Lösemi hastalığında yetişkinler de çocuklar kadar risk altında
Löseminin 2-6 yaş arasındaki çocuklarda daha sık görüldüğünü ve kan kanserlerinin büyüme hızına ve hücre tipine göre ikiye ayrıldığını söyleyen Prof. Dr. Birol Baytan, “Kanserli hücrelerin büyüme hızına göre akut lösemileri hızlı çoğalan, kronik lösemileri ise yavaş çoğalan lösemilerdir. Hücre tipine göre lösemiyi miyeloblastik ve lenfoblastik olarak iki grupta değerlendirmek mümkündür” dedi.
EBEVEYNLER DİKKATLİ OLMALI
Lösemi hastalığında ailelerin çocukların üzerinde çok dikkatli olması gerektiğini ifade eden Baytan şu ifadeleri kullandı:
‘’Ebevynler çocuklarını iyi tanımalı, onu iyi takip ediyor olması çok önemli. Tanı konmasında birkaç belirtinin aynı anda ve sık aralıklarla yaşanıyor olması gerekiyor. Halsizlik, o gün geçirdiği yoğun bir günden kaynaklanıyor olabilir veya farkında olmadan çarptığı bir yer morarmış olabilir. Bu belirtilerin birçoğu tek başına bir anlam ifade etmez. Çocukların günlük yaşantılarında sıradan gibi görülen yorgunluk, halsizlik gibi belirtiler aslında kırmızı kan hücrelerinin üretilememesinden kaynaklanıyor olabilir. Buna bağlı olarak kansızlık, kolay yorulma, beslenememe, solgunluk, nefes darlığı, baş dönmesi, enfeksiyonlara yatkınlık, morarma, diş eti kanamaları, kilo kaybı, lenf bezlerinde büyüme, gece terlemesi ve karın şişliği gibi belirtilerle ortaya çıkmaktadır. Birkaç tanesinin aynı anda veya sık aralıklarla görülmesi ile hekiminize başvurabilirsiniz.”
TEDAVİ ŞANSI YÜKSEK
Lösemi tedavisinde önceliğin kemoterapi olduğunu söyleyen Prof. Dr. Birol Baytan, “Kemoterapi tedavisinin planlanması her çocuğa özeldir ve tedaviye verdiği yanıta göre değerlendirilir. Akut lösemilerde risk grubuna bağlı olarak, sadece kemoterapi ile yüzde 80 - 90 oranında tedavi edilebilir. Kemoterapi yanıtına göre bir grup çocuğa kemoterepiyi takiben kemik iliği nakli yapılır. Uygun bulunan donörden toplanan kök hücreler, çocuğa nakledilerek iyileşme oranında ciddi bir artış beklenir. Son dönemlerde farkındalığın artması ile birlikte kök hücre (Kemik İliği) bankasına bağışta bulunanların sayısı arttığı için, uygun donör bulma ihtimali de artış gösteriyor. Sağlığı yerinde olan herkesin 1 tüp kan vererek hayat kurtarabileceğini unutmamak gerekir” ifadelerini kullandı.
RADYASYONDAN UZAK TUTULMALILAR
Kanser oluşumunun nedeni tam olarak bilinmemekle beraber Prof. Dr. Birol Baytan, “Çocukları günlük hayatta sigaradan, radyasyondan, kimyasallardan ve sağlıksız besinlerden olabildiğince uzak tutmak gerekmektedir. Çocuklar yaşadıkları her alanda ciddi anlamda radyasyona maruz kalıyor, eline verdiğimiz cep telefonları, tablet bilgisayarlar gibi birçok teknolojik alet radyasyon yayıyor.Çocukların düzenli uyku uyuması, uyuduğu oda da ışıkların kapalı olması melatonin hormonunun salgılanmasını sağlayacak ve uyku kalitesini artıracaktır” diye konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.