kuruluşlarının bir bir kapanması ve binlerce meslektaşımızın işsiz kalacak olması, ekonomik ve sosyal dengeleri bozmanın yanında, yerel demokrasiye de büyük darbe vuracaktır.
Sansür ise, meslektaşlarımızı kıskacına alan önemli bir sorunumuzdur. Günümüzde çeşitli medya kurumlarında yaşanan uygulamalara bakıldığında, sansürün kalkmadığını, şekil değiştirerek devam ettiği görmekteyiz. Sansür, eskiden olduğu gibi ‘haber yasaklama’ yoluyla yapılmasa da, gerçeği çarpıtma, gizleme veya çeşitli tehdit ve yaptırımlarla meslektaşlarımız üzerinde devam etmektedir. Türk Ceza Kanunu’nda ve Terörle Mücadele Yasası’nda yer alan ve darbe dönemlerinden bu yana değişmeyen basın özgürlüğünü kısıtlayıcı maddeler mutlaka ele alınmalı ve yeniden düzenlenmelidir. İfade ve basın özgürlüğü demokrasinin olmazsa olmazıdır ve Türkiye’de demokratik yaşamın temel sorunu ne yazık ki basın ve ifade özgürlüğünün gerçek anlamda olmamasıdır. Halkın haber alma hürriyetinin işlerliği için, basın ve ifade özgürlüğü temel gerekliliktir. Halkın gerçekleri öğrenme ve bilgi edinme hakkının aracı olan basın özgürlüğünün önündeki engeller kalkmadıkça, 24 Temmuzlar bizler için bayram olmayacaktır. Bu nedenle bu yıl da 24 Temmuz’u Basın Bayramı olarak değil, dayanışma günü olarak görüyor, bu anlamda kutluyoruz.
Tüm bu sorunlara karşın görevini fedakârca ve layıkıyla yapan başta Gaziantepli gazeteciler olmak üzere meslektaşlarımızın 24 Temmuz Basın Dayanışma Günü’nü kutluyoruz”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.