Ve Çile Bitti...Tarihi İpek Yolu Trafiğe Açıldı...Gaziantep'ten Geçen Ve Dünya'nın En Uzun Ticaret Yolu'nun Hikayesi

Ve Çile Bitti...Tarihi İpek Yolu Trafiğe Açıldı...Gaziantep'ten Geçen Ve Dünya'nın En Uzun Ticaret Yolu'nun Hikayesi
Aylardır KGM(Karayolları Genel Müdürlüğü) tarafından yapılan yol çalışmalarından dolayı tek yönlü olarak hizmet veren ve yoğun şekilde araç akımının yaşandığı tarihi İpek Yolu normal sürecine döndü

Gaziantep'in tarih İpek Yolu aylardır süren onarım ve yeniden asfaltlama çalışmaları yüzünden tek yönlü hizmet veriyordu.Bu durum Gaziantep'te trafik yoğunluğuna sebep olurken bu yolu kullanamak zorunda olan Gaziantep'li vatandaşları aşırı derecede yormuştu nihayet Karayolları Genel Müdürlüğü'KGM'nin tarihi ve uluslararası İpek Yolu üzerindeki çalışmaları bitti ve İpek Yolu trafiğe açıldı...

İPEK YOLU'NUN TARİHİ

İlçe içinİpekyolu, Vansayfasına bakınız.

İpek Yolu(Arapça: طريق الحرير:Çince: 丝绸之路;Farsça: جاده ابریشم;Rusça: Великий Шёлковый Путь;Kırgızca: Cibek Colu),Çin'den başlayarakAnadoluveAkdenizaracılığıylaAvrupa'ya kadar uzanan ve dünyaca ünlü ticaret yoludur.

Haziran 2014'teUNESCO, İpek Yolu'nun Chang'an-Tianshan koridorunuDünya Mirasıolarak belirledi.[1]

İpek Yolu sadece tüccarların değil, aynı zamanda doğudan batıya ve batıdan doğuya bilgelerin, orduların, fikirlerin, dinlerin ve kültürlerin de yolu olmuştur.

Milattan yüzyıllar önceMısırlılar, daha sonra daRomalılar,Çinlilerdenipeksatın alırlardı. Ulaşım ise, daha sonra İpek Yolu adı verilen güzergâhı izleyen kervanlarla sağlanırdı.İpekendüstrisi, eski çağlardan beri birçok milletin hayatında çok önemli bir yer tutmuştur.Uzak Doğu'dan gelenipekvebaharat,Batıdünyası için, uluslararası ilişkilerde önemli bir rol oynamıştır. İpek, ayrıcaDoğukültürünün Batı tarafından tanınmasını da sağlamıştır. Doğu'nun ipeği ile baharatınınkervanlarlabatıya taşınması,Çin'denAvrupa'ya ulaşanticaretyollarını oluşturmuştur.Orta Çağda, ticaret kervanları, şimdikiÇin'in Şian kentinden hareket ederekÖzbekistan'ınKaşgarkentine gelirler, burada ikiye ayrılan yollardan ilkini izleyerekAfganistanovalarındanHazar Denizi'ne, diğeri ile deKarakurumDağları'nı aşarakİranüzerindenAnadolu'ya ulaşırlardı. Anadolu'dan deniz yolu ileAkdenizveKaradeniz(Tirebolu) limanlarından veyaTrakyaüzerinden kara yolu ileAvrupa'ya giderlerdi.

Doğudan batıya doğru gelişen bu ticari harekette daha önceki çağlardan beri kullanılmakta olan bir yol şebekesinden yararlanılmıştır. Yoğun bir şekildeipek,porselen,kâğıt,baharatve değerlitaşlarıntaşınmasının yanındakıtalararasındakikültüralışverişine de imkân sağlayan bu binlerce kilometre uzunluğundakikervanyolları zaman içinde İpek Yolu olarak adlandırılmıştır. İpek YoluAsya'yıAvrupa'ya bağlayan bir ticaret yolu olmasının ötesinde, 2000 yıldan beri bölgede yaşayankültürlerin,dinlerin,ırklarında izlerini taşımakta ve olağanüstü birtarihselvekültürelzenginlik sunmaktadır.

