CHP Ne Yapacak… Pandemi Çıldırttı
Genelde olumsuz yazı yazmaktan imtina ederim ama bu hafta yazımı kontrol amaçlı okuduğumda tamamen olumsuzluklarla dolu bir tablo gördüm. Kentin gündemi olumsuz olunca yazdığım haftalık değerlendirme de haliyle olumsuz oldu. Aylardır Başkansız olan ana muhalefet partisi CHP’nin Gaziantep İl Başkanı atandı. Başkan neler yapacak. Pandemi döneminin getirdiği kısıtlamalarla birlikte toplumun bozulan psikolojisi, esnafı, işçisi, öğrencisi ve yönetici kadrolarının birçoğu çıldırma noktasına geldi.
İl Başkanı ve Yöneticilerin görevden alınmasının ardından nihayet İl Başkanı atamasını gerçekleştiren Genel Merkez Neşet Uçar’da karar kıldı. Uçar parti tüzüğüne göre 45 gün içinde İl teşkilatını kongreye götürecek ama bu pandemi tedbirleri çerçevesinde neyi nasıl yapacak gerecekten zor olacak. Gaziantep’te ana muhalefet partisini İl Başkanı olarak atanan Neşet Uçar’ın, CHP’de köklü geçmişi olan alileler ile yapacağı görüşmeler, Belediye Meclis Üyeleri’nin durumu ve partiye emek verenlerle ilgili ince eleyip sık dokuması gerekiyor. Siyasi derse ihtiyacı olmayan iyi bir fıstıkçı ve düzgün bir insen olarak tanınan Neşet Uçar, Genel Merkez’e sözünü ne derece dinletecek bakıp göreceğiz. Çünkü CHP Genel Merkezi, seçim döneminden bu yana geçmişte CHP kalesi olarak bilinen Gaziantep’te ne kimseyi dinledi nede başarı elde etti. Sürekli kendi iç çekişmeleri ile gündeme gelen CHP Gaziantep’in artık ana muhalefet partisini ağrılığına yakışır bir yola girmesi ve partiye gönül verenleri tekrar kucaklamasını umuyorum. Neşet Başkan’a hayırlı olsun ve çok çok kolay gelsin demekten başka CHP yorumum olmayacak.
MİLLET ÇILDIRMAK ÜZERE
İntihar olayları, borcunu isteyen bakkalın öldürülmesi, ani kararla başlayan yasaklar ve altüst olan psikolojiler insanları canından bezdirdi. Evet bunlar Gaziantep’in bu haftaki gündemiydi. İki farklı trafik kazasında trafik canavarına verilen hayatlar, intihar eden insanlar, 800 liralık alacağını istediği için borçlusu tarafından öldürülen bir bakkal işletmecisi ve bunlara benzer birçok küçük çaplıda olsa olumsuz olaylar kentin gündemiydi. Bu hafta oldukça sıkıntılı bir maratondan geçtik. Olumsuzlukların üst üste geldiği bu haftada olayların nedenlerini ben yükselen korona tablosuna bağlıyorum. Bir ümitle dükkanlarını açan ve düşük vaka sayısından dolayı ‘Bismillah’ diyerek işine başlayan insanlar 15 gün sonraki tabloyu görünce şok oldular. Gaziantep’te vaka patlaması yaşandı ve sonuç olarak kısıtlamalar geri döndü. Umudunu yitiren esnaf açtığı işletmeleri tekrar kapatırken, işsiz kalan binlerce insanda işsizlik parası bile alamamanın acısıyla kıvranmaya başladı. Bu toplumsal karamsarlık ve flu gözüken gelecek günlerin hesabı psikolojileri alt-üst etti. Beklene oldu, intiharlar, kavgalar, kazalar derken kent gündemi olumsuz bir haftayı daha tamamladı.
EĞİTİM SİSTEMİ ÇÖKTÜ
Hafta başından bu yana hangi öğrenci hangi sınıfta yüz yüze eğitim alacak, kim canlı derse girecek söylemleri fırtına gibi ortada dolaştı. Çünkü, açıklanan rakamlar sonrası okul var mı yok mu tartışmasına giren veliler ve öğrenci gurupları sosyal medyada bilir kişilik yarışına girdiler. 2020 eğitim yılında beklenen altyapısı olmadığını düşündüğüm çocuklar ne yazık ki 2021’i de bence boş tamamlayacaklar. Yüz yüze eğitimde bile Türkiye genelinde son sıralarda yer aldığımız 2019 yılını mumla arayacak gibiyiz. Söylediklerimin haklı olduğunu dönem sonunda yapılacak LGS ve Üniversite sınav sonuçları ile göreceğiz. İnşallah bu sefer yanılırım. Ama görünen köy kılavuz istemez misali, binlerce çocuk evinden canlı ders girerek eğitimini tamamlamaya çalışıyor. Kırmızı kategorideki Gaziantep’in, eğitimde de yıl sonunda kırmızı kategoriye düşmemesi için başarı grafiğini epeyce yükseltmesi gerekecek.
3. DALGAYA GEÇTİK
Virüsün mutantı, Afrika kökenlisi, Kenyalısı, İngilizi derken geçen yıl Kasım ayında bile görülmeyen vaka sayılarını katlar nitelikle bir patlama yaşandı. Uzmanlar 3. Dalganın piki olarak adlandırsa da bence dalga falan değil. Sadece ve sadece sorumsuzluk, vurdum duymazlık, aymazlık ve kural tanımayan insanların oradan oraya boy boş koşturmasının faturasını ödüyoruz. Poşete koyduğu bir ekmekle 5 km gezen insanlar engellenmedikçe, tatlı kuyruğuna girip yasak günlerinde tatlıcılara serbestlik bitmedikçe, doğum günü, nişan, söz kesmeler bitmediği sürece bu virüste bitecek gibi görünmüyor. Hafta içi tatlı derdine düşmeyen Antepli hafta sonu tatlıcı, baklavacı, kuyruğuna ekmek kuyruğu gibi sıra beklerse virüsle yaşamaya ve yasaklı günlere elveda dememiz bence biraz zor olacak. Tedbirli yaşayan, kurallara uyanlarda kurunun yanında yaşta yanar misali birkaç kötü örneğin yarattığı olumsuz tabloda kalmaya devam edecek. Yetkili birçok kişinin de yazdıklarımın doğruluğuna katıldığını biliyorum ama ‘Kral çıplak’ diyerek sorumluluk alıp sert tedbirler uygulamakta önümüzdeki günlere gebe.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.