Orta AsyaTürk Cumhuriyetlerininbağımsızlıklarını kazanmalarından sonra, İpek Yolu'nun hem birticaretyolu, hem de tarihsel ve kültürel değer olarak yeniden canlandırılması gündeme gelmiş, bu yol boyunca inşa edilmiş ve artık kullanılmayan yapıların, yeni işlevler kazandırılarak korunmaları ve yaşatılmaları için çalışmalar başlamıştır.

İpek Yolu çeşitli Türk uygarlıklarının ekonomik kaynağı olmuştur.

üzergâhlar ve DoğaTanrı dağları.

İpek Yolu’nun güzergâhı ile ilgili ilk belgelerAntik Yunanve Romalılara dayanmaktadır.TarımHavzası’nın kuzeyinden geçen kuzey rotasını ünlü tarihçi Heredot M.Ö. 450 yılında ayrıntılı bir şekilde tarif etmiş, güzergâh merkezlerine de oradaki yerli halkların isimlerini vermiştir. Heredot’un tarifine göre kuzey rotası Don Nehri ağzından başlayarak ilk olarak kuzeye ve hemen sonra Partların bölgesine doğru doğuya ilerlemekte, oradan da Çin’in batısında bulunan Kansu şehrinde son bulan Tanrı Dağları’nın kuzeyindeki kervan yolu üzerinden geçmektedir.

Güney rotasına ilişkin buna benzer bir tarif bulunmamaktadır. Ancak güney rotası yeniden kurgulandığında, rota Mezopotamya’dan başlamaktadır; fakat bu veri kesin değildir. İpek YoluAnadolu’da Antakya’da başlayıp, Gaziantep'ten geçerek İran veAfganistan'ın kuzeyinde Pamir Ovası'na kadar uzanmaktadır. Ayrıca Güneydoğu Bölgesi'nde bulunan Gaziantep ve Malatya'yı geçip, Trakya üzerinden ve Ege kıyılarında İzmir, Karadeniz'de Trabzon ve Sinop, Akdeniz'de ise Alanya ve Antalya gibi önemli limanlar üzerindenAvrupa'ya ulaşmaktadır.

Üçüncü bir yol daMısırveMezopotamyarotalarının birleşmesi ile meydana gelen Narmada Nehrinin Hint Okyanusu’na döküldüğü Hindistan’ın liman kenti Bargyzaga şehrine ulaşan deniz ve kara yollarının birleşimi ile oluşmaktadır. Her üç rota da İpek Yolu’nun yüzyıllar süren gelişmesi sonucu ortaya çıkmıştır.

Bunların haricinde İpek Yolu bir doğa yolu olarak var olmuştur. Akdeniz’den Çin’e kadar çöl üzerinden uzanan, yeryüzünde en ıssız yollardan geçip, en susuz ve acımasız arazilerden ilerleyen, bir vahayı bir diğerine bağlayan yollardan biridir. Güneyden gelinip deTaklamakan Çölü’ne ulaşıldığında, yeryüzünün en yüksek sıradağlarıyla karşılaşılır. Bu dağlar sadece, derin uçurumları ve 5000 m. yükseklikleri ile dünyanın aşılması en zor birkaç buzlu geçit üzerinden aşılabilmektedir. Aynı zamanda bu bölgenin iklimi de çok serttir. Sık sık kum fırtınaları meydana gelmekte, sıcaklık yazın 40°C üzerine çıkmakta, kışın ise -20°C altına inmektedir. Bu olumsuzluklara rağmen yol, doğu ile batı arasındaki milletlerarası iletişim konusundaki önemini yüzyıllar boyunca muhafaza etmiştir.

Bu yollar, vahaların yanı sıra yollardaki geçiş trafiğinin kontrolünü sağlayan askerî merkezler tarafından da kullanılmıştır. Bölgenin coğrafi özelliklerinden dolayı çok az sabit ulaşım ve ticaret yolu oluşmuştur. Çok hassas olan bu yollarda çıkan en küçük bir çatışma bile doğu ile batı arasında tüm trafiğin durmasına sebep olabilmiştir.

Tarih boyunca çok az insan İpek Yolununtam uzunluğu olan yaklaşık 6000 km.’yi dolaşmıştır.Ticaretsürekli birden çok ara duraklar üzerinde gerçekleşmiş ve yolun teğet geçtiği bütün uluslar, toptancı olarak kazançlarını en yüksek düzeyde tutmak istemişlerdir. Böylece, rekabet nedeniyle sürekli silahlı çatışmalara dönen kavgalar çıkmıştır. Sadece, 13. ve 14. yy.larda Moğol iktidarı döneminde bütün Asya tek bir yönetim altında toplanmış ve güvenli bir ticaret ortamı sağlanmıştır.

Kültür ve teknik aktarımı

Teknik alandaki gelişmelerin, kültür ürünlerinin veya ideolojilerin aktarımı, ticari mallara göre daha doğal ve kalıcı olmuştur. Ticari, politik, diplomatik veya misyonerlik nedenler ile gerçekleştirilmiş uzak ticaretin bütün türleri farklı toplumlar arasında kültürel değişimi meydana getirmiştir. Şarkılar, hikâyeler, dini düşünceler, felsefi görüşler ve bilimsel bilgiler seyahat edenler yoluyla taşınmış ve güncel kalmıştır. Bunların yanı sıra gıda maddelerinin girişi ile tarımsal değişim de gerçekleşmiştir.Kâğıtüretimi vematbaa, damıtma gibi kimyasal süreçler, etkili at koşumu ile üzengi gibi önemli buluşlar dünyaya Asya üzerinden yayılmıştır.

İpek Yolu üzerinde dinlerin yayılmasıKültürlerin birbirlerini etkilemesi: Solda Hadda'dan Yunan Rüzgâr Tanrısı heykelciği, 2. yüzyıl. OrtadaTarım Havzası'ndanbir Rüzgâr Tanrısı resmi, 7. yüzyıl. Sağda Japon Rüzgâr Tanrısı Fujin, 17. yüzyıl

İpek Yolu üzerinde taşınan kalıcı şeylerden biri de dinler olmuştur. Örneğin 4. ve 5. yüzyıllardaKuzey Vey HanedanlığıdönemindeBudizm, kuzey güzergâhı yoluyla Hindistan’dan Çin ve Japonya’ya gelmiştir. Bazı istisnalar haricinde, Hıristiyanlığın Anadolu’da yayılmasının 3. yy. da Sasani İmparatorluğu döneminin başlaması ile mümkün olduğu kabul edilmektedir. Hristiyanlık, Orta ve Doğu Asya’da hiçbir zaman hâkim din olmamasına rağmen, İpek Yolu’nu kullanarak Çin sınırlarına kadar dayanmıştır.Moğollardöneminde YunanteologNestorius’a dayanan Diofizit hasaba katılması gereken kültürel bir silah olmuştur.

Hıristiyanlığın yayılması diğer dinlerden baskın olan İslam’ın yayılmasına göre daha kısıtlı olmuştur. M.S. 632 yılında Muhammed’in vefatından sonra İslamiyet, Arap yarımadası üzerinde hızla yayılmaya başlamış ve sonraki yüzyılda da eski Roma şehirleri olanSuriye, Mısır ve bütünKuzey Afrika’da yerleşme sürecine girmiştir. Kısa süre içinde İpek Yolu’nun batı kısmı ve böylelikle Asya üzerinde gerçekleşen ticaret Müslümanların kontrolüne geçmiştir.Persİmparatorluğu’nun fethi ile genişleme doğuya doğru gerçekleşmeye devam etmiştir. İslamiyet, ilk olarak İpek Yolu üzerinde yer alan şehir merkezleri boyunca etkili olmuş ve daha sonra kırsal kesimlere kaymıştır.Orta Asya, Çin, Bengal ve daha sonraEndonezya’da da askerî veya politik bir girişim olmadan Müslüman yerleşim yerleri oluşmuştur. Pers kökenli olanZerdüştlükve Mani Dini de İpek Yolu üzerinden yayılmıştır.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